Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Aslında bir çoğu buradan oraya yani memleketlerine gidenler emekçiler…

Gençlikleri burada geçti!

Uzun bir süre ülkemizde ekmek paralarını kazanıp doğdukları büyüdükleri memleketlerine gittiler…

Şimdi büyük bir deprem felaketi yaşandı!

Hani yaşayan bilir derler ya…

Hemen her aileden birden fazla can verdiler!

Evlerini barkları göçük altında kaldı…

Deprem şimdi onları yıllar önce yaşadıkları ülkemize geri getirmeye başladı!

Bir çoğunun burada akrabaları var onların evlerine sığındılar…

Kimilerine hayırsever insanlarımız kapılarını açtı, evlerine buyur etti!

Kıbrıs Türkü depremzedelere karşı birlik oldu bağışlar devam ediyor…

Hem devlet hem de belediyelerimiz ellerinden geleni yapıp onlara yardım için birbiriyle yarışıyorlar!

Hele de bazı iş adamlarımız var ki, müthiş yardımlarda bulunup ‘sakın reklam yapmayalım’ deyince önlerinde eğiliyoruz…

Deprem bölgelerinden gelen sayısının bin kadar olduğu açıklanıyor ama bizim aldığımız duyumlara göre beş bine yakın şu ana kadar giriş yapmış…

Yollarda ellerinde valizleriyle gelenleri bizzat görüyoruz!

Kimi eski tanıdığını arıyor kimi sığınacak, başını sokabilecek bir ev, nasıl olursa olsun türünden…

Burada soru şudur;

Biz bu insanlara nasıl sahip çıkacağız?

Devlet onlara nasıl katkı sağlayacak?

Evi barkı olmayan nerede yaşayacak?

Bu insanlar burada ne iş yapacak, yaşamlarını nasıl idame ettirecekler?

Konu bundan böyle bireysel değil tamamen toplumsal bir konu haline gelmiştir…

Biz deprem önlemlerimizi alırken onların geleceklerini de şekillendirmek zorundayız!

Bunun için de yerinde ve doğru olan kararlara ihtiyacımız var…

İnsan olduğumuzu göstermeniz tam zamanı ve zeminidir!

Empati yapmak gibi de bir zorunluluğumuz var…

En çok canımızı yakan nedir biliyor musunuz?

Depremi yaşayan çocuklar…

Minicik yavruların hayatlarını kaybettiği gerçeği insanın yüreğini dağlıyor!

Hayatlarını kurtarıp kucaklamamızı bekleyen binlerce var artık aramızda…

Hele de deremin ne olduğunu bile bilmeyen masum çocuklar!

Gelen ailelerin bazılarıyla görüşme imkanımız oldu, yanlarındaki yavrular hala her şeyden habersiz gözünüzün içine bakıyorlar…

Saf, temiz ve gülen gözleriyle!

Şu an tek eksiklikleri ise sadece birkaç küçük oyuncak…

Onları hayata bağlayan, çocukluklarının en önemli parçası haline gelen oyuncaklar!

Çünkü o küçücük renkli nesneler onlar için çoğu zaman ‘çok şey’ olabiliyor…

Artık çocukluklarına içimizde devam edeceklerine göre oyuncaklar onların olmazları arasında yer almaya devam edecek…

Bu konuda da yardımsever insanlarımıza yine büyük sorumluluklar düşüyor!

Bir deneyin lütfen…

Oyuncaklarla bütünleşmiş çocukların neşelerini görünce içiniz ısınacak, büyük bir huzur duyacaksınız!

Tüm gelenlerin başımızın üstünde yeri vardır…

Ama minik yavruların yeri çok daha özel yerler olmalıdır!

Çünkü onların istediği tek bir oyuncak…

Başka bir şey değil!

Türkiye’deki bilim insanları deprem tahminleri yaparken bizim de yüreğimiz hopluyor…

Kesinlikle Kıbrıs’ta büyük deprem olacak diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor!

Bu tür haberler korku salmaktan başka bir işe yaramıyor…

Televizyonda bu haberleri izleyenler gereksiz bir şekilde tedirgin ediliyor, paniğe sokuluyor!

Bu konuda yayın yasağı getirilebilir mi bilemeyiz ama depremlerde en önemli unsur panik yapmamaktır…

Panik olursa insan bildiği her doğruyu unutur yanlışa sürüklenir!

Bu tür haberlerin yerine insanlarımızın doğru bilgilendirilmesine büyük ihtiyacımız var…

Vatandaşa korku salmak kimsenin yararına değildir!

Verilen mesajlar da vatandaşa karşı değil deprem riski olan bölge ve ülkelere karşı olmalıdır…

MESAJ KUTUSU

Sayın Hamit BAKIRCI, Karpaz yarımadası en çok deprem riski taşıyan bölgelerimizin başında gelirken bölge insanı gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı yönünde sorular yöneltmeye başladılar. Belediye olarak bölgede sorumluluğunuz çok büyük umarız boş durmuyorsunuzdur!

Sayın İzlem Gürçağ ALTUĞRA, depremi yaşamış olanlar için psikolojik desteklerinin ne zaman başlayacağı yönünde yoğun mesaj trafiği yaşanmaya başladı. Bu arada Türkiye’den gelen depremzedelere de aynı hizmetin verilmesi gerektiği yönünde yorumlar yapılmaya başlandı, haberiniz olsun istedik…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, Üçüncü dünya ülkelerinden gelip ülkemize gelen insanlar çocuklarını okula yazdırmak için özellikle de Girne’de büyük zorluklar yaşadıkları yönünde şikayetler gelmeye başladı. Özellikle yabancı dil eğitim verilen özel okullar öğrenci alımlarını durdurmuş sıkıntı her geçen gün büyüyor…

Sayın Murat ŞENKUL, daha önceleri de baş gösteren bazı belediye çalışanlarının iş takipçiliği yaptığı, bazı karşılıklar alıp işlerini çözdüğü, aksi taktirde kıllarını bile kıpırdatmadıkları yönündeki ihbarlar son günlerde artış göstermeye başladı. Bazılarına telefonunuzu verdik, bilesiniz istedik…

Sayın Alişan OŞAN, devlet kadrolarında olup da yıllardır daireye uğramayan 2 bine yakın sözde çalışanın halen devletin ensesinden geçindiğini biliyor muydunuz? Bu devletin paraları nereye gidiyor derken onları da göz ardı etmemek gerek değil mi? Umarız ciddiye alır tüm kamu dairelerinde gecikmeden önleminizi alırsınız…

Sayın Fırat ATASER, Alsancak ve Lapta bölgelerinde bir deprem önlemi olarak çadır kurmak için kolları sıvadığınız gözleniyormuş. Umarız bu girişiminiz Belediyeler birliği tarafından da güzel bir örnek teşkil eder. Başarılı çalışmalarınızın devamını temenni ederiz…

Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, başkanlığı devretmenizin ardından borcu olmayan bir Girne Belediyesi beklerken aksine ötelenmiş borçların ortaya dökülmesi bölge halkını hayretler içinde bırakmaya başladı. Elektrik borçlarını ardından bakalım hasıraltı edilmiş neler çıkacak?

Sayın Fuat NALCIOĞLU, deprem enkazlarından TC-KKTC arası köprü yapılması konusunda yaptığınız açıklamayı biz şaka olarak nitelendiriyoruz. Ama sosyal medya kullanıcıları bizim kadar insaflı değil, müthiş tepkiler almaya başladınız!

Sayın Hasan SADIKOĞLU, sıvılaşmış zemine yakın olan bölgenizde özellikle yüksek katlı binaların deprem analizlerinin gecikmeden yapılmasının elzem olduğu konusunda teknik bilgiler gelmeye başladı, bir an önce bölge insanının içini rahatlatacak girişimlere başlamanız öneriliyor…

Sayın Utku KARSU, bir süreden beridir karikatürlerinizi görmeyen takipçilerinizin meraklarını gidermek için küçük de olsa bir açıklama yapmanız yerinde olacaktır. Umarız kurumunuz ile aranızda bir takım sürtüşmeler yaşanmamıştır…