Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

2016 Yılında Devlet Laboratuarında çıkan yangın şaibelidir…

Yangının sigortadan çıktığı filan da palavra!

Bu yangın çıkmamış aksine çıkarılmıştır…

Hem içeriden hem de dışarıdan kaynaklı!

Yangından 2 sene sonra da yapılan milyonluk alımların sahte belgelerle yapıldığı ortaya çıktı…

Bu konuda iki kişi de tutuklandı!

Dosya 4 yıldır poliste bekliyor…

Daha ne kadar bekleyecek bilemiyoruz ama süre uzadıkça da şaibelerin ardı arkası kesilmiyor!

Bakın buradaki suçlamalar neler;

“Resmi sahte belge düzenleme…

Resmi sahte belgeyi tedavüle sürme…

Sahtekarlıkla para temini…

Kamu görevlisinin görevini kötüye kullanması…”

Konu polise yansıdıktan sonra aradan 4 yıl geçmiş…

Ufukta da bir hareket gözükmüyor!

Siyasiler konuyu gündeme getirmeye sanki de korkuyorlar…

Ortada şaibeli bir yangın var, bir sürü suistimal var, ortada belgeler de var!

Olmayan tek şey bu dosyaya ilgi…

Dosyanın bir türlü yargıya taşınmaması!

Biz eminiz ki bu dosya yargıya ulaştığı gün şu anda perde gerisinde kalan başka isimler de ortaya çıkacak…

Ama nafile!

Yanan bina da tam 6 senedir atıl vaziyette duruyor…

İçinde de tarihi geçmiş ilaçlar ve bir takım kimyasal maddeler!

Bu binanın 6 senedir niye tamir edilip yeniden hizmete açılmaması da başka bir mesele…

İddia edilen şu ki, bu bina ve çevresi hala radyasyon kalıntıları içeriyor!

Tamamen uydurma ve yalan…

Bu konuda yapılan tüm analiz ve araştırmalar da elimizde mevcut!

Ama belli ki birileri kasıtlı olarak bu binanın hizmete açılmasını istemiyor…

Daha önce de yazmıştık…

Bir de dönemin daire müdürünün zehirlenme olayı var!

Bunun da kimse üstüne gitmedi…

Yangın nedeniyle kimyasal maddelerden etkilenmiş denildi ve geçildi!

O da palavraydı…

Yangın sonrasında tüm çalışanlar özellikle İstanbul’a gönderildi ve hepsinin de testleri temiz çıktı!

Zaten Tatar’ın ağzında çıkan yara da radyasyondan değil zehirli kahvenin bir ektisiydi bu da sağlık raporlarıyla belgelendi…

Yani bu yangın sadece görevi kötüye kullanmak ve sahtekarlıkla para temini değil, adam öldürmeye teşebbüsü de taşıyordu, Tatar’ın bu konudaki şikayetini de kaale alan kimse çıkmadı!

Böyle olunca da soru işaretlerine daha büyük soru işaretleri eklendi…

Bu konu artık sadece Sağlık Bakanlığının bir sorunu olmaktan çıkmıştır…

Konu başta hükümet olmak üzere, buna muhalefette dahil polisin ve yargının meselesi haline gelmiştir!

Bu dosya daha fazla gecikmeden polisten yargıya taşınmalı ve bu konudaki suçlular, işlenen suça göz yumanlar kamuoyunun önüne çıkarılmalı, işledikleri suçların hesabı sorulmalıdır…

Devlet kimsenin babasının çiftliği değildir!

Devleti çalanlar, hatta bu maksatla insanları öldürmeye teşebbüs edenler adaletin önüne çıkarılmazsa bu ülke artık yaşanmaz bir hale gelmiştir ve gelecek için korkumuz çok da büyük olacaktır…

Aşağıda yapılan alımlarla ilgili doğru ve sahte sözleşmeleri sizlerle paylaşıyoruz.

Doğru sözleşme

Sahte sözleşme

MESAJ KUTUSU

Sayın Erhan ARIKLI, yeni bir liman işçileri şirketi kurulması için çıkılan bir garip ihale çok konuşulup tartışılacağa benziyor. Bu konuda hatadan dönülmesi için talimat vermeniz bekleniyor, aksi halde yine medyanın diline düşeceksiniz…

Sayın Halis ÜRESİN, yakıt ihalesinde eğer usulsüzlük var diye iptal ediliyorsa niye usullü bir şartname hazırlamıyorsunuz ki? Siyasiler bu konularda hep yırtar ama sanki de çanak sizin başınızda kırılacak gibi gözüküyor…

Sayın Dursun OĞUZ, vatandaş haklı olarak soruyor, dünyanın en lezzetli patatesi bizim ülkede yetiştiği halde biz hala yurt dışından gelen buzlu dilim patatesleri tüketiyoruz diye. Hatta bu konuda bazı restoranlarda tartışmalar bile yaşanıyormuş haberiniz olsun istedik…

Sayın Ali KARAVEZİRLER, geçtiğimiz hafta yapılan son kamuoyu yoklamasında Değirmenlik’te yüzde 75 civarında oy olacağınız ortaya çıkmış. Demek ki biraz daha gayret etseniz ülke genellinde rekor kırıp listenin en üst sırasında yer alacaksınız desenize…

Sayın Talip ATALAY, eski makam sahibi olarak Din İşleri Dairesi’nde yaşanan bir takım absürt olayları vekil olarak meclise taşımanız ve soruşturma başlatmanız öneriliyor. Zira burada din adamları da bir karpuz gibi ortadan ikiye bölündü, perde gerisinde iç savaş yaşanıyor…

Sayın Derviş EROĞLU, UBP’nin 47’nci kuruluş yıldönümü için öyle bir açıklama yaptınız ki hem kutlama da en çok da uyarı niteliğinde olduğu yorumlandı. Özellikle genç vekiller biraz fazla havaya girdi umarız raydan dışarı çıkmazlar…

Sayın Mahmut ÖZÇINAR, Bir kez daha UBP Güzelyurt Belediye Başkan adaylığınız hayırlara vesile olsun. Bizim Yaylalı böyle halkı mesajlar göndermeye başladı, sahil projesi için yıllardan beridir vaatlerde bulunuyorsunuz, bakalım bu kez bu konuda icraat yapabilecek misiniz?

Sayın İzlem Gürçağ ALTUĞRA, sağlıkta tam güne geçme konusunda yaptığınız açıklama kamuoyunda biraz garipsendi. Zira şu anda tam değil de yarım gün mesai mi var diye çeşitli sorular yöneltilmeye başladı. Geçmiş bakanlar başaramadı bakalım devlet hekimlerini hastanelerde tam gün tutmayı siz başarabilecek misiniz?

Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, UBP’nin aday tanıtım resepsiyonuna katılmasaydınız bağımsız olarak belediye başkanı olacaktınız ama akşam ki görüntüden sonra bu biraz zor gibi olacak geldi bize. Sessiz çoğunluk her an size bir ceza verebilir, bunu bir kenara yazın deriz…

Sayın Hamza DUYGU, kalp sağlığı konusunda sosyal medyada yaptığınız paylaşımlar kamuoyu tarafından memnuniyetle karşılanmaya başladı. Hatta sizi aktif siyasette görmek isteyenler bile var bu konuyu bir düşünmek gerek değil mi?