Okur şikayeti

“Sayın Tolga Atakan’ın dikkatine

Sayın bakanım size bu yazıyı yazmamın sebebi neredeyse tüm finansmanı Türkiye Kıyı Emniyeti tarafından karşılanan fakat, keyfini başkasının sürdüğü bir ortaklık şirketindeki kokuşmuşluğu ihbar etmek içindir.

2000 yılında kurulan Kıbrıs Türk Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma Ltd şti nin işleyiş yapısı ile ilgili bazı şikayetlerde bulunacağım.

Yaklaşık 20 yıldır bu kurumun başında bulunan Genel Müdürün şirketi bu denli batma noktasına getiren şahsi egoları ve bu şirketi babasından miras kalmış gibi kullanmasından kaynaklanmaktadır.

Sanki de Genel müdürün tekelinde olan bu devlet şirketi hiç bir personeline hiç bir özlük hakkı tanımamakla birlikte kurulduğu günden itibaren her personel yarın işten durdurulma tehdidiyle Genel müdürün istediği her işi, her emri doğru, yanlış yerine getirmek zorundadır.

Yazımın başında söylediğim gibi bu şirketin ayakta durabilmesi için, büyük sermayesini TC Kıyı Emniyeti Genel müdürlüğü karşılarken, kara ve deniz personelini . kara ve deniz araçlarını, kendinin ve kardeşinin şahsi ortağı olduğu denizcilik şirketinde, gemilerinde, inşaat ofisinde , tarlalarında ve evlerinde yıllardan beridir hiç utanmadan ve korkmadan kullanmaktadır.

Bu araçlar ve personelin asli görevlerinin afet ve acil durumlarında denizlerimizde arama kurtarma faaliyetlerini yürütme iken Genel müdür şahsi çıkarları için kullanmaktadır.

Devlet şirketinin bu denli pervsızca gelirlerinin sömürülmesine çomak tutan gelmiş geçmiş tüm hükümetlerde ayrıca bu düzenden sorumludur.

Gelinen bu noktada personel sözleşmelerinde 2. Bir iş yasağı varken Genel müdüre nasıl olurda 2. Bir iş hakkı sağlanır ve o da bu personeli kendine çalıştırır.

Yıllardır işten çıkartılırsınız denilerek göz dağı verilip sendikalaşmaya izin verilmemiş ve bu korkuyla personeli kendine istediği gibi çalıştırmıştır. Personele bedava yaptırılan işlerin sonucunda bazı personelin yaptığı hatalara da göz yummaktadır. Geçmiş senelerde gemide alkol alan personeller hakkında işlem yapıp işten çıkarmasına karşılık, son gelişen olaylarda Söndüren 10 römorköründe alkol içilmesine rağmen suç işleyen personellere ihtiyacı olduğu için hakkında işlem bile yaptırmamıştır.

Geçmiş senelerde işten haksız yere durdurulan çocuklarımızın KKTC Ulaştırma bakanlığına yaptıkları özel işlerinde Genel müdür bizleri çalıştırıyor şikayetleri hala hatıralarda iken , maaşlarını Türkiye kıyı emniyetinin acil durumlar için ödediği bazı personellere izinler yazdırarak kendi şahsi gemisi için hem de yurt dışında çalışmaya yollamaktadır,(08.01.2020-15.01.2020)tarihleri arasında Söndüren 10 personelleri Ali Pekin , Gazanfer Köksal ve Erdal Doğanı İskenderun limanında kendi denizcilik şirketi adına aldığı gemide çalıştırmak üzere buraya görevlendirdi bu personeller yıllık sözleşmeli olduklarından hiç bir şekilde karşı gelemeyeceklerinden her şeye evet demek zorunda kalıyorlar.

Genel müdürün kardeşi ile birlikte ortak olduğu 1 inşaat ve 1 de denizcilik şirketleri olmasına rağmen yanlarında hiç bir personelin çalışmaması, yurt dışında bile bu kadar rahat Kıyı Emniyeti personelini çalıştıran birinin Kıbrıs’ta nasıl çalıştırdığını hayal edebilirsiniz.

Kıyı Emniyeti personelini kullandığının ayrıca kanıtıdır…

Yaşananlar bunlarla da sınırlı kalmıyor. Personele sürekli mobing uygulamakta ve istediklerini yaptırmaktadır. Devletin haklarını korumak tüm hükümetlerin ve makamların sorumluluğunda olduğunu bir kez daha hatırlatırım.

Saygılarımla.”

(Bir okur)

Garson kadının heyecanı

Basım mensubu olduğumuz anlayan kadın garson yanımıza yaklaştı...

Utangaç bir şekilde bir şey sormak istediğini söyledi, biz de buyurun dedik!

Devletin çalışanlara her ay 200 TL katkıda bulunacağını duymuş, ama kimseye teyit ettirememiş, başı önde ‘bunu soracaktım’ dedi...

Biz de doğrudur cevabını verdik!

Ayrıca söz konusu paranın her 3 ayda bir 600 TL olarak hesaplarına yatırılacağını söyledik...

Başını yukarı kaldırıp gözlerimizin içine bakarak ‘gerçekten mi’ diye sordu!

Mutluluğu gözlerinden okunuyordu, teşekkür edip işinin başına gitti...

O anları hiç unutamam!

200 TL’nin bin insanı bu kadar sevindirmesi...

Evini geçindirmek için çok ince hesaplar yapan o kadar çok insan yaşıyor ki içimizde bunu düşününce insanın içi acıyor!

Altı üstü günlük 7 TL’lik bir katkıdır bu...

Çoğunun yerde görüp de almayacağı para!

Bir tarafta müthiş bir zenginlik ve fütursuzca harcanan paralar, 5 yaşındaki çocuklara alınan binlerce lira değerindeki telefonlar...

Diğer tarafta da günlük 7 TL fazla para cebine girecek diye mutluluktan neredeyse ağlayacak kadar sevinen garibanlar!

Her ne kadar içimizden ‘adaletin bu mu dünya’ diye sorarken, diğer taraftan da yaşamın acımasızlığı insanlar arasındaki dirin uçurum da gerçeğin ta kendisi...

MESAJ KUTUSU

Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, Girne Atış Poligonu yanında başlayan bir inşaat ile ilgili sürekli ‘kötü kokular’ yönünde şikayetler almaya başladık. Burasını sıkı denedim altına almanızı isteyen mesajlar geliyor, aman ipleri elinizden kaçırmayın deriz!

...

Sayın Erdal ONURHAN, kurumda birileri düğmeye bastı ve hakkınızda büyük bir kumpas operasyonu başlatıldığını biliyor muydunuz? Tehlikenin de çok yakınlarınızdan geleceği konuşuluyor, bu sıralar temkinli olmakta yarar görüyoruz...

...

Sayın Kubilay ÖZKIRAÇ, Kıb-Tek’te çalışanlar arasında küfürler havada uçuşurken sendika olarak her hangi bir önlem alıyor musunuz yoksa kafanız ağrımasın diye görmemezlikten mi geliyorsunuz! Hayırdır bu sessizlik niye!

...

Sayın Olgun AMCAOĞLU, Girne Antik Liman’ın ihalesini iptal ettirerek hem büyük bir amme hizmeti yaptınız hem de devletin paralarının birilerinin cebine haksız yere girmesinin önünü tıkadınız. Yeni tezgahlar planlanıyor uyanık olmanız da yarar var!

...

Sayın Ali Erdal HACIMULLA, Kıb-Tek’e satılan bazı malzemeler hakkında bir Sayıştay raporundan bahsedilmeye başlandı. İddiaya göre malzemelerin uygunluğu sorgulanıyormuş, haberiniz olsun istedik!

...

Sayın Aytaç ÇALUDA, Güzelyurt ve Lefkeli vatandaşlar ikametgahınızı Lefkoşa’ya aldığınızdan ötürü sitem dolu mesajlar göndermeye başladı. Uyarıları dikkate almanızı öneririz zira haklı yönleri de yok değil!

...

Sayın Sıla Usar İNCİRLİ, bir özel hastanenin reçetesi ile hastalara ilaç yazmanız vatandaşın gözünden kaçmamış olsa gerek ki altında imzanız olan reçeteyi bizimle paylaştı. İkinci iş yasağını unutmamak gerek değil mi?

...

Sayın Serhan ÇINAR, müvekkiliniz olan bir iş insanının sahte evrak konusunda açılan davayı gündeme getirmemek için yoğun çaba sarf ettiğiniz konusunda bazı mesajlar almaya başladık. Yakında konunun detaylarının da açıklanacağı da söyleniyor, haberiniz olsun istedik!

...

Sayın Ali ÇAYGÜR, mahkeme tarafından suçu onanan bir klinik sahibinin mekanının halen hasta bakmaya devam ettiğini biliyor muydunuz? Sağlık Bakanı Müsteşarı olarak konuya duyarlılık göstermeniz bekleniyor, bizden uyarması!

...

Sayın Ayşegül Baybars KADRİ, işe gelmemeyi hasta raporları ile adet haline getiren hukukçu bir arkadaştan çalışanların şikayetçi olduğu ve hakkında soruşturma başlatmanızı istediği yönünde şikayetler son günlerde yoğunlaşmaya başladı, haberiniz olsun istedik!