Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Ne büyük tesadüf ama…

Bu ülkede belki de ilk kez sınav haftasında sendikalar eylem ve grev yapıyorlar!

Diyorlar ki;

Biz sadece kendi hakkımızı değil toplumun haklarını da savunuyoruz!

Pes doğrusu…

Hadi kendi haklarını bir nebze anlarız da toplumun hakkı hukuku burada nerede var işte onu anlamak zor!

Eğitim yılının sonuna gelinmiş, öğrenciler heyecanla tatile hazırlanıyorlar ama sınav hakları ellerinden alınıyor…

Birde çekinmeden sıkılmadan toplumun haklarını öne sürüyorlar!

Şimdiye dek hep sendikal haklardan yana olduk, ama kızgın vatandaş öyle bir nefret kusuyor ki aksine onların hakları savunulmuyor, ellerinden alınıyor…

Sınavlar bitmeden ne olacak biliyor musunuz?

Devletteki eğitimden bıkan usanan özel okulların yolunu tutacak…

Çünkü bizim devlet bu işi yıllardan beridir beceremiyor!

Buna bir de artan nüfus ve yabancı sayısı eklenince şu anda devlet okullarında tam manasıyla bir kaos yaşanmaktadır…

Şunu da belirtmek gerekir ki şu anda eğitim bir şekilde yürüyorsa bu da öğretmen ve yöneticilerin büyük özverisi sayesindedir!

Ama sendikaların değil…

Sendikalar sadece krize oynamaktadır!

Haklıyken haksız duruma düşmektedirler…

Çıkıp sokağa velilerin şikayetlerini dinleseler kim bilir belki de onlara hak verirler!

Geçtiğimiz hafta gündemin tepesinde özel okulların yeni fiyat listeleri vardı…

Rakamlar geçen yıl zam yapmayan özel okullar bu kez geçen yılın da acısını çıkararak fiyatları artırdılar!

Haliyle bundan böyle özel okullarda öğrenci okutmak lüks hale geldi…

Amma velakin sendikalar eylem ve grev zamanlamasını öyle bir ayarladılar ki bir anlamda da özel okulların reklamlarını yapmaya başladılar!

Yani diyorlar ki;

Biz eylem ve grevlere devam ederiz, gerekirse karne vermeyiz, başınızın çaresine bakın…

Resmen insanları teşvik ediyorlar, özel okullara yönelsinler diye!

Özel okul reklamı ancak bu kadar güzel yapılabilirdi…

Hem de sendika eliyle!

Ankara Kulisleri…

Erdoğan’ın Sinan Oğan planı ne?

ATA İttifakı’nın dağılmasının ardından seçmenlerinin Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda kime oy vereceği tartışılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Sinan Oğan'la ilgili farklı planları olduğu, Oğan'ın da bunun pazarlığını yaptığı dillendiriliyor...

ATA İttifakı’nın dağılmasının ardından seçmenlerinin Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda kime oy vereceği tartışılıyor. Uzmanlara göre milliyetçi/ülkücü ve Atatürkçü olan bu kesimin büyük çoğunluğu aynı zamanda Erdoğan karşıtı.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda yüzde 5 oy alan Ata İttifakı'nın adayı Sinan Oğan, ikinci turda destek vereceği adayı dün açıkladı. Oğan, "Sayın Erdoğan'ı destekleyeceğimizi ilan ediyorum" dedi.

Bugüne dek Hüda-Par'a sert eleştirileri olan ve 'Cehennemin Kapılarını Kapatacağız' diye konuşan Sinan Oğan bugün Hüda-Par'dan hiç değinmemeyi tercih etti.,

DW Türkçe'de Sinan Oğan'la ilgili kulisleri kaleme alan gazeteci Gülsen Solaker, başka bir iddiayı gündeme getirdi. Haberde ‘kulis’ bilgisi olarak Oğan’ın ilk turdan beş-altı gün önce de Erdoğan’la görüştüğü aktarıldı. Oğan, dört gün önceki son görüşmeye de Ümit Özdağ’dan habersiz gitmiş.

Oğan'ın Özdağ dahil bazı yakın çalışma arkadaşlarını da hayal kırıklığına uğratan kararının arkasında ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ardından partinin başına geçme arzusu gösteriliyor.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in, Sinan Oğan'ın Erdoğan'la anlaşmasında etkili olduğu iddia ediliyor.

Haberde görüşlerine yer verilen Gazeteci Yavuz Selim Demirağ şu anda MHP'ye yön veren ismin Erdoğan olduğunu söyleyerek, "Bahçeli sonrasındaki bir MHP'yi de Erdoğan kimseye bırakmayacaktır. Oğan'ın da bunun pazarlığını yaptığını düşünüyorum" yorumu yapıyor.

Ankara kulislerinde Oğan'ın ilk turdan 5-6 gün önce de Erdoğan ile bir araya geldiği, son görüşmesine ise Ümit Özdağ'dan habersiz gittiğine yönelik güçlü duyumlar bulunuyor.

Alparslan Türkeş Vakfı'ndan 'ikinci tur' kararı!

Alparslan Türkeş Vakfı Genel Sekteri Alparslan Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nin ikinci turunda, Millet İttifakı'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini duyurdu.,

Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nin ikinci turuna 5 gün kala, Alparslan Türkeş Vakfı seçim kararını açıkladı.

"DAVA ARKADAŞLARIMA ÇAĞRIMDIR"

Vakfın Genel Sekteri Alparslan Yılmaz, Twitter hesabından yayımladığı videoda, şunları kaydetti:

"Türk milliyetçisi dava arkadaşlarıma çağrımdır: Türk yurdu Anadolu istila altında. Türklük, Hüdapar üzerinden tartışmaya açılıyor. Ankara’nın orta yerinde Türk Milliyetçisi genç bir akademisyen torbacılara öldürttürülüyor. Mafya düzeni ülkeye hakim... Cemaatler kurumların içini boşaltıyor. Ekonomimiz yerlerde sürünüyor. İşte tam da şimdi, Türk milliyetçileri tarafımızı aydınlıktan yana seçelim. Sandığa gidip ülkemize sahip çıkalım. Türkçülük ve Ümmetçilik yan yana gelmez, saygılarımla."

HÜDA PAR'dan Meral Akşener hakkında suç duyurusu

Hizbullah ile organik bağı olduğu gerekçesiyle siyasetin gündeminde olan ve AKP listelerinden TBMM’ye giren HÜDA PAR, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında suç duyurusunda bulundu.

HÜDA PAR İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan duyuruda şöyle denildi:

“Partimize yönelik sarfettiği çirkin, ahlak sınırlarını aşan, siyasi olgunluğa yakışmayan ve bir siyasetçinin sahip olması gereken asgari nezaketi ihlal eden hakaretleri sebebiyle Meral Akşener hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

İzmir'in Menemen ilçesindeki programı kapsamında Asarlık Mahallesi’ni ziyaret eden Binali Yıldırım bölge halkına seslendi.

2. tura kalan seçimlerle ilgili konuşan Binali Yıldırım yanlışlıkla Kemal Kılıçdaroğlu'na oy istedi.

Yıldırım konuşmasında, "Kılıçdaroğlu'nun oyu 2.5 milyondan fazla eksik kaldı. Şimdi 28 Mayıs'ta yapmamız gereken bu eksiği tamamlamak." dedi.

MESAJ KUTUSU

Sayın Erhan ARIKLI, bakanlığınıza bağlı İzin Kurulu’nun uzun bir süredir toplanmadığı buna da bir hükümet ortağının neden olduğu konuşulmaya başlandı. Ortaklar arasında bir sıkıntı mı var yoksa vatandaşa eziyet olsun diye ortak bir karar mı ürettiniz!

Sayın Suat Durdu BORA, bir medya mensubuna bıçak çeken çalışanınızı anında işten durdurup kaldığı lojmandan da çıkarmanız iş dünyasında memnuniyetle karşılandı. Zira bu konularda herkesin duyarlı olması ve hiç gecikmeden gereken önlemi alması bu süreçte çok önemli…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, öğrenci burslarının bir aylığı ödendi ancak halen iki aylık devlet borçları da ortada duruyor. Okulların kapanmasına az bir süre kala umarız devletin ayıbını en kısa zamanda ortadan kaldırırsınız…

Sayın Ahmet SANVER, bir gazeteye verdiğiniz günlük tam sayfa ilanlarda dozu o kadar artırdınız ki gören de sizi savaşa gidiyorsunuz sanacak. Toplumun şu anda gerginliğe değil aksine huzur ve birlikteliğe ihtiyacı olduğunu unutmamak gerek değil mi?

Sayın Sunat ATUN, uzun bir sessizlik döneminden sonra milletvekilliği ara seçimleri için sahaya inmeniz bölgenizde ve partinizde heyecan yarattı. Bu arada seçimlerden hemen sonra önce kurultay sonra da erken bir genel seçim gündeme gelirse sakın şaşırmayın olur mu?

Sayın Nazım AKTUNÇ, Göçmen’in yeni teknik direktörü olmanız Göçmenköy ve camiada memnuniyetle karşılandı. Gelecek sezon için önemli transferler yapacağınız da iddia ediliyor, hadi bakalım gazanız mübarek olsun…

Sayın Derviş Ata TAHİROĞLU, Güney Kıbrıs ile yeni kapılar açılması konusunda iş dünyasına yaptığınız hararetli açıklamaların parti içinde hayli manidar karşılandığını biliyor muydunuz? Vardır muhakkak bir hikmeti değil mi, değişim her zaman topluma iyi gelir…

Sayın Murat ŞENKUL, öğretmen grevleri konusunda yaptığınız açıklama sadece sendikalar tarafından değil partiniz içinde de fazlasıyla konuşulmaya başlandı. Ülke geneline tercüman oldunuz, hak ve hukuk tek taraflı değil aksine çift taraflıdır değil mi?..

Sayın Hayri ORÇAN, bölgenizde deniz kenarındaki carettaların bulunduğu bölgeyi koruma altına almak için girişim başlatmanız isteniyor. Zira bazı Vandallar kumsala büyük zarar vermeye başladılar.

Sayın Kemal ALTUNCUOĞLU, milletvekilliği ara seçimlerinde adaylığınızı açıkladınız ancak devamı gelmedi. Bir partiden gelen baskı yüzünden mi geri çekildiniz yoksa işlerinizin yoğunluğu nedeniyle mi?