Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Aslında adı üstünde…

Vekil bunlar!

Milletin vekilleri…

Benim, sizin, hepimizin vekilleri!

Bizden üstün filan ırk değiller…

Aksine bizim o koltuklara taşıdığımız insanlar!

Aynı zamanda bizim meclise yansımamızdırlar…

Eğer bireysel menfaatleri değil toplumsal olanları seçersek onların topluma yansımaları da o kadar olumlu olur!

Yok, sadece partime, bana ve aileme çalışsınlar, devlet kaynaklarını akıtsınlar dersek, topluma zerre kadar faydaları olmaz…

Bunu geçmişte çok defa yaşadık!

Sınavsız, sorgusuz sualsiz, hiçbir liyakata dayanmayan onca insan aldılar devlete…

Bireyler kazandı ama toplum kaybetti!

Torpilli devlete sırtını dayadı ama torpilli olmayan devlete küstü…

Bunların en büyük yanlışları nerede biliyor musunuz?

Milletin vekili olmalarını unutmalarında…

Meclis kapısından içeri girdikten sonra başlıyor onlar için büyülü dünya!

Soyutlanıyorlar kendilerini o koltuklara getirenlerden…

Milletin yanında olmaları gerekirken, uçuyorlar havaya!

Tepeden bakıyorlar…

Geçmişte verilen sözleri unutuyorlar!

Ta ki yeni bir seçim sürecine kadar…

Sonra utanmadan sıkılmadan yine başlıyor sırt sıvazlamalar!

Bir şekilde kandırıyorlar işte…

Toplumsal değil de bireyse menfaatlerde olanları her zaman ki gibi!

O zaman da ülkede ne kötü gidiyorsa, seçene de müstahak oluyor doğal olarak…

Bir kısmını elbette kenara koyuyoruz…

Ama öyleleri de var ki;

Bu iş onlar için meslek haline gelmiş artık!

Aslında hiçbir meslekleri yok, kendilerini hiçbir iş sektöründe kabul ettirmemişler…

Ama siyaset bizde ki gibi meslek olunca, o meslek bir şekilde sürecek!

Emekli oluncaya kadar…

En üst kademeden hem de!

Vekili oldukları millete kaşıkla…

Onlara kepçe ile!

Onun için utanmadan sıkılmadan vatandaş enflasyon altında ezilirken onlar maaşlarının yetmediğini rahatlıkla söyleyebiliyorlar…

Yaşam tarzları farklı ya!

Seçildikten daha fazla halka yanaşacaklarına, halk için ter dökeceklerine uzaklaşırlar aslında…

Uçuyorlar havalarda!

Aslında ilk hedef vekillik ama…

O da yetmiyor işte birçoğuna!

Sanki konuların uzmanıymış gibi bu kez bakanlık kavgası başlıyor aralarında…

Hatta birbirlerine bile ters düşüyorlar bu konuda!

Alakasız meslekler ve yine alakasız bakanlılar…

Yok, bu işin altında başka bir iş var!

Bunlar bakan olunca boylarının da uzayacağını sanıyorlar gibi geliyor bana…

Ya da toplumun onlara bakış açılarında büyük bir değişim olacağını mı düşünüyorlar acaba?

Düşünün bir kere;

Sabahın bir saatinde evin önünde son model kırmızı plaka bir makam aracı…

Şoförünüz sizi görünce inip arka kapıyı açıp sizi içeri buyur ediyor…

Arka koltukta gazeteleriniz hazır, suyunuz hazır, sümüğünüzü silmek için kağıt mendil bile var…

Araba hareket ediyor ve hiç çaktırmadan etraftaki evleri izliyorsunuz, makam aracının içinde sizi gören var mı diye…

Ne büyük onur değil mi?

Akşam kahvede okey oynadığınız mahalle arkadaşınız sizi makam aracı içinde ne düşünüyor acaba?

Bakan olmak bizde böyle bir şey olsa gerek;

Ülkenin şartları belli, bakanlığa ayrılan bütçe belli, sorunları çözebilmenin bu şartlarda imkan ve ihtimali yok ama siz bakan olmak istiyorsunuz!

Argoda buna caka satmak diyorlar…

Yaşanan sorunların üstesinden gelemeyeceğinizi bile bile illa ki bakan olacaksınız…

Eşe, dosta, partiliye devletin kıt kaynaklarını akıtarak bir dahaki seçimlerde de seçilebilmek için herkesten bir adım önde olacaksınız…

Makamınıza gelen çalışanlar ve konuklar sizin önünüzde düğme ilikleyecekler, ‘sayın bakanım’ diye hitap edecekler…

Ailece bolca yurt dışı ziyaret gerçekleştirip görmediğiniz, gitmediğiniz ülkeleri göreceksiniz…

Yürüyüşünüz, konuşmanız, kahkahanız hatta yemek yiyişiniz bile değişecek…

Ve değişmeyen tek şey de yaşanan sorunlar ve sıkıntılar olacak!

Bunu başka bir izah tarzı var mı ki…

Ankara kulisleri…

Erdoğan güç merkezlerini dağıttı…”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni kabineyi açıklamasının ardından tartışmalar sürüyor. Halk TV'de Ayşenur Arslan İle Medya Mahallesi programında konuşan gazeteci Barış Terkoğlu, Erdoğan'ın kabinesi için dikkat çeken yorumda bulundu.

Barış Terkoğlu'ndan Dikkat Çeken Yorum

Yeni kabine tartışması sürerken Halk TV'de Ayşenur Arslan İle Medya Mahallesi programında konuşan gazeteci Barış Terkoğlu, Erdoğan'ın kabinesi için dikkat çeken yorumda bulundu.

Terkoğlu, "Erdoğan bir şekilde Süleyman Soylu, Hulusi Akar gibi, kendi siyasi kimliklerinin içerisine o koltuklarda süreklilik oluşturmuş ve bu sayede bir güç merkezi oluşturmuş kişileri dağıttı" yorumunu yaparak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kabine diye bir şey yok. Çünkü bizim eskiden kabine dediğimiz sistemde, yasamanın içinden çıkan, hatta hatırlayın Meclis'e karşı sorumlu olan, hatta bunu savaş döneminde dahi becerebilmiş, Atatürk onun olağanüstülüğünü simgelemek için 'Büyük Millet Meclisi' diyor...

O büyüklüğünü orada da gösterebilmiş bir sistemdi. Meclis'e karşı sorumluydu. Şimdi öyle bir şey yok. Şimdi sadece bakanlar kurulu var ve tek kişiye, Cumhurbaşkanı'na karşı sorumlu. Doğal olarak siz oturduğunuz koltukta tek bir kişiye karşı sorumlu olursanız, doğal olarak bütün ülkeye karşı sorumlu olmuyorsunuz."

"Erdoğan'ın bir sorunu daha var..."

"Görülüyor ki Erdoğan'ın bir sorunu daha var. Bakanlar Kurulu ile onay alıp vermeye çalışıyor" yorumunu yapan Terkoğlu, "Türkiye'de son seçimler bir şey gösterdi; Erdoğan, birinci turda yüzde 49,5 ikinci turda yüzde 52 oy aldı ama kendi partisi yüzde 35 oy aldı. Yüzde 35, AKP'nin 2002 koşullarına geri dönmesi demek. AKP, 2002'den beri bu yana, 21 yıl süresince en düşük oyu alıyor. Erdoğan ile AKP arasında bir açıklık var. Erdoğan burada kendisine bağlı bir bakanlar kurulu oluşturarak, aslında partisinde yaşadığı siyasi krizi de çözmeye çalışıyor" dedi.

Yeni dönemin öncelikli başlığı enflasyonla mücadele olacak. Bunun yanı sıra fiyat artışlarına karşı dar gelirliler başta olmak üzere asgari ücretliler, memurlar, kamu işçileri ve emeklilerin gelirleri artırılarak, söz konusu mücadele sırasında toplumsal refahın korunması hedefleniyor.

Orta vadede enflasyonun 2023 yıl sonu için yüzde 25'lerin altına, Orta Vadeli Program'daki hedefler doğrultusunda 2025 yıl sonuna kadar yeniden tek haneli rakamlara düşürülmesi için bütüncül bir anlayış içinde ekonomi politikalarının araçlarının kullanılması bekleniyor.

Söz konusu hedef doğrultusunda tarımsal üretim, verimlilik ve lojistik planlaması güçlendirilerek gıda fiyatlarındaki oynaklığın önüne geçilmesi için çalışılacak. Enerjide dışa bağımlılığı azaltıcı politikalara paralel olarak hane halklarına yansıyan enerji maliyetlerinde düşüşü sağlayıcı bir yaklaşım sergilenecek.

Kiralardaki artışın önlenmesi için adımlar atılacak

Gelir düzeyi düşük bireylerin harcama kompozisyonu içinde önemli yer tutan kira harcamalarındaki fahiş artışın önüne geçilmesi, bunun için sosyal konut projelerine devam edilmesi politikalar arasında yer alacak.

"Sürdürülebilir büyüme" yeni ekonomi yönetiminin de öncelikli hedeflerinden biri olacak. Bu kapsamda, 2024-2028 döneminde yıllık ortalama yüzde 5,5 seviyesinde büyüme ile 2028 yıl sonunda 1,5 trilyon dolar milli gelir büyüklüğüne ve 16 bin dolarlık kişi başı gelir düzeyine ulaşma hedefiyle adımların atılması öngörülüyor.

İş dünyasının talebi olan toplam faktör verimliliği artışını sürekli kılacak yapısal reformlar da hayata geçirilecek.

Kamu ve özel sektör yatırımlarının önü açılarak, üretim kapasitesinin artması ve verimlilik bazlı büyüme hedefleniyor.

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, Ankara ziyareti öncesi Cumhurbaşkanlığına vekaleten bir isim atamayınca iktidar ve muhalefet için aralarında yeni bir tartışma konusu başlatmış oldunuz. Küçük bir unutkanlık olarak gözükebilir ama devletin ciddiyeti ve ağırlığı bakımından hoş durmadı…

Sayın Mine ATLI, ülkenin tanınmış ve başarılı avukatlarından birisi olarak milletvekilliği ara seçimlerinde yasalara uygun olmayan birini aday göstermek hem sizin hem de partinizin tarihi bir hatası olarak tarihe yazılacaktır. Bu arada destekleyeceğiniz aday merak konusu olmuş ki bu konudaki kararınız bekleniyor…

Sayın Savaş ORAKÇIOĞLU, Güzelyurt’ta eski bir vekil arkadaş ile oğlu su kuyusu almak için baskı uygulamaya başladılar diye duyduk, ortalık fena halde çalkalanmaya başladı. Umarız baskılara ve talimatla boğun eğmezsiniz değil mi? Bu konuda duyarlı davranmanız isteniyor!

Sayın Devrim BARÇIN, Girne’de bir işletmenin yasa dışı elaman çalıştırması konusundaki açıklamanız gayet iyiydi de işletme ismini açıklamamanız duyanlar tarafından hayal kırıklığı ile karşılandı. Bu ülke yasalarını takmayanları niye korursunuz ki işte onu pek anlayamıyoruz…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, bazı branş öğretmenlerinin iptali konusunda Ankara ie yaptığınız temaslar hem geri adım olarak algılandı hem de memnuniyetle karşılandı. Bu ülkede çok sayıda işsiz öğretmen varken dışarıdan getirmek de neyin nesiydi ama değil mi?

Sayın Meriç ERÜLKÜ, adaylar konusunda YSK’ya yaptığınız itirazlar seçimler öncesi ortayı fena halde karıştırdı. Bu arada aynı zamanda isim de yapmış oldunuz bakalım seçim sonuçlarını nasıl etkileyecek biz de merak ettik doğrusu…

Sayın Yılmaz BORA, pek kıymetli eşinizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhumeye tanrıdan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…

Sayın Çağlayan CESURER, eski sendika yönetiminin eski defterlerini ne zaman açacağınız üyeler arasında merakla bekleniyor. Zira seçilmeden önce bu konuda bir takım sözler vermiştiniz değil mi? Akıllardaki soru işaretleri zaman geçtikçe büyüyor haberiniz olsun istedik…

Sayın Abdullah AKTOLGALI, markette 25 kuruşa satılan poşetler zamlanarak 1 TL oldu kimsenin itirazı yok ancak bu paraların yıllardır ne kadar olduğu, nerelere harcandığı konusunda Çevre Dairesi olarak küçük bir açıklama iyi gelecektir. Sonuçta vatandaş cebinden çıkan paraların akıbetini merak ediyor…

Sayın Ercan İBRAHİMOĞLU, bizim mekanda Fenerlilere özel taziye defteri açıldığından sizin de en kısa zamanda duygularınızı yazıp imzalamanız bekleniyor. Kesinlikle sizin de acınızı paylaşıyoruz üzüntülerimizi bildiriyoruz…