Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Salgın döneminde Türkiye’nin bize hediye ettiği ve 100 iş gün içinde yapılan Acil Durum Hastanesi var…

Hani biz yapamadık Türkiye imdada yetişti ya!

Salgın tam bitmese de etkisini kaybetti…

Boş duracak da hali yok!

Bakan Altuğra haliyle hem de haklı olarak burasını Kadın Doğum ve Çocuk hastanesine çevirerek en azından atıl durumda kalmasının önüne geçti…

Bunu yaparken de istatistikler göz önünde bulunduruldu, iki servisin daha iyi hizmet verecek olması nedeniyle en azından bir karar üretti!

Burada nerde bir hata var biz göremiyoruz, hadi bizi bir yana koyun top camiası da göremiyor ve Bakanı destekliyor…

Ama sendika yine direnmeye başladı!

Konu neymiş, yeteri kadar anestezi doktoru yokmuş…

Oysa iki tane var biri genel hastanede biri de Acil Durum Hastanesi’nde görevlendirildi!

Şimdi burada acil durumlar dışında hizmetler durduruldu…

Sendika bakanlığı daha öncede uyarmış hatta tehdit etmişti!

Aslında ellerinde çok da geçerli bir neden yok…

Daha da manidarı eyleme bundan böyle hemşire ve ebelerin de destek vermeye başlaması!

Onların gerçek sıkıntısı nedir bilen yok, duyan da yok…

Bir de tabi ki önümüzdeki ay yapılacak olan yerel seçimler konusu var, insan haliyle siyasi bir karar mı diye düşünmeden yapamıyor!

Bir düşünün ortada iki hastane var…

Birisi bundan 45 yıl önce yapılmış, kaynak yetersizliği nedeniyle dökülüyor!

Diğeri çok yeni salgın başladıktan sonra yapıldı ve tam teçhizatlı…

Bakanlık kadın hastalıkları ve çocuk hastalıkları için bu yeni binayı boşta duracağına hizmete koyuyor ama, insanların daha iyi hizmet alabilmesi için girişimde bulunuyor ama ilgili sendika da her zaman yenilikten korktuğu için takoz koyuyor!

Hemşireler ve ebeler de buna destek oluyor…

Biz bu anlayışı kabul edemeyiz!

Ortada iki anestezi uzmanı varsa ve bunlar iki ayrı hastanede görev yapacaksa ki iki hastane arasındaki mesafe 100 metre bile değildir, buna karşı çıkmak da neyin nesidir?

Ortada duygusal konular da varsa bu da tamamen başka bir tartışma konusudur…

Son olarak diyeceğimiz şudur;

Demokratik bir ülke olduğumuz için eğer gerekçe hak aramaksa her türlü eylem ve greve saygı duyarız, destekleriz de…

Ama sağlık sisteminin gelişmesi için yapılan icraatlar karşısında mantıklı bir gerekçe göstermeyenlere de saygı duymamız beklenmesin!

Zira şu anda yaşanan hak arama eylemi filan değil tamamen şımarıklıktan ötesi değildir…

Bir başka sağlık konusu daha…

Kuzey Kıbrıs Hızlı Tüketim Ürünleri Tedarikçileri Derneği, kısa adıyla TUTDER’in dün gazetelerde yeni bir açıklaması vardı!

Bir öncekinde donmuş patates ithalinin serbest bırakılmasını istemişlerdi şimdi içme sularının Türkiye’den ithal edilmesi için girişim başlatmışlar…

Yurt dışından gelen sulara yüzde 500 fon uygulanıyormuş filan!

Bunu gerçekten anlamak çok güç…

Yerli su işletmelerini resmen yerden yere vuruyorlar!

Buradan değil Türkiye’den alalım diyorlar…

Bunun Türkçesi şudur;

Buradaki su işletmelerini kapatın, yüzlerce insan işsiz kalsın, bizim Türkiye’den ithal ettiklerimizi satalım…

Pes doğrusu!

Patates dışarıdan gelsin, su dışarıdan gelsin, buradaki üreteci de aç kalsın gibi bir şey…

Bu arada bizdeki suyun Sağlık Bakanlığı tarafından incelenip gerçekten de kanserojen madde içerdiği de mutlaka araştırılmalıdır!

Ama bu konuda TUTDER’in kötü bir niyeti de varsa, yerli üretimi değil de sadece ceplerini düşünüyorlarsa onun da hesabı sorulmalıdır…

Bu arada TUTDER’in pek muhterem yöneticilerine bir tavsiye;

Teknecik santrali yıllardan beridir bacasından zehir soluyor, onlar için de bir öneriniz var mı?

Ya da bacasına filtre takılması için pamuk ellerinizi cebinize sokmayı düşünür müydünüz?

MESAJ KUTUSU

Sayın Mesut ENER, İçişleri bakanlığının bir ekip belirleyerek yeni cezaevindeki eksikliklerin giderilmesi için çalışma başlatması konusunda girişimde bulunmanızı isteyen çok sayıda mesaj gelmeye başladı. Özellikle sağlık konularında ciddi eksiklikler olduğu iddia ediliyor…

Sayın Turgay AVCI, Avukat Macit Şefik'ten Kurul kararı olmadan hukuk görüşü almaya başlamanız belli ki bir ince hesabın sonucu olarak değerlendiriliyor. Ama korkunun ecele faydasının olmadığını da unutmamak gerek değil mi? Bizden söylemesi!..

Sayın Ercan İBRAHİMOĞLU, Vakıflar Bankası yönetim kurulu başkanlığı görevinden alındıktan sonra bir makam aracı sıkıntısı yaşanmaya başladığını duyduk. Bu arada görevden alınma konusunu da yargıya taşıdığınız iddia ediliyor, kavga hayli büyük desenize…

Sayın Fikir ATAOĞLU, İskele sahilinde Arkın otelin hemen yanındaki turizm rezervi olan arazinin hangi işletmeye verileceği konusunda bir takım tahminler yapılmaya başlandı. Bu arada lebi derya olan bölgeye çok sayıda turizmcinin de talip olduğu konuşuluyor, hadi bakalım hayırlısı…

Sayın Nevzat NEVZAT, yerel seçimlerde DP’den birinci sıradan Gönyeli belediyesi meclis adaylığınız hayırlı olsun. Bu konuda sadece partinizden değil diğer hükümet ortakları partisinden de yoğun destek alacağınız konuşulmaya başlandı, şimdiden çalışmalara başlamakta yarar görüyoruz…

Sayın Şerif GÜNDÜZ, sahte diplomalı Hasretoğlu’ndan boşalan YÖDAK üyelik adaylığı için müracaat ettiğiniz ve güçlü adaylar arasında yerini aldığınızı duyduk. Bu konuda akademisyen arkadaşlarınızdan da bir hayli desteğiniz olduğu söyleniyor, umarız kuruma en faydalı olacak kişi boş koltuğu doldurur…

Sayın Mehmet BOLKAN, çok da başarılı olduğunuz Değirmenlik Spor Kulübü teknik direktörlüğünden taraftarlar ile tartışma nedeniyle mi yoksa başka bir sebepten dolayı mı alındınız. Bu arada yaptığınız açıklamada isim belirtemeyince kafalar iyice karıştı diye duyduk…

Sayın Katip DEMİR, yerel seçimlerde Yeniboğazçi’nde eski oylarınızı hala koruduğunuz ancak karşınızdaki adayın hayli güçlü olduğu için oylarınız artırmanız gerektiği yönünde uyarı mesajlarınız gelmeye başladı. Bölgede çok çetin ve burun buruna bir yarış olacağı söyleniyor…

Sayın Ersin TATAR, olası bağımsız adaylardan İsmail Arter’i dün makamında ziyaret etmeniz hayli manidar bulunup merak uyandırdı. Yerel seçimler için kararını değiştirebildiniz mi yoksa sürpriz yapıp son dakikada adaylığını ilan edecek mi? Bu konuda Perşembe günü düğüm çözülecek diyorlar…

Sayın Gülşah Sanver MANAVOĞLU, eşiniz sürpriz bir kararla Harmancı’nın listesinden belediye başkan adayı olunca ailede de bütün dengeler değişti şeklinde yorumlar yapılmaya başladı. Bakalım bu konuda bir açıklamanız olacak mı?