Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Asgari ücret belli oldu oluyor…

İşçi tarafı haklı olarak ne koparırsam düşüncesinde!

Ama işveren de yine haklı olarak ne kadar az veririm diye direttikçe diretiyor…

Aslında bu süreçte yaşanan şudur;

Herkesimin haklı olduğu bir dönemden geçiyoruz…

Ortak payda da belli;

Alım gücünün gün geçtikçe düşmesi…

Maaşlara ne kadar zam yaparsanız yapın insanlar refah düzeylerini yükseltemiyorlar!

En büyük uçurum da devlet çalışanları arasında yaşanıyor…

Bu ay sonu elbette ki maaşlara zam yapılacak, diyelim ki yüzde 30’luk bir artış gerçekleştirilecek!

15 Bin TL maaş alanın maaşı 18 Bin TL olacak…

25 Bin TL alanın ise 32 bin 550 olacak!

Ama he iki kesim de çarşıda domatesi, patlıcanı aynı fiyata alacak…

Uçurum büyüdükçe büyüyecek!

Patronlar genelde çalışanlar tarafından sevilmez ama bakış açısını biraz genişletip onların tarafından bakarsak onları da ahlamak mümkündür…

Asgari ücrette 3 Bin TL’ye yakın bir maaş artışı yapılması bekleniyor!

Tabi ki bu artık sosyal yatırımlarda da aynı oranda yükselecek…

Peki onlar ne yapacak?

Çalışanların bir kısmını kapı dışarı edecek…

Ya da kapıya kilit vuracak!

Bir başka seçenek daha var o da verdikleri hizmetlere asgari ücretin artış oranı kadar zam yapmak…

Bu da toplumun tüm kesimlerini olumsuz etkileyecek!

Demek ki maaşlara artış yeterli değil…

Alım gücünü yükseltmek için bir şekilde saksıyı çalıştırmak gerekiyor!

Bu da artık hükümet edenlerin becerisine kalmış…

Ya bu deveyi güdecekler ya da bu diyardan mahalleye meselesi!

Ülke insanın genelde mutsuz…

Hatta parası olan daha da mutsuz çünkü çoğunda gelecek kaygısı var!

Parasız olanın zaten standartları belli olduğu için şükür eder günü geçirir ama üst tabaka öyle değil ya…

Belirsizlik nedeniyle ülkeyi terk etmek isteyenler de az değil!

Kimi diyor ki satıp savıp başka bir ülkede parasının faiziyle gül gibi geçinir…

Kimi de buradaki yatırımını başka daha uygun ülkelerde yine yatırım yaparak değerlendirme düşüncesinde!

Burada TL’nin durumu içler acısı, yarınını kimse göremiyor…

En azından TL’nin değer kaybı olmayan her sabah değişmeyen başka ülkelerde iş yapmak bu sıralar daha cazip geliyor!

Onlar da haklı tabi ki…

Hafta sonu ailecek Girne’de bir restorandayız…

İşletmelerin çalışanları ile sohbet edip nabız tutmayı çok severiz ya!

Temiz yüzlü esmer genç Bangladeşli olduğunu söyledi saygılı bir şekilde, yüzü de gülüyordu…

Bizim ülkeye okumaya gelmiş ama ailesinin ekonomik sıkıntıları baş gösterince okulu bırakıp çalışmaya başlamış!

Türkçeyi de epey ilerletmiş…

Çalıştığı iş yerinden asgari ücret alıyor!

Lojman parasız…

Yemekler de çalıştığı iş yerinden!

Kazandığı paranın büyük bir kısmını Bangladeş’teki ailesine gönderiyor…

Çünkü orada asgari ücret ayda sadece bin 400 TL civarı karşılığında!

Burada ise 11 bin TL’nin üstünde olacak…

Bu ülkede mutlu olan güler yüzlü insanların olması tabi ki bizi de mutlu ediyor!

Sabah saatlerinde mümkün olduğu kadar sevgili Sami’yi izleriz…

Usta bir gazeteci ve meslekte önemli bir birikime sahip!

Dün ekranlarda yoktu çünkü Kanal SİM kararmıştı…

Gerekçe olarak da aylık 150 Bin TL’nin TÜRKSAT’a ödenmemesi gösterilmiş!

Arkasında sağlam patronu olmayan tabi ki hiçbir televizyon ve gazete bu parayı ödeyemez çünkü bırakın uydu parasını maaşları ödemek bile onlar için işkenceden ibarettir…

Burada soru şudur;

Kanal SİM sustu mu susturuldu mu?

Ya da diğer kanallar bu parayı nasıl ödüyor da yayınlarına devam ediyorlar…

Daha önce çok kez yazdık, medya artık gazetecilerin olmaktan çıkıp patronların eline geçiyor…

Parası olan düdüğünü çalarken olmayan erimeye mahkum kalıyor!

Ve bu gidişat kesinlikle iyi bir gidişat değildir…

Bu kafayla gidersek çok değil bir iki yıla kadar gerçek gazeteciler silinip gidecek!

Meydan da tamamen patronun gözünün içine bakanlara kalacak…

Bunun başka bir alternatifi de yok!

Yeni yıl akşamını kimi evde kimi de dışarıda geçirdi…

Bu sene en fazla konuşulan sanatçı Tarkan oldu!

Gidenler dillere destan bir konser olduğunu söylüyorlar…

Ancak yüzlerce kalıtımcı yeni yıla Tarkan ile birlikte girememişler!

Zira ünlü sanatçı baştan şartını koymuş;

Saat 22.15’de başlar 23.45’te bitiririm diye…

Gerekçesi de yeni yılın ilk dakikalarına ailesiyle birlikte girecek olmasıymış!

Anlayacağınız iyi bir aile dersi vermiş herkese kendisini tebrik ederiz…

Bir dip not:

Tarkan konseri denildiği gibi kişi başına 54 Bin TL filan değil, iki kişi için 3 gün konaklamalı 30 Bin TL’ymiş…

MESAJ KUTUSU

Sayın Hasan TAÇOY, geçen yıl sonu başlayan bakanlık görevinizden alınma ihtimali yeni yılla birlikte yine gündem olmaya devam ediyor ve bu konuda yoğun sorular geliyor. Bu arada Başbakan dün kabine değişikliği olmayacak derken en fazla siz derin bir nefes aldınız değil mi?


Sayın Ayşegül BAYBARS, çok yakınlarınız yeni yıla girdikten hemen sonra yeni bir oluşum için çalışmalara başladığınız ve yeni isimler belirlemek için yoğun bir arayışta olduğunuzu konuşmaya başladılar. Tam zamanıdır zira şu sıralar siyasette çok kişinin kafası karışık ve yeni beklentiler içinde…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, YÖDAK konusu artık tam bir labirente dönüştü ve içinden çıkılmaz bir hale dönüştü. Bu konuda sorumlu olanlar sessizliği yeğlerken en azından siz olun bir takım girişimde bulunun. YÖDAK’ın bir takım yöneticisinin diğerleriyle mahkemelik olması nerede görülmüş duyulmuş bir şeydir?

Sayın Salih CANSEÇ, yeni yıl aynı zamanda yeni umutlar olduğu için sanki de yılın ilk günlerinde şans sizden yana olacak gibi gözüküyor. Yeni bir makam için adınız anılmaya başladı bu sıralar radarları sonuna kadar açmakta yarar görüyoruz, hadi bakalım hayırlara vesile olsun…

Sayın Hüseyin AMCAOĞLU, Gönyeli Belediye Başkanı olarak bize göre yapacaklarınız listesinin başında Lefkoşa Türk Belediyesi ile arayı düzeltmek olmalıdır. İki genç başkan pek ala barış anlaşması yaparak mahkemeyle değil uzlaşmayla sorunları çözebilecek kapasitededir…

Sayın Eşref VAİZ, federasyonun sadece bir ütopya olduğu yönündeki açıklamalarınız belli bir kesimi mutlu ederken diğer bir kesim de ne oluyoruz demeye başladı, sizi istenmeyen adam ilan ederlerse sakın şaşmayın olur mu? Bizde doğru söyleyeni dokuz köyden kovmak gelenek haline gelmiştir çünkü…

Sayın Ahmet ARKIN, ülkenin ve tabi ki eğlence sektörünün vizyonu konusunda yaptığınız açıklamalar özellikle iş insanları tarafından memnuniyetle karşılandı. Madem ki sizin sektör bu ülkede hayli ilgi görüyor yapılacaksa da adam gibi yapılsın değil mi? Bakalım iktidar bu konuda nasıl bir pozisyon alacak merakla bekliyoruz…

Sayın Tufan ERHÜRMAN, Kanal SİM’in maddi olanaksızlar nedeniyle kararması parti tabanınızda da büyük tepkilere neden oldu. Bu konuda nasıl bir çözüm üreteceğiniz ve tabi ki yapacağınız ilk açıklama bir anlamda kamuoyuna mesaj niteliğinde sayılacaktır…

Sayın Sibel SİBER, haziran ayında yapılması beklenen milletvekilliği ara seçimleri için adınız yine anılmaya, siyasi kulislerde konuşulmaya başlandı. Bu arada size destek veren halk kitlesi de böyle bir önerinin gelmesini beklemeye başladılar, ama o yüksek makamlardan sonra kabul eder misiniz tabi ki o da sizin bileceğiniz bir iş artık…

Sayın Suphi COŞKUN, belediye başkanlık koltuğunu devrettikten sonra artık kendinizi tamamen ailenize adayacağınız kararını vermişsiniz. 9 senelik ayrılıktan sonra hem size hem tüm aileye iyi gelecek değil mi? Aile heydir bunu da unutmamak gerek…