Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Ülkenin milli yayın organı BRT hemen her dönem yanlı yayın yapmakla suçlanır...

Bunun için hep iktidarlar suçlanır!

Çünkü yönetimlerde iktidarlar ağır basar...

Yıllarca bu hep böyle olmuştur!

Biri gelir diğeri gelir ama kimse mutlu mesut olmaz...

Aslında BRT’de yaşanan hep siyaset kavgasıdır!

En çok da basın mensuplarının siyasete kurban edilmesine içimiz yanar...

Geçenlerle ilgili sendika Başbakan’ın programa çıkacağı stüdyoyu basarak Basın Odası programını engelledi!

Oysa bu program BRT’nin en tarafsız programlarından birisiydi...

Birbirinden değerli, farklı siyasi görüşleri olan 5 meslektaşımız devletin yayın organında hiçbir müdahaleye maruz kalmadan her hafta belki de kurumun en fazla izlenen programına imza atıyorlardı!

Stüdyo baskı aslında bir anlamda medya özgürlüğüne vurulan bir darbenin göstergesi oldu...

Bir anlamda medya, yine medyanın sesini kısmıştı!

Sendikacılık buysa diyeceğimiz bir şey yoktur...

...

Sendika başkanı diyor ki;

Şok eylemleri Başbakan’a karşı yapılan bir eyle değilmiş!

Dahası, stüdyo basın yayını durdurmak yasal ve hakmış...

Resmen aklımızla oynuyorlar!

Birincisi eğer derdiniz Başbakan değilse çıkıp ondan özür dilemeniz gerekirdi...

Başbakan ile derdiniz yoksa, sıkıntınız sadece yönetimle ise Başbakanın çıkacağı bir programı engelleme hakkını size kim veriyor bunu hangi yasayla açıklarsınız!

İkincisi program yapımcısı ile programa katılan diğer basın mensuplarına da birer özür borcunuz vardır...

Hadi yönetimle derdiniz var, medya mensuplarının burada suçu nedir?

Sahi özür dilediler mi?

Basın emekçilerinden oluşan bir sendika yönetiminin, yine medya mensuplarından oluşan program yapımcıların yayın yapacağı stüdyoyu basın yayını engellemesi abesle iştigaldir bunun geçerli hiçbir açıklaması olamaz...

Sendika ayıp etmiştir, özür dilemedikçe de kamuoyu önünde bu böyle bilinecektir!

...

Bu arada konu sendikalardan açılmışken pandemi döneminde diğer sendikaların da tutumlarını görmemezlikten gelemeyiz...

Bir çük kez eleştirdiğimiz sendikalar bu kez mümkün olduğu kadar sendikal çıkarları değil toplumsal menfaatleri gözeterek mümkün olduğu kadar yapıcı olmaya çalışmışlardır!

Özellikle de eğitim sendikaları yaşana bu sağlık sürecinde yıkıcı değil yapıcı açıklamalarla bir şekilde hükümete ve topluma olumlu görüşler ortaya koyarak, hem de sağlık ve eğitim konularında çözüm önerileri sunarak toplunun haklı olarak güvenini sağlamışlardır...

Oysa günlerce sokaklara inerek ve eylemlerin hak ve yasal olduğunu öne sürerek toplumsal çatışma ortamını kolaylıkla yaratabilirler, hükümet edenlere karşı, hükümetin zaaflarını da kullanarak ciddi bir muhalefet zemini yaratabilirlerdi!

Onlar bunu tercih etmemiş aksine yoğun çalışmalarda sadece öneri paketleri hazırlamışlardır...

Son süreçte de okulların yüz yüze eğitime açılmasını savunarak ancak bunun tüm tedbirlerin alınması sonrasında yapılmasın şartını ortaya koyarak göreve hazır olduklarını söylemeleri bile öğretmen sendikalarına karşı ortaya konulan ön yargıların yumuşamasına neden olmuştur!

Sendikacılık sadece eylem ve çatışma ortamı değildir...

Görevinin hakkını vererek üyelerinin hak ve hukukunu korumak ancak toplumsal kazanımları da unutmamak en doğru olan sendikacılıktır!

Bize de onları kucaklamak ve saygı duymak düşer...

Künyesiz gazetenin amacı nedir!

BDHK ülkede bir ilki gerçekleştirerek iki haber sitesinin yayınlarını durdurdu...

Gerekçe gayet açık ve netti!

Künyesiz yayın yapmak...

Ayrıca burada irdelenmesi gereken bir konu var!

Künyesiz haber sitelere ancak şikayet yapıldıktan sonra yayınları kesilebiliyormuş...

Bize göre yanlış karar!

Hele de bir seçim sürecinde şunu ortaya koymalıyız;

Künyesiz bir basılı ya da internet gazetesinin amacı nedir?

Böyle bir şey nasıl açıklanabilir!

Bu olsa olsa tek kelime ile tetikçilik olur...

İnternet gazetesi enflasyonunun yaşandığı bu ülkede daha sert ve ciddi tedbirler almak gerekir!

Etüd merkezlerinin cüretine bakın!

Hükümetin bu süreçte aldığı yanlış kararlardan birisi...

Okullarda yüz yüze eğitime izin vermezken etüt merkezleri ve kreşleri eğitime açtı!

Şimdi okullarda yüz yüze eğitim gündeme geldi ya...

Resmen tehdit ediyorlar!

Okullara giden çocukları etüt merkezlerine sokmayacaklarmış...

Bu resmen yüzsüzlüktür!

Bireysel menfaatçiliktir...

Demeleri şudur;

Okullar kapansın, çocuklar okula değil hep onlara gitsin...

Servetlerine servet katsınlar!

Başka bir açıklaması olamaz...

Okulları açın parayı kapalım kapatın!

Bu konuda güvenilir kaynaklar çok ciddi ihbarlar alıyoruz...

Bazı özel okullar hükümet üzerinde baskı yapmaya başlamışlar!

Israrla okulların yüz yüze eğitime açılması konusunda ısrar ediyorlarmış...

Gerekçeleri de şu;

Okullar açılsın, veliler parayı bastırsın, sonra da okullar yine kapatılsın!

Tam bir kurnazlık...

Bir çoğunun derdi sağlıklı eğitim filan değil!

Öğrenciler üzerinden servetlerine servet eklemek...

İlgili bakanlık yetkililerine önerimizdir!

Özel okullar şimdiye kadar yeteri kadar denetlenmedi, yaşanan sorunlar irdelenmedi bari bundan sonra gözünüz kulağınız onların üzerinde olsun...

Zira bir çoğunun amacı velinin cebindeki parasında!

MESAJ KUTUSU

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, Erdal Biricik adlı vatandaşımız şikayetçi oldu, oğlunun not ortalaması 6.26 iken nasıl olurda oğlunun değil bir başka öğrencinin 6.20 not ortalaması ile Atatürk Meslek Lisesi güzellik ve saç bakım bölümüne kaydının kabul edildiğini soruyor. Kayıtlarda da torpil varsa artık vatandaş kime şikayet edip derdin anlatsın!

...

Sayın Mehmet BEYKAN, Vakıflar Bankası yönetim kurulu başkanlığından sessiz sedasız istifa ettiğinizi öğrendik ancak istifa gerekçelerini de kamuoyuna açıklarsanız şeffaflık açısından doğru bir karar olacaktır... Perde gerisinde yaşanan gerçekleri herkesin bilmesinde bir sorun olmaz değil mi?

...

Sayın Ali PİLLİ, elektronik sigara reklamlarının yasak olmasına rağmen bazı şirketlerin ısrarla reklam yapması dikkatlerden kaçmıyor. Yani bu kadar yasa tanımazlık ve yüzsüzlük dünyanın başka bir yerinde görülebilir mi? Gecikmeden müdahale etmeniz bekleniyor...

...

Sayın Erhan ARIKLI, Girne’de partinizden DP’ye geri dönüşlerin başladığını biliyor muydunuz? Çok yakında kalabalık istifa listelerinin basında yayınlanacağı ihbarları yapılmaya başlandı. Haberiniz olsun istedik, sağlam basmakta yarar görüyoruz!

...

Sayın Ersin TATAR, Türkiye’nin büyük televizyon kanallarında tartışma programlarına çıkan ünlü isimler Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik şahsınıza büyük destek vermeye başladılar. Demek ki Ankara görevini eksik yapıyor desenize, hadi bakalım hayırlısı...

...

Sayın Mehmet HARMANCI, seçimlerin hemen ardından TDP genel başkanlığınızın masaya yatırılıp partide yeni bir sürecin başlatılacağı konusunda konuşmalar yapılmaya başlandı. Siyasi geleceğiniz için büyük bir dönüm noktası olacak yorumları yapılıyor, hayırlısıyla olsun deriz...

...

Sayın Sunat ATUN, parti başkanı ile aradaki kırgınlık bitmiş olmalı ki seçim ziyaretlerinde kendisini yalnız bırakmayıp ayın anda paylaşımlara da başladığınız dikkatlerden kaçmıyormuş. Zira özellikle bölgenizde ne kadar güçlü olduğunuzu bilmeyen de yok yani!

...

Sayın Hasan TOPAL, eve kapanmak size göre bir iş değil ama artık bir süre işleri internet üzerinden yapacaksınız gibi görülüyor. Bu arada Vadili ve Akdoğan’da salgın ile ilgili doğru olmayan yayınlar da yapılıyor, bunların da önünü kesmek gibi bir sorumluluğunuz var...

...

Sayın İbrahim KANAT, basın emekçilerinin programını basıp yapılmasını engellemek size ve sendikanıza hiç yakışmadı. Umarız en konusunda en azından onlar özür diler hatanızı affettirirsiniz. Zira bunu adı kesinlikle demokrasi olamaz!

...

Sayın Güliz BAYKENT, yıllar öncemi gazete mesai arkadaşlarınız adada mı yoksa yurt dışında mı olduğunuzu merak etmişler ki bu konuda ses vermenizi istiyorlar. Zira hepsi de eski yılları hatırlamak için organizasyon için kolları sıvamışa benziyorlar...

...

Sayın Narin Ferdi ŞEFİK, adaylık başvurusu yapan liderlerin bir çoğu maşallah sosyal mesafe kuralına uymadan sırf gösteriş olsun diye kalabalık kitlelerle gösteriş yapmayı tercih ettiler. Bu arada hala Anayasa değişikliğini destekleyen açıklamalar bir türlü gelmiyor...

...

Sayın Zeki ÇELER, hafta sonları sizin bölgede şemsiyeyle dolaşırsanız avcıların saçmalarından da korunmuş olursunuz. Bu sıcaklarda doğada yaşam mücadelesi veren kuşları avlayıp katliam yapmak artık hangi aklın ürünü onu da bilemiyoruz...