Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

UBP-YDP-DP Hükümeti üzerinde kara bulutların sonu gelmediği ortada.

Bir şeyler olacak ama zamanını kimse tahmin edemiyor!

Elbette iktidar ortakları arasındaki zaman zaman su yüzüne çıkan uyumsuzluk ve iç siyasete dair farklı hedeflerin varlığı, kara bulutların dağılmasını her ne kadar engellese de, Hükümet dışında da UBP-YDP-DP Hükümetini “iş yapamaz ve sorun çözemez” noktasına taşımaya yönelik politik manevraların da muhalefet tarafından ortaya konduğu da bir gerçek.

Son günlerde, muhalefet partileri içerisinde daha güçlü şekilde seslendirilmeye başlanan sine-i millete dönme yani erken seçime gidelim çağrıları veya zemin yoklamalarını da kamuoyu yakından takip etmekte.

Ancak, kamuoyunun, diğer bir ifade ile Kıbrıs Türk toplumunun merak ettiği ise muhalefet sine-i millete döner mi den ziyade erken seçim çağrılarında muhalefetin ne kadar samimi ve istekli olduğu.

Siyasete ve seçilmişlere toplumsal güvenin bu kadar düştüğü bir dönemde, muhalefetin sine-i millete dönme çağrısı siyaseten intihar olmaz mı, tüm yönleri ile tartışılmalı ve düşünülmeli.

Ve böylesi bir bakış açısının ise Hükümeti savunma veya yanlışlarını meşrulaştırma olarak algılanması elbette sığ bir düşünce olacağı şüphesiz.

Gerçek olan tek bir olgu var ki aslında her şeyin özeti olarak acı da olsa hayatın merkezinde varlığını sürdüren.

Kıbrıs Türk toplumu, gelmiş geçmiş tüm iktidarları ve muhalefeti ile birlikte, siyaset kurumuna zerre kadar güvenmiyor.

Ve iktidara kim gelirse gelsin sorunların adil ve kalıcı bir şekilde siyaset kurumu tarafından çözüleceğini düşünmüyor.

Kıbrıs Türk siyaset tarihindeki en yakın büyük kırılma noktası olarak Annan Planı referandumunu kabul edecek olursak, o günden bugüne geçen 17 yılda hiçbirşeyin değişmediği ortada.

Ve o günlerden bugüne de meclis’te bulunan mevcut tüm partilerin hem iktidar olduğu hem de muhalefet olduğu gerçeği aslında yüzümüze çarpan bir tokat misali ortada.

Siyaset kurumuna güvensizlik ve inançsızlığın merkezi KKTC Meclisi’nin ta kendisi olduğu acı da olsa gerçek.

“Fasulyanın yahnisi gelen giden aynisi” lafının doğruluğunu her seçim sonrası değişen İktidarlar ve muhalefet ile yeniden ortaya koymaktan “bir arpa boyu yol alınmadığı” da acı da olsa gerçek.

Sine-i millete dönme veya erken seçim çağrısının sorunlara çare olmayacağını bildiği kadar, muhalefetin çağrısının samimi olmadığını ve değişecek olan hiçbir şeyin olmayacağını da biliyor, Kıbrıs Türk toplumu.

İktidarı ve muhalefeti ile siyaset kurumunun yapması gereken tek şey, Kıbrıs Türk toplumunun güvenini kazanacak hizmet ve icraat ile Hükümetlerin ortaya irade koyması yanında sorumlu ve yapıcı muhalefeti ile de iktidar olmayan partilerin sergileyeceği samimi kararlılıktan başka bir şey değil.

Sine-i millete dönme çağrısı ile gerçekleşecek olası bir erken seçimin ise, seçmenin sandığa en az katılım göstereceği bir seçim olacağını şimdiden görmek ise iddialı bir yorum olmaz.

Gerçi, son 17 yıldır yapılan tüm seçimlerin sonuçlarından da seçilmişlerin zerre kadar ders çıkarmadığı da ortada.

Muhalefet sine-i millete döner mi dönmez mi veya erken seçim çağrısında muhalefet ne kadar samimi, elbette zaman gösterecektir.

Ancak bir gerçek var ki, erken seçim, İktidar partileri için de muhalefet partileri için de siyasi intihar olur.

Kıbrıs Türk toplumu, gelmiş geçmiş tüm iktidarları ve muhalefeti ile birlikte, siyaset kurumuna zerre kadar güvenmiyor ve inanmıyor.

MESAJ KUTUSU

Sayın Dursun OĞUZ, mahkemelerce belirlenen ve maliyenin kasasına yatan teminat paralarının zamanı gelince geri iadesinin bir hayli zor olduğu konusunda şikayet mesajları geliyor. İşlemleri çabuklaştırmanın mutlaka bir yolu vardır değil mi?

Sayın Hasibe KUSETOĞLULARI, düğün mevsimi nihayet açıldı ama Lefkoşa Fuar alanındaki 3 düğün salonu da bölgede ciddi bir şekilde ses kirliği yaratmaya başladı. Ekiplerinize bu konuda denetim görevi vermeniz isteniyor, haberiniz olsun istedik!

Sayın Deren OYGAR, memleket sizin ve tabi ki üst kurulun kararları neticesinde açıldıkça açıldı. Kumarhaneler, gece kulüpleri her türlü eğlence yerleri gece yarısına kadar açık ama nedense berber ve kuaförler akşam 8 oldu mu kapanmak zorunda kalıyor. Sizce de bu işte bir yanlışlık yok mu?

Sayın Cafer GÜRCAFER, birlik olarak fazla sessiz kaldınız ve başta yollar olmak üzere hastaneler ve diğer inşaat yapımları artık yerliye değil yabancıya gitmeye başladı. Hadi bakalım geçti Bor’un pazarı sürün eşeği Niğde’ye…

Sayın Koral ÇAĞMAN, millet meclis kürsüsünde en aç sizin konuştuğunuzdan şikayetçi oluyor ama acaba konuşanları hiç mi görmüyor. Bir çoğu tam manasıyla bal yapmaz arı onun için doğru yoldasınız kulaklarınızı kapatın konuşmaya devam etsinler…

Sayın Mehmet Kale KİŞİ, Girne’de tüm belediyelerde yerel seçimlerde aday çıkarma kararı aldığınız konuşuluyor. Partililer bu konuda hayli memnun ama gelin görün ki aday bulma konusunda hayli zorlanacağınız da söyleniyor…

Sayın Nazım CED, G. Mağusa’da bayrak olayı sizlerin de sayesinde ülke genelinde yoğun tartışma konusu oldu. Bu arada bayrakların kimin talimatıyla dikildiği konusunda da bir açıklama yapmak ister misiniz? Kamuoyunu yanıltmayalım lütfen…

Sayın Emir ERSOY, petrol kralı olduktan sonra sizin mekana yapılan ziyaretlerin sayısında yoğun bir artış gözleniyormuş. Gelenler araçlarını depolarını tam doldursa Arap Şeyhlerini bile kıskandıracak ciroya ulaşırsınız, hadi bakalım hayırlı işler, bol kazançlar…

Sayın Ersan SANER, yeni yapılacak olan 500 yataklı hastane arazisinin Ankara’ya devredilmesinin mantıklı bir açıklaması var mı? Biraz dik durmadığınız nedeniyle yapılan güzel işlerin de üstü gölgeleniyor…

Sayın Faiz SUCUOĞLU, kurultay çalışmalarına ada genelinde hiç durmaksızın devam ediyorsunuz ama siyasi kulislerde kurultayın yapılmayacağı yönünde söylentiler yapılmaya başlandı. Umarız bütün emekleriniz boşa gitmez…