Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, çocuklara mutlaka dönmek isteyecekleri bir ülke bırakmanın boyunlarının borcu olduğunu söyleyerek, “Hedefimiz budur, başaracağımız da budur” ifadelerini kullandı.
CTP Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın dört buçuk yıllık görev süresini değerlendiren Erhürman, "kazanım elde edilmediğini, aksine mülkiyet sorununun yeniden gündeme oturduğunu" savundu.
- “Hukuk, siyasetin bir enstrümanı olarak kullanılıyor”
Hakikat Web TV’de Güven Arıklı’nın sorularını yanıtlayan Erhürman, Güney Kıbrıs’tan gelen davalara işaret ederek, bunların sıradan ceza davaları olmadığını ve organize bir şekilde açıldıklarını söyleyerek, “Hukuk, siyasetin bir enstrümanı olarak kullanılıyor” dedi.
Erhürman, 2004 referandumu sonrasında mülkiyetle ilgili yapılan düzenlemeler sayesinde piyasanın kendini güvende hissettiğini ve bu dönemde inşaat sektöründe ciddi bir hareketlilik yaşandığını söyledi.
2004 sonrası inşaat sektöründe yaşanan patlamanın ardından Güney Kıbrıs’tan mülkiyet davalarının gelmeye başladığını ifade eden Erhürman, “O dönemde bu davalar durdurulabildi mi? Hayır. 2009’da başka nedenlerle elimizde patladı” dedi.
2005 yılında kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Demopulos kararıyla “etkili iç hukuk yolu” olarak kabul edildiğini anımsatan Erhürman, 2010 ile 2023 yılları arasında bu kapsamda ciddi bir dava süreci yaşanmadığını ancak 2023’ten itibaren davaların yeniden gündeme geldiğini belirtti.
Erhürman, bu gelişmelerin "plansız ve kontrolsüz şekilde atılan adımların" sonucu olduğunu söyleyerek, mülkiyet sorununu bütüncül bir şekilde çözmeye yönelik bir çaba gösterilmediğini savundu.
- “Kıbrıs sorunu çözülmeden mülkiyet sorunu çözülmez”
Mülkiyet sorununun ancak Kıbrıs sorununun çözümüyle kalıcı şekilde aşılabileceğini belirten Erhürman, “Kıbrıs sorununun altı temel başlığından biri de mülkiyettir. ‘Kıbrıs sorunu çözülmeden mülkiyet sorununu hallederim’ demek gerçekçi değildir. Bu ciddi bir maliyet gerektirir” dedi.
Kıbrıs sorununa dair bir çözüm iradesinin bulunmadığını ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis’in uluslararası kamuoyuna “çözüm isteyen taraf” görüntüsü verdiğini söyleyen Erhürman, “Türkçede ‘iki devletli çözüm’ demek, eşittir ‘çözümsüzlük çözümdür’ demektir. Bir yandan ‘mülkiyet sorunu çözülemeyecek’ diyorsunuz, diğer yandan ‘yürüyün de korkmayın’ diyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Erhürman, Kıbrıs Türk tarafının geçmişte çözüm iradesini defalarca ortaya koyduğunu da belirterek, 2004 Annan Planı referandumu, 2010’daki siyasi duruş ve Akıncı–Anastasiadis döneminde yürütülen müzakereleri hatırlattı.
- “Yıllarca savunduğumuz söylem tersine çevrildi”
“Ağzımızda yıllardır şu cümle vardı: '2004’te çözüm istedik.' 2010’da da 'çözüm istediğimizi gösterdik' diyorduk. Akıncı–Anastasiadis döneminde çözüm için çaba sarf ettik. 'Sen çözümden kaçıyorsun, ben de burada hiçbir ekonomik faaliyette bulunmadan oturup bekleyecek miyim?' diye anlatıyorduk.” diyen Erhürman, bu söylemlerin bugün tersine çevrildiğini savundu.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “Yürüyün de korkmayın” diyerek başlattığı sürecin, son olarak Simon Aykut’un güneyde tutuklanmasıyla sonuçlandığını söyleyen Erhürman, eleştirilerde bulundu.
- “Yabancılara yönelik mülk satışları hukuki bir zemine oturtulmadı"
Erhürman, şu anda birçok kişinin tehdit altında olduğunu belirterek, Güney Kıbrıs’ta yürürlükte olan ceza yasalarına göre, eski Rum mallarında izinsiz yapılan her türlü faaliyetin suç sayıldığını söyledi.
Bu yasaların neden 2023’e kadar gündeme gelmediğini sorgulayan Erhürman, “Çünkü o dönemde zemin uygun değildi. Kıbrıslı Türkler hala ‘çözüm iradesi’ diyordu ve henüz yeni bir inşaat patlaması yaşanmamıştı” dedi.
Özellikle 2023’ten itibaren yabancılara yönelik mülk satışlarının hukuki bir zemine oturtulmadığını söyleyen Erhürman, Mehmet Ali Talat'ın Cumhurbaşkanlığı döneminde mülkiyet konusunda özel bir masa kurularak karşı hamleler geliştirildiğini hatırlattı.
1974’ten bu yana aynı söylemlerin tekrarlandığını ifade eden Erhürman, tarih bilinmeden hareket edildiğini ve mülkiyet konusunda atılması gereken adımların atılmadığını savundu.
- “Ekonomi tersine döndü, geçiş noktalarında ilerleme yok”
Son dört buçuk yılda geçiş noktalarında hiçbir ilerleme sağlanamadığını da ifade eden Erhürman, “Eskiden ekonomi güneyden kuzeye akıyordu, şimdi tam tersi" dedi.
Her vatandaşın farklı düzeylerde endişe yaşadığını dile getiren Erhürman, “Bu duruma kimin getirdiği bellidir. Her ortamda bangır bangır söyledik. Getirildikleri nokta bu” diye konuştu.
İnşaat sektörünün öncü sektör olmaması, önceliğin turizm ve yükseköğretimde olması gerektiğini belirten Erhürman, “Bizim öncü sektörümüz turizmdir. Ama turizmde elimizde sadece casino turizmi kaldı. Yükseköğretimde yaşananlar ortada” dedi.
Toplumsal sorumluluğa dikkat çeken Erhürman, “Çocuklarımız bu ülkede kalacak mı, kalmayacak mı? Asıl karar vereceğimiz konu budur. Onlara dönmek istemeyecekleri değil, mutlaka dönmek isteyecekleri bir ülke bırakmak zorundayız” şeklinde konuştu.