“Kıbrıs Türk'ünün haklı davasını bir kez daha çok güçlü biçimde savunduk”
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu'na hitabında, Türkiye'nin dış politikasında özel yer tutan bölgelere yönelik mesajlar verdiğini anımsatarak, "Kıbrıs Türk'ünün haklı davasını bir kez daha çok güçlü biçimde savunduk. Ada'da 'iki ayrı devlet ve iki ayrı halk' olduğu gerçeğinden hareketle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıma çağrımızı tekrarladık” dedi.
Erdoğan, dün TC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, Kabine Toplantısı'nın gündeminde iç ve dış politikaya dair kritik konuların yer aldığını dile getirdi.
Erdoğan, bu sene güçlü bir heyetle iştirak ettikleri BM 80. Genel Kurulu'nun genel görüşmelerini her açıdan en verimli şekilde değerlendirdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk-Amerikan toplumunun öncü isimlerinden Amerikan iş çevrelerine, düşünce kuruluşlarından uluslararası yatırımcılara kadar pek çok kesimle bir araya geldik. Bu toplantılarda özellikle Türkiye'nin sunduğu yatırım ve ticaret fırsatlarını misafirlerimize anlattık. Birleşmiş Milletlerin tam karşısındaki Türkevi'miz, diplomasinin kalbinin attığı bir merkez olarak yine göz doldurdu. Bir diğer dikkat çekici husus şudur, İsrail'in engelleme çabalarına rağmen 80'inci Genel Kurul'a Filistin davası damgasını vurmuştur. 22 Eylül Pazartesi günü Fransa ve Suudi Arabistan eş başkanlığında düzenlenen iki devletli çözüm konferansına ilgi oldukça yoğundu. Konferansa katılarak ülkemizin duruşunu çok net biçimde kayda geçirdik."
Erdoğan, ertesi gün BM Genel Kurulu'na hitap ettiğini belirterek, "Hitabımızda, Gazze'de yaşanan ve artık soykırım boyutunu aşıp 'toplu kıyıma' evrilen vahşete vurgu yaptık. Gazzeli kardeşlerimizin 23 aydır kesintisiz maruz kaldığı zulmü rakamlarla fotoğraflarla ortaya koyduk. Uluslararası toplumu, İsrail'in Filistin halkına uyguladığı barbarlıklara karşı harekete geçmeye çağırdık." diye konuştu.
- "Birçok ülkeden muhataplarımızla görüşmelerimiz oldu"
Genel Kurula hitabında, Gazze'deki katliamın yanı sıra Afrika'dan Asya'ya, Balkanlar'dan Latin Amerika'ya, Türkiye'nin dış politikasında özel yer tutan bölgelere yönelik mesajlar verdiğini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kıbrıs Türk'ünün haklı davasını bir kez daha çok güçlü biçimde savunduk. Ada'da 'iki ayrı devlet ve iki ayrı halk' olduğu gerçeğinden hareketle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıma çağrımızı tekrarladık. Küresel bir harekete dönüşen Sıfır Atık Projemiz ile aile kurumuna yönelik saldırıları yine insanlığın gündemine taşıdık. Hitabımız, Türkiye'nin 360 derecelik bakış açısıyla yürüttüğü, Doğu'ya ve Batı'ya aynı anda bakan çift başlı Selçuklu kartalından ilhamını alan dış politikasının adeta özü, özeti, çerçevesi niteliğindeydi."
ABD Başkanı Donald Trump'ın ve bölge liderlerinin katıldığı Gazze konulu toplantının son derece verimli geçtiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Toplantıda, Gazze'de akan kanı durdurmak için neler yapabiliriz, liderler olarak bunu masaya yatırdık. İklim zirvesinde, 2053 Net Sıfır Emisyon hedefimiz doğrultusunda devreye aldığımız uygulama ve reformlardan bahsettik. Genel Kurul marjında ayrıca aralarında Suriye, Libya, Kuveyt, Endonezya, Fransa, Kanada ve Vietnam'ın da olduğu birçok ülkeden muhataplarımızla ikili görüşmelerimiz oldu. Avrupa Birliği Komisyon Başkanı ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri de yine görüştüğümüz isimlerdendi."