Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Yıllar önce Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘beslemeler’ deyince ortalık kalkıp oturmuştu…

Kıbrıs Türkü hala unutmadı o sözleri!

Belli kesimlere söylemişti…

Ama herkes üzerine almıştı!

Şimdi de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, ‘art niyetliler’ var dedi…

Orası da doğru ama Fuat Oktay bilmelidir ki her ne kadar art niyetliler varsa onlar hep azınlıktırlar!

Çoğunluk art niyetli olmayan kesimdir…

Onun içindir Türkiyeli yetkililer Kıbrıs Türkü için yaptıkları değerlendirmelerde çok daha hassas olmalıdırlar!

Evet burası şehitler diyarıdır ama şu da bilinmelidir ki bu ülkede hemen her evde en az bir şehit vardır…

Onun için şehit edebiyatı yapmak yanlıştır, bu ülkede geçmişte yaşanan mücadele yıllarına ve tabi ki şehitlere sahip çıkmayan tek bir kişi bile bulamazsınız!

O yıllar artık çok gerilerde kaldı…

Tabi ki geçmişte yaşananlar asla unutulmayacak ve kulağa küpe olarak bir yerlerde duracaktır ama bir de şöyle bir gerçek vardır;

Özgürlük mücadelesi Mehmetçik, mücahit ve tabi ki Kıbrıs Türkünün büyük gayretleri ile zafer ile kazanılmıştır ama bu ne yazık ki ekonomik zaferle noktalanmamıştır…

Bunda da özellikle geçmişteki Ankara hükümetlerin payı büyüktür!

Buraya para göndermeyi marifet sanmışlardır…

Sonuçta ülkede üretim neredeyse tamamen bitmiş tüketen bir toplum haline dönmüştür!

Bir de yıllardan beridir tanınmış olmak buna eklenince zaten üretimin de bir anlamı kalmamıştır…

Sonuçta bu günleri yaşıyoruz!

Ankara’ya el açan bir ülke haline getirildik…

Belki de eski konjektür gereği karşımızda fazlasıyla bonkör Ankara hükümetleri vardı ama şimdi de aslında çok eleştirdiğiniz ama aslına bakınca burada kendi ayakları üzerinde duran bir ülke arzulayan bir Ankara hükümeti var!

Doğruları ve yanlışlarıyla…

Şimdi sorulan soru şudur…

Ankara ziyaretini tamamlayan ve ülkeye dönen Başbakan Ünal Üstel ve heyet elinde neyle dönmüştür!

Yani boş mu gelmişlerdir yoksa dolu mu?

İyi de biz ne bekliyorduk?

Eskiden olduğu gibi para dolu valizlerle mi dönmelerini!

Dedik ya o yıllar artık gerilerde kaldı, bizimkiler gider ve hele de seçim öncelerinde para dolu valizlerle dönerlerdi…

Ama işte o paralar doğru yerlere aktarılmadı, aksine toplum değil bireyler kazandı!

Şimdi ki sefil duruma bakıp da diz dövüyoruz ya…

Fazla şikayet etmeye gerek yok!

Kendimiz ettik kendimiz buldur, bu kadar basittir…

Son Ankara ziyaretinden sonra da anladığımız şudur;

Ek bütçe filan yok…

Hele de toplu para hiç yok!

Bu dönemde Ankara bizden proje üretmemizi istiyor…

Zira şu anda ülke tel tel dökülüyor ama bizimkilerin derdi tasası koltuk kapmak ya da koltuğu kaptırmamak!

İçler acısı durumu çok da düşünen yok, acayip bir atama kavgası var…

Toplumsal değil bireysel kazanımlar kavgası bu!

Ankara da bu durumu bizden çok daha iyi biliyor…

Ama yine de ek bütçe olmamasına rağmen sektörleri ayağa kaldırmak için ek katkılar yapmaya hazır!

Yeter ki bizimkiler proje üretsinler…

Cebe değil ülkeye çalışsınlar!

Eski kötü alışkanlıklardan vazgeçerlerse ne ala…

Yok kötü gelenekler devam ederse Ankara ne yapsa haklıdır!

Bir kere şunu aklımıza sokmak şart olmuştur…

Bu ülkede artık Lale Devri bitmiştir!

Ankara’da yapılan konuşmalarda bir takım harcamaların kısıtlanması gerektiği söylenmiş ama burada ortalık toz duman olmuştur…

Bu da başka yerlere çekilmiştir!

Çünkü artık kısıtlama ya da tasarruf denildiğinde ülke top yükün ana baba yerine dönüveriyor…

Toplum olarak Lale Devri’nin bittiğine inanmak gibi bir zorunluluğumuz vardır!

Devlet de tasarruf yapacak, fuzuli olan her şeyi iptal edecek ama vatandaş da bu gerçeği kabul edip kendine çeki düzen verecektir...

Peki Ankara ziyaretinde ne kazanımlarımız oldu?

Özellikle turizmciler açısından çok önemli olan ve yılan hikayesine dönen teşvikler…

Türkiye bu konuda 110 Milyon TL’yi vermeyi taahhüt etti!

Sektörün nefes alması için bu paranın büyük katkısı olacak…

Uzun zamandır tartışılan hayat pahalılığı meselesi!

Hükümet bu konuda ciddi bir dosya hazırlayıp Ankara’da masaya koyup, yapılan çalışma sonucunda bu konuda da bir sıkıntı yaşamayacak…

Müteahhitler için de umut vaat eden gelişmeler yaşandı!

Ankara’da açılan her ihalede artık bizim yerli müteahhitler de yerini alacak…

Tabi ki oradaki meslektaşların ortaklığı ile!

Hiç yoktan iyidir…

TC kaynaklı projelerde blokelerin verilmesi de bize göre önemli bir gelişmedir!

Bir de uzun bir süredir şikayetçi olduğumuz uçak biletlerinin tavan yapması…

Bu konuda THY’nin Ercan’a sefer sayısını artırması için talimat verildiğini öğrendik, böylelikle daha fazla seferin bilet fiyatlarını önemli derecede aşağıya çekeceği belirtiliyor…

Anladığımız kadarıyla KKTC hükümeti Ankara’dan çok da eli boş gelmemiştir…

Ama eski hükümetlerin yaptığı yanlışları tekrarlama gibi bir lüksü de artık yoktur!

Lale Devri bitmiştir ve bu konuda eskiye dönüş bir daha asla olmayacaktır…

MESAJ KUTUSU

Sayın Ünal ÜSTEL, Ankara ziyareti sonrası çok da elinizin boş gelmediği ama eski refah dolu günlerin artık hayal olduğu gerçeğini öğrendik. Yeni dönem konusunda hem sivil örgütler hem de vatandaşa kendinizi iyi anlatabilirseniz işiniz çok daha rahat olacaktır. Aksi halde başınız fazlasıyla çok ağrıyacaktır…

Sayın İbrahim BENTER, dünkü mesajımıza hassasiyet gösterip Çocuk Esirgeme Kurumu’nda eksik olanların belirlenmesi için bir ekip belirlediğinizi memnuniyetle öğrendik. Rahmetli babam hep derdi, iyilik yap denize at diye, ne doğru bir süz değil mi?..

Sayın Kubilay ÖZKIRAÇ, sendika başkanı olduğunuz kurumda 14 kişinin yasal olmayan yollardan terfi ettirilmesi için başlattığınız girişime terfi alacak olanlar muhakkak sevinmiştir ama çoğunluk buna büyük tepki gösteriyorlar haberiniz olsun istedik…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, ülkede öğrenci taşımacılığı yapan otobüslerin yarısından fazlasının direksiyonunun solda olduğunu biliyor muydunuz? Tamamen ciddi bir trafik sorunu ama bu konuda fitili ateşleme görevi de size düşüyor. Allah korusun ciddi bir kaza olsa bunun hesabını kimse veremez…

Sayın Serhat AKPINAR, yine birilerine meydan okudunuz ama yine isim vermeden yaptınız. Bir de isim vererek şunu yapsanız da dostunuz kim düşmanınız kim biz de anlamış olsak, fena mı olurdu yani? Bu arada artık milletin vekili olduğunuzu da hatırlatmak isteriz…

Sayın Mehmet HARMANCI, bu karışık ve bunalımlı günlerde bir çözüm platformu kurma girişimleriniz vatandaş üzerinde heyecan yarattı. Sahi bu sıralar kimse çözümden filan bahsetmiyor değil mi? Hadi bakalım hayırlara vesile olsun…

Sayın Enver ÖZTÜRK, hükümet ortakları Ankara’ya müsteşarlarını da götürünce gözler hep sizi aramış. Aslında yoğun bir iş ortamı arası Ankara’nın bağlarında küçük bir gezinti iyi olacaktı değil mi?

Sayın Tolga ATAKAN, Halkın Partisi hızla bir bölünmeye doğru ilerlerken sizin hangi cephede olacağınız bir türlü belli olmamış. Böyle durumlarda iş hayatı daha fazla ağır basıyor olsa gerek değil mi? Kesinlikle doğru yoldasınız!

Sayın Süleyman ULUÇAY, yerel seçimler öncesi devlet hekimliğinden emekli olup şimdi tüm enerjinizi tarihi bile belli olmayan seçimlere harcamak için kuşandığınızı duyduk. UBP’deki karışıklık böyle devam ederse aradan sıyrılmanız hiç de zor olmayacak…

Sayın Cafer GÜRCAFER, hükümetin Ankara ziyaretinin sonuçlarına bakılırsa en fazla sizin sektör bundan yararlanacak gibi gözüküyor. Bu arada Ankara’da açılacak olan büyük ihaleler soru işaretleri yaratsa da hiç yoktan iyidir değil mi?

Sayın Osman KURT, pek kıymetli annenizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhumeye tanrıdan rahmet size ve tüm aileye başsağlığı ve sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…