Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tartışmalara son noktayı koydu.

Cumhurbaşkanlığı tarafından resmi veya resmi olmayan kabullerde sürekli tartışma konusu haline gelen bayrak olayında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yapılması gereken doğru duruşu ortaya koyarak aslında çok da net bir mesaj iletti.

Devletin tepesi tarafından BM Genel Sekreteri AntonioGuterres’in danışmanı JaneHollLute’un kabulünde KKTC ve TC bayraklarının kaldırılmaması

gerek güney komşumuz Kıbrıslı Rumlara gerekse tüm dünyaya verilen önemli bir mesaj ile birlikte Kıbrıslı Türklerin devletlerine sahip çıkmasının da yeniden ilanından başka bir şey değil aslında.

Ve bayrak üzerinden siyaset yapmak veya bayrağı siyasete alet edilmesine de aslında son noktayı koydu, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar.

Resmi kabullerde Devlet olmanın ve Devlet protokolünün gereği olarak Kıbrıs Türk toplumunun bayraklarının yerinde durmasından kim neden korkar cevabının bulunması gereken bir soru.

Kıbrıs Türk’ünün kendine güveninin artması noktasında psikolojik etkisini bulunan böylesi bir iradenin ortaya konmasının uluslararası siyasete dair de sonuçları zaman içerisinde mutlaka ortaya çıkacaktır.

Ve unutulmamalı ki olası sürdürülebilir adil ve kalıcı bir anlaşmanın önünde engel değildir, bayrağa sahip çıkmak.

Bilakis bayrağa ve Devlete sahip çıkmak, olası bir adil anlaşmanın tek teminatıdır.

Bayrağa sahip çıkmak Kıbrıs Türk’ünün Kıbrıs adasında güney komşuları Kıbrıslı Rumlar ile ayni haklara sahip olduğunun ve siyasi eşitliğimizin ilanıdır.

Dünya devletleri tarafından Kıbrıslı Türklerinin siyasi eşitliğinin ve Kıbrıs adasında var olma haklarının tanınmaması varlığımız ve egemenliğimizin ilanı olan bayraklarımızın kaldırılmasının nedeni olmamalı.

Ve böylesi bir hatadan dönenerek dünya devletleri ile birlikte Kıbrıslı Rumlara da mesaj veren Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, devletin tepesine yakışanı yaptı.

Ve yeni dönemde KKTC artık daha cesur ve kendine daha çok güvenerek müzakere masasına oturmalı.

Kıbrıs sorununun “iki devletli çözüm” temelinde çözülmesi gerektiğine dair ortaya konan irade ile birlikte KKTC yeni dönemde müzakere masasına da yön vermeli.

Ve Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacı ile toplumlararası görüşmelerin başladığı 1968 yılından beri federasyon üzerinden devam eden görüşmelerin niteliğinin Türk tarafının ortaya koyduğu irade ile değişecek olmaya doğru evrilmesiyeni dönemin ilk habercisi.

Ve yeni dönem ile birlikte özellikle Kıbrıs Türk tarafına önemli görevler ve ödevler de düşmekte.

Kıbrıs Türk halkının zihninde birer psikolojik prangaya döndürülen BM Güvenlik Konseyi kararlarına karşı daha aktif mücadele yeni dönemin ilk eylemi olmalı.

Anavatan Türkiye’nin de desteği ile BM Güvenlik Konseyi kararlarının değişmesi gerekliliğine dair lobi faaliyetleri ve daha aktif siyaset ise yeni dönemin yol haritası olmalı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın BM Genel Sekreteri AntonioGuterres’in danışmanı JaneHollLute’un kabulündeKKTC ve TC bayraklarını kaldırması ise yeni dönemdeki yeni yol haritasının ilk adımı olarak tarihteki yerini aldı.

Ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın KKTC ve TC bayraklarını yerinden kaldırmadanJaneHollLute’u kabul etmesi ise geçmişi yok sayarak yeni bir geleceğin kurulmasının sürdürülebilir olmadığı mesajını da ortaya koyması bakımından ayrıca önemli.

Yıllardır devam eden ve sürdürülen bir hatadan dönerek Cumhurbaşkanı Ersin Tatar doğru olanı yaptı.

Bundan böyle önümüze bakma ve kendi kaderimizi kendimiz belirleme zamanıdır…