Çağa ayak uyduran dünya devletleri Bilim yolunda önemli gelişmeler kaydederken, Bilimin ışığı altında yol almaya devam ediyorlar. Dünyanın en güçlü devletlerine baktığımız zaman, birçok bilim adamlarının bu ülkelerden yetiştiğini görmekteyiz. Ve dünyada yine yenilikçi olan devletler de bu bilim adamlarının çalışmalarını yaptıkları, bilimsel deneyler ile güçlerini sergiledikleri devletlerdir. Dünya bilim ile çağ atlayanların dünyasıdır. Peki ya biz, bizde durum nedir? Gelin bir değerlendirme yapalım. Hiç şüphesiz bizim dünya ülkeleri arasındaki yerimiz, en geri kalmış ülkeler arasında sınıflandırılmaya tabi olur. Zira, bilim ile uzaktan yakından hiçbir ilgimiz olmadığı gibi, öyle bir çalışma ortamımız dahi yoktur. Düşünsenize, devlet hastanemizin modern bir tahlil laboratuarı dahi yoktur. Siz bakmayın bu efendilerin yüksekten uçup, atıp tuttuğuna, yalanlar dört nala koştursa da, gerçekler her zaman gün ışığına çıkar, er ya da geç. Dünya devletleri bilim ile uğraşa dursun, bizde din kisvesi adı altında son yıllarda kurulan, dergahların ve derneklerin haddi hesabı yok. Din baskısı, dini dayatmalar, şeriat ülkede her yerde kendini hissettirir olmuş. Sanki yeni bir islam devleti kurulmaya, yaratılmaya çalışılıyormuşçasına hummalı, gizliden gizliye çalışmalar yapılsa da, artık her şey gün yüzüne çıkmış durumdadır. Hoş, memlekette artık hiçbir şey gizli kalmıyor. Çünkü amaç ve niyet ortadadır. Oysa Kıbrıs Türk Toplumu dini konularda geçmişten bu günlere, Kıbrıs kimin idaresinde olursa olsun din konularında fikri ve vicdanı hür bırakılmış bir toplum olmuştur. Bu konuda dayatmalar ve meda zori işler Kıbrıslının ayak uyduracağı bir durum değildir. Yani burada yaratılmaya çalışan uç noktalardaki din kisvesi adı altındaki yapılandırma “yobazlık” hiç ama hiç ülke insanının kabul edebileceği bir durum değildir. Son zamanlarda yayılmaya çalışılan “cihat” ülkeyi daha da içinden çıkılmaz bir kaosa sürükleyecek ve bu topraklar üzerinde yaşayan insanlar arasında derin uçurumlar açacaktır. Amaç ve niyet bu topraklar üzerinde giderek saptırılmaktadır. Dünya ülkeleri ile yarışamayız, dünya ülkeleri arasında da yer alamayız amma gerici ve bölücü bir yapının içerisinde de asla bulunmayız. Bizi orta doğu ülkelerine benzetmeye kalkmayınız. Bu topraklar Avrupa Birliği toprağıdır. Biz buraya not düşmüş olalım da, ülkede hükümet edenlerin kulağına küpe olurken, ileride bu konuda yaşanacak sıkıntılar için de biz hem yazmış, hem söylemiştik diyebilelim. Vesselam.