Bu ülkede iyi şeyler de yok değil, iyi şeyler de olmuyor değil.

Ve iyi şeyler olmaya başladı.

Ve belki de iyi şeylerin az olmasının nedeni bu ülkede, Devlet erkini elinde tutanların bugüne kadar Devlet ciddiyeti ve sorumluluğu ile hareket etmemesinden başka bir şey değil.

Ve beklide sorunun ana kaynağı da böylesi bir anlayışın seçilmiş ve atanmışların karakterinde olmamasından başka bir şey değil.

Sosyal bilimcilerdir elbette sorunun ana kaynağı ve diğer nedenlerini ortaya koyması gereken.

UBP-YDP-DP Hükümeti, Devlet ciddiyeti ve sorumluluğuna örnek olacak bir karar ile doğru bir irade ortaya koydu.

Üniversite öğrencilerin yüz yüze eğitime başlamasına yönelik alınan karar sonrası gelişlere dair Covid 19 tedbirlerine yönelik ödenek ayrılması ve şubat ayı yani eğitim/öğretim yılının ikinci dönemi ile birlikte yüz yüze eğitime başlanacak olmasının açıklanması Devlet ciddiyetine yakışan ve Hükümet olmanın sorumluluğu ile örtüşen bir karar.

İktidar olma hasebiyle Başbakan Ersan Saner ve kabinesinin, toplum sağlığını tehdit etmeyecek ve ekonomiye can katacak kararlar alma cesareti göstermesi yerinde ve çok önemli bir duruştan çok daha öte bir derin anlamı da içerisinde barındırmakta.

Böylesi kararlar ile Kıbrıs Türk’ü, Devletin varlığını ve analığını hissetmesinin önemi hiçbir şey ile ölçülemeyecek kadar değerli.

Covid-19 ile mücadelenin ekonomide yarattığı tahribatın yeni bir döneme girmesi gerekliliği de bugüne kadar hep tartışma konusu oldu.

UBP-YDP-DP Hükümetinin farkı da kim ne derse desin ilk karar ile ortaya çıktı.

Belirli bir kesimin sorunlarını çözmek yerine tüm kesimlerin hassasiyetlerini koruyarak Devletin iradesini ortaya koyarak alınan üniversitelerde yüz yüze eğitime başlama kararı ve karara yönelik tüm tedbirlerin alınması alkışlanması gereken bir olgu.

Anavatan Türkiye’nin pandemi ve acil durum hastanesini de kısa sürede bitirmesi ve Covid-19 mücadelesinde verdiği ilaç, malzeme, aşı ve diğer destekler de Ersan Saner Hükümetinin ve Kıbrıs Türk toplumunun en önemli gücü.

Ve tüm tedbirler ile birlikte toplum sağlığının da korunması ve riskin minimize edilmesine dair Devlet erkinin ortaya irade koyarak gerçekleşecek bir açılımın ise ülke ekonomisine ve toplum psikolojisine olumlu etkisi kaçınılmazdır.

Ve böylesi yeni bir dönem hiç gecikmeden YÖDAK’ta da yeni bir dönemi başlatmalı.

YÖDAK başkanlığına vakit kaybedilmeden atama artık yapılmalı.

Covid-19 sonrası yeni döneme hazırlanan üniversiteler ile birlikte kararları ile yasanın üzerinde olmayan ancak üniversiteler üstü bir duruşun egemen olacağı yeni bir YÖDAK, Hükümetin yerine kararının da temel direklerinden biri olmalı.

Covid-19 sonrasında başlayacak yükseköğretimin ilk yüz yüze eğitim dönemi ile birlikte YÖDAK , aktif ve etkin girişimler ile yükseköğretimin geleceğine yön verecek yeni bir vizyona ve misyona kavuşmalı.

Çünkü, üniversiteler, üniversitelerimiz ülke ekonomisinin en önemli can damarlarından biri ve Kıbrıs Türkünün gözbebeği.