Fileleftheros’un haberine göre, Nikolas Yoannidis 3+1 oluşumunu “sahadaki gerçeklere cevap verilen stratejik enstrüman” olarak niteledi. Güney Kıbrıs’ın Avrupa’ya geçiş kapısı olabilecek biricik bir konumda olduğunu, stratejik altyapılarının Doğu Akdeniz üzerinden Avrupa’ya başat bir geçit sağlayabileceğini” söyleyen Yoannidis özellikle Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın, bölgede istikrar kavşağı olarak ABD ve İsrail’e stratejik derinlik sağladığını” belirtti.
Yoannidis Ocak 2026’da AB Konseyi dönem başkanlığını devralacaklarını hatırlattı ve “Orta Doğu ve daha geniş bölgede insani çabalara çözüm ve takviye sağlayarak bölgesel arabuluculuk rolü oynamaya hazır olduklarını” söyledi, şu iddialarda bulundu:
“Türkiye’nin mevcut politikalarının gerili yarattığını dikkate alarak, bu ittifakın gerilimleri bitirmeyi ve diyalog ve uzlaşı ortamı yaratılmasını hedeflemesi gerekir. Kıbrıs bu ortaklık ilişkisine istikrarla bağlıdır. Doğu Akdeniz, sadece iş birliği ile başarılabilecek güvenliği, istikrarı ve refahı hak ediyor.”
Haris Yeorgiadis ise “Doğu Akdeniz’in kritik bir kavşakta bulunduğunu, bir fırsat ve iş birliği bölgesi de, çatışma, mülteci baskısı ve uluslararası güvenlik için tehdit yuvası da olabileceğini, nasıl evrileceğinin büyük ölçüde Yunanistan, Güney Kıbrıs, İsrail ve ABD’ye bağlı olacağını” iddia etti.
“Bölgenin aynı hem ticaret ve enerji hem de “Libya, Yemen, Suriye gibi başarısız devlet oluşumlarından Hamas terörüne ve Husi saldırılarına kadar istikrarsızlık kavşağı olduğunu , stratejik atalet gösterilemeyeceğini” öne süren Yeorgiadis Batı’ya, “Rusya, Türkiye ve radikal örgütlere karşı gösterdiği stratejik körlüğü tekrarlamama” çağrısı yaptı.
Yeorgiadis, Güney Kıbrıs’ın “NATO üyesi olmamasına karşın ABD’ye ve İsrail’e askeri altyapılarını ve kolaylıklar sağlayarak bölgedeki top yükün güvenliğe katkısını fiilen gösterdiğini” söyledi ve İsrail-Güney Kıbrıs-Yunanistan eksenindeki gibi enerji projelerinin ilerletilmesi, bunların engellenmesine müsaade edilmemesi gerektiğini” söyledi.
