“Üstel, Arıklı ve Atun dokunulmazlıklarının kaldırılmasına hazır olduklarını açıklamalıdırlar”
“UBP ile koalisyonda koalisyon protokolüne dokunulmazlık taahhüdünü yazmış ve kaldırılmasını da başarmıştık”
Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Sayıştay tarafından hazırlanan raporlarla Elektrik Kurumunun zarara uğratıldığının tespit edildiğini, şu anda da polis soruşturması sürecini yakından takip ettiklerini vurgulayarak “Bu türden yolsuzluk ve kamuyu zarara uğratma örneklerinde hem polis ve savcılık süreçlerini yakından takip etmek hem de zamanı geldiğinde dokunulmazlıkları kaldırmak için kararlılık göstermek şarttır.” dedi.

HP’nin geçmişte bunu yaparak kimi dokunulmazlıkları kaldırabildiğini ve kimi yolsuzluk dosyalarının mahkemeye taşınmasını başarabildiğini kaydeden Özersay, “Dokunulmazlıkların kaldırılmasını geçmişte yaptık, yine yaparız. Kendi şahsi menfaatlerini bir kenara koyarak ‘önce memleketim’ diyebilen herkesin dokunulmazlıkların kaldırılması ve yolsuzluk dosyalarının polis ve savcılık aşamalarının gecikmeden tamamlanması için mücadele etmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

Özersay yaptığı yazılı açıklamada, Sayıştay raporunun hazırlandığı dönemlerde kurumun zarara uğratılmasında sorumluluğu olduğu iddia edilen milletvekillerine de çağrıda bulunan HP Genel Başkanı Özersay “İsmi geçenler gerçekten kendilerine güveniyorlarsa kamuoyuna çıkıp açıklama yapmalı ve ‘Bizim alnımız açıktır, konu Meclis’e gelsin hem kendimiz hem de partimiz dokunulmazlıklarımızın kaldırılmasına topyekûn evet diyeceğiz ve kim haklı kim haksız mahkeme karar versin diye sürecin önünü açacağız’ demelidirler” dedi.


HP Genel Başkanı tarafından dokunulmazlıkların kaldırılması ve yolsuzluk dosyalarının üzerine gidilmesi konusunda yapılan açıklama şöyle: 

“Sayıştay’ın Elektrik Kurumuna yakıt alımı ve taşınması konularını ele alan raporu 9 Ocak’ta Meclis’e ve Başsavcılığa gönderildi. Bazı gazeteler ve Meclis’teki bazı muhalefet milletvekilleri ‘Sayıştay raporu kayıp, nerede’ diye şikâyet etmiş olmalarına rağmen aslında bu raporun Meclis’te hatta muhalefet vekilinin başkanlığını yaptığı Sayıştay Komitesi’nde olduğu ortaya çıktı.  9 Ocak’tan bir hafta sonra da aynı raporun Savcılıktan Polis Genel Müdürlüğü’ne gönderildiği bilgisine ulaştık.

Şimdi son üç aydır devam eden polis soruşturması sonucunda Sayıştay raporunda belirtildiği şekilde kurumun zarara uğratılması saptaması teyit edilirse konunun mahkemeye aktarılması gerekecek.

İhalesiz şekilde yakıt alınması ve taşınması sonucunda son rapora göre kurumun uğratıldığı zarar 6,7 milyon Dolar. Yani bugünkü kurla 130 milyon TL’lik bir zarar. Peki bu bir yıllık rapor döneminde Elektrik Kurumu kimlerin sorumluluğundaydı? Önce dönemim Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, sonra aynı bakanlığı üstlenen Sunat Atun ve daha sonra da Sunat Bey ile tartışmalarından sonra kurumu Başbakanlığa bağlayan Ünal Üstel. Bu üç ismin üçü de milletvekili ve dokunulmazlıkları var! Polis soruşturması tamamlanıp Başsavcılığa geldiğinde dava açılması gerekecekse gecikmeksizin dokunulmazlıklarının kaldırılması için meselenin Başsavcılık raporuyla Meclis’e sevk edilmesi gerekir.

Üstelik son Sayıştay raporu öncesinde 2021 yılına ait bir diğer Sayıştay raporunda da bu kez sadece Erhan Arıklı döneminde kuruma yetkisiz, usulsüz alım yapıldığı, ceza kesilmesi gereken yakıt firmasına ceza kesilmediği ve kötü yakıt nedeniyle kurumun cihazlarında arızalara sebebiyet verildiği ve bu yolla kurumun zarara uğratıldığı saptamaları var. Kaldı ki o dönemde Kurum Rum tarafından çok daha pahalıya elektrik satın alınmak zorunda bırakıldığı için toplamda yine milyonlarca TL değerinde bir zararın verildiği anlaşılıyor.

Eski Başbakanın bankadaki hesaplarında izah edilemeyen rakamlarda para olması nedeniyle yapılan polis soruşturması/kara para aklanmasına karşı mücadele yasası altındaki soruşturma herkese bu konularda bazı dersler öğretmiş olmalıdır. Biz o dönemde konunun takipçisi olmuş hem polis genel müdürlüğü hem de Başsavcılık nezdinde sürekli olarak bilgi talep ederek sürecin takipçisi olarak dosyanın savsaklanmasını önlemiştik. Günün sonunda konu ancak o şekilde Meclis’te dokunulmazlığın kaldırılması aşamasına kadar taşınabilmişti. Şimdi soru şudur: Bizim o dönemde hükümetteyken ve Başbakan yardımcısı olarak polis ve savcılık nezdinde konuyu takip edip dosyanın sonuçlanmasını sağladığımızı gibi şimdi de birileri bunu yapar mı? Tabi ki hayır. Neden? Çünkü sorumluluğu olabilecek, adı geçen isimler ya Başbakan, ya bakan ya da milletvekilidir de ondan.

Bu durumda bizim muhalefet olarak bu konunun takipçisi olmamız esastır. Yeniden hükümete geldiğimiz takdirde bu konuları daha önce yaptığımız gibi mahkeme aşamasına getireceğimizi herkesin bilmesini isterim. Ve bir kez daha hatırlatmak isterim ki bu konuları yetkili konumdakiler veya muhalefet takip etmezse o dosya sonuçlanmaz, bir yerlerde ‘kısılır/sıkışır’ hatta kaybolabilir. Bunu yaşayarak gördük tecrübe ettik, sistem kendiliğinden birileri takipçi olup iz sürmedikçe kolay kolay bu dosyaları sonuca ulaştırmıyor.

Peki ya dokunulmazlık konusu? Başsavcılık konuyu Meclise sevk ettikten sonra dokunulmazlığın kaldırılması bir diğer mücadele alanıdır. Bu konuda ismi geçenler bugünden çıkıp ‘bizim alnımız açıktır, konu meclise gelsin hem kendimiz hem de partimiz dokunulmazlığın kaldırılmasına topyekûn evet diyeceğiz ve kim haklı kim haksız mahkeme karar versin diye sürecin önünü açacağız’ diyebiliyorlar mı? kendilerine buradan çağrı yapıyorum, çıkıp açık açık bunu söylemelidirler.

Peki ya muhalefet dokunulmazlık konusunda ne yapacak? Bugün Meclis’te kalmayı tercih eden ana muhalefet ‘yarın hükümete gelirsek Sayıştay raporu ve benzeri hallerde konu Meclis’e gelirse dokunulmazlıkları kaldıracağız ya da koalisyon kuracağımız siyasi partilere dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde koalisyon protokolü imzalatacağız’ diyor mu? Bunun örneği vardır. HP, UBP ile kurduğu koalisyonda koalisyon protokolüne şu ifadeyi yazdırmış ve daha sonra da eski Başbakan Özgürgün’ün dokunulmazlığını UBP’li milletvekillerinin de olumlu oyu ile kaldırmayı başarmıştır…

Biz HP olarak geçmişte hem polis ve savcılık soruşturmalarının takip edilmesi ve sonuçlandırılması, hem de dokunulmazlıkların kaldırılması için ciddi bir çaba ortaya koyduk ve sonuç da aldık. Bundan sonrasında da özellikle Elektrik Kurumuna ihalesiz yakıt alımı, taşınması ve benzeri yollardan rant paylaşımı konularıyla ilgili Sayıştay raporları bağlamında polis ve savcılık süreçlerinin takipçisi olacağız ve dokunulmazlıkların kaldırılması sağlayacağız…”