Cumhuriyetçi Türk Partisi Gazimağusa Milletvekili Erkut Şahali, “Son Akaryakıt Zammı ve Bütçe Yamalarına Mağusa Limanı Örneği” konulu güncel konuşma yaptı.

29 Ekim tarihindeki akaryakıt zammının bütçedeki delikleri kapatmak için yapıldığını ileri süren Şahali, Kıbrıs Türk halkının cebine el atan bir zam olduğunu söyledi. Mağusa Limanı'nda yaşanan uygulamaya dikkati çeken Şahali, işçilerin aylık ücret sisteminden günlük ücret sistemine geçirildiğini, bu nedenle sosyal güvenlik yatırımlarının zarar gördüğünü savundu.

Liman hizmetlerinde güvenliğin şart olduğunu dile getiren Şahali, işçi güvenliğinin olmamasının "tam bir fiyasko" olduğunu ileri sürdü. "Limanı, dizlerinin üzerine çökertip, yeni bir peşkeş" hazırlandığını iddia eden Şahali, limanın bilinçli olarak zayıflatıldığını ileri sürdü.

Şahali, işçilerin yüzde 30 eksik kadroyla çalıştırıldığını ve 7 milyonluk bir çıkar uğruna limanın işlevsiz hale getirildiğini iddia ederek, “Bu köle pazarına izin verilmemelidir” ifadelerini kullandı.

-Arıklı: “İhaleyi sonuçlandıramadık, şirket çalışmaya devam ediyor”

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı da, Liman İşçileri Şirketi’nin süresinin önceki hükümet döneminde yasaya aykırı biçimde uzatıldığını belirtti.

Arıklı, Liman İşçileri Şirketi'nin feshine karar verdiklerini ve ihaleye kadar kayyum atadıklarını ancak ihale sonuçlandırılamadığından şirketin çalışmaya devam ettiğini kaydetti.

İşçi sayısının önceki dönemde artırıldığını ve kendilerinin bunu “devraldıklarını” ifade eden Arıklı, işçilerin günlük ücretle çalıştıklarını ve sigortalarının yatırıldığını kaydetti. “Limanda mağdur olan kimse yok. Elleçleme ihalesini yapabilseydik, daha iyi olurdu ama başaramadık” dedi.

-Kürşat: “Hayvan ithalatı projesi tam bir fiyasko”

Cumhuriyetçi Türk Partisi İskele Milletvekili Fide Kürşat da, “Yaşanan Fiyaskolar… Cevap Bekleyen Sorular? Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanının Sessizliği!” konulu güncel konuşma yaptı.

Kürşat, 12 Ocak’ta Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı sitesinde yayımlanan ilan sonrasında 59 üreticinin başvurduğu projede belirsizlikler yaşandığını belirterek, “6 Eylül’de hayvanlar adaya geldi, ama kimseye gösterilmedi. Hayvanların 30 gün içinde üreticilere dağıtılması gerekiyordu” dedi.

Hayvanların hastalıklı olabileceğine dair söylentiler bulunduğunu ancak bakanlıktan herhangi bir belge veya açıklama gelmediğini ifade eden Kürşat, “Üreticiler borç batağına sürüklendi, bazıları hayvanları almaktan vazgeçmek istiyor ama tazminat tehdidiyle karşı karşıyalar” diye konuştu.

Bakanın açıklama yapmamasını da eleştiren Kürşat, “Bu proje tam bir fiyaskodur. Hayvancılar devlet tarafından kandırıldıklarını söylüyor” ifadelerini kullandı. Kürşat ayrıca kuraklık nedeniyle yem planlamasının yapılmadığını ve hem hayvancıların hem de diğer üreticilerin ciddi sıkıntılar yaşadığını belirterek, “Hükümet her geçen gün yurttaşın elindeki parayı iç eden bir yapıya dönüştü” iddiasında bulundu.

Hayvanların karantina sürecinin neden uzatıldığı konusunda net bir cevap beklediklerini dile getiren Kürşat, hayvancıların kredilendirildiğini ve bu kredilerin faizleriyle birlikte ödenmeye başlandığını söyledi. Hayvanların nasıl beslendikleriyle ilgili bazı kayıtlar olduğuna dikkat çeken Kürşat, hayvanların dağıtımın başlatılmasının ardından hayvanların kilo ve ırkı konusunda sertifikalılarının henüz kimse tarafından görülmediğini ve bu konuna da bir açıklama yapılmadığını kaydetti.

Hayvancıların “devlet tarafından kazıklandık” dediklerini söyleyen Kürşat, sağlık sertifikalarının kamuoyunda paylaşılması gerektiğini savundu. Hayvanların içerisinde koç sayısının yeterli olmadığı bilgisinin kendilerine geldiğini dile getiren Kürşat, ilgili bakanının verdiği bilgilerin yanıltıcı olduğunu iddia etti.

Bu hayvan projesini eleştirerek, bu hayvancıların batağa sürüklendiğini savunan Kürşat, ilgili bakanın bu konularda açıklama yapmasını istedi. Ülkede yaşanan ciddi kuraklığa da dikkat çeken Kürşat, kurak bir yılda kaba yem ihtiyacının bile planlanmadığını dile getirerek, hayvancıların isyan ettiğini savundu.

Kürşat, sadece hayvancı değil, narenciye ve birçok üreticinin sıkıntılar yaşadığını dile getirdi.

-Rogers: “Sağlık sisteminde güven kaybı endişe verici”

Girne Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers de, “KKTC Sağlık Sisteminde Kayıp Halkalar” konulu güncel konuşma yaptı.

Ülkede geçen hafta içinde iki ölümün yaşandığını dile getiren Rogers, Sağlık Bakanının Meclis'te olup, kamuoyuna açıklama yapması gerektiğini kaydetti.

Çocuk servisine güven kaybının endişe verici olduğunu söyleyen Roger, güvenin tekrardan tesis edilmesi açısından ilgili bakanın açıklama yapması gerektiğini belirtti.

Acil durum hastanesinin kameralarla donatıldığının bilindiğini ve 9 yaşındaki bir çocuğum hayatını kaybetmesinde yaşananların daha net görülebileceğini dile getiren Rogers, çocuk servisinde özveriyle çalışan uzmanlara da haksızlık olduğunu kaydetti.

Sağlık gibi konularda belli kalite ve denetim standardı olması gerektiğini dile getiren Rogers, Sağlık Hizmetleri Yasası'nın geçmemesinden dolayı da halk sağlığının riske atıldığını savundu.

Ani ölümlere de değinen Rogers, kalp hastalıklarını önlemek için de koruyucu ve önleyici sağlık politikalarının oluşturulması gerektiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erhürman Ankara'ya gidiyor
Cumhurbaşkanı Erhürman Ankara'ya gidiyor
İçeriği Görüntüle

Ülkede halk olarak sigara, yüksek tansiyon ve sedanter hayat tarzının yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini dile getiren Rogers, Sağlık Bakanlığının bu konuda ne yaptığını açıklamasını talep etti.

Huzurevlerinde de yaşanan olumsuzlukları aktaran Rogers, yaşlıların bakımı konusunda ciddi sorunlarla karşılaşıldığını söyledi. Rogers, halkın ilaç beklediğini belirterek, Sağlık Bakanına sorunları çöz çağrısı yaptı.

-Hasipoğlu: “Yaşlı bakımında denetim artacak, yeni yasa yolda”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Oğuzhan Hasipoğlu da söz alarak, yaşlı bakımının önemine dikkat çekti ve sosyal medyaya da yansıyan hasta bakıcı olayına değindi.

Yaşlı bakım evinden Mağusa Devlet Hastanesi'ne getirilen bir hastanın panik atak geçirdiği sırada izinsiz çekilen görüntülerinin sosyal medyada paylaşılmasını eleştiren Hasipoğlu, hem hasta hakları, hem de insanlık açısından doğru bulmadığını kaydetti.

Hasipoğlu, Özel Huzurevleri Yasası’nın hazırlandığını ve bu yasanın birkaç ay içinde Meclis’ten geçeceğini söyledi. Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte ceza ve kapatma yetkilerinin olacağını belirten Hasipoğlu, “Denetimlerin artmasıyla özel bakım evlerinde yaşlılara daha güvenli ve kaliteli hizmet sunulacak” dedi.

Meclis Genel Kurulu, Hasipoğlu'nun konuşmasının ardından bugünkü çalışmalarını tamamladı. Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu 17 Kasım Pazartesi günü yasama öncelikli olmak üzere denetim görevini de yerine getirmek amacıyla saat 10.00’da toplanacak.