Avrupa Birliği’nin, Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri ve Türkiye’nin genel tavrını artık ciddiyetle ele almakta olduğuna işaret eden Rum basını, AB’nin Türkiye-AB ilişkilerini çeşitli düzeylerde ele alacağı önümüzdeki dönemi “kritik” diye niteledi.

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) önümüzdeki Perşembe Doğu Akdeniz’deki durumu, Türkiye’nin “kınanmasına” dair bir karar çıkartılamadan ele alacak olması Rum tarafında karışıklık yarattı, DİSİ ile AKEL arasında sürtüşmeye sebep oldu.

Rum ve Yunan Dışişleri Bakanları Nikos Hristodulidis ile Nikos Dendias’ın koordinasyon için dün Atina’da görüştüğü, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in de Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile görüşmek üzere 14 Temmuz’da Atina’ya gideceği haber verildi.

Fileleftheros “Türkiye-AB İlişkileri Açısından Kritik Dönem” başlıklı haberinde bu dönemin baş aktörünün, “AB diplomasisinin başı” diye nitelediği Josep Borrell olacağına işaret etti. Pazartesi günü, Doğu Akdeniz’deki gelişmelere dair pozisyonunu öğrenmek üzere Ankara’ya gidecek olan Borrell’in, Perşembe günü yapılacak “Türk meydan okumaları” konusunun ele alınacağı Avrupa Parlamentosu toplantısına katılacağını, 13 Temmuz’daki AB Dış Konular Konseyi’nin toplantısına başkanlık edeceğini yazdı.

HRİSTODULİDİS: “13’ÜNDEKİ TOPLANTI BİR SON DEĞİL BAŞLANGIÇ OLACAK”

Habere göre Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis 13 Temmuz’daki Dış Konular Konseyi toplantısının “bir son değil, Türkiye-Avrupa ilişkileri ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki tavrının Avrupa düzeyinde ele alınacağı özlü görüşmelerin başlangıcı olacağı” görüşünü ortaya koydu.

AB Dış Konular Konseyi’nin hemen ertesi günü, 14 Temmuz Salı günü Rum Yönetimli Başkanı Nikos Anastasiadis, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile Türkiye’nin Rum yönetimi ve Yunanistan “aleyhine faaliyetlerini” görüşmek üzere Atina’ya gidecek.

Rum ve Yunan Dışişleri bakanları, yukarıda sıralanan gelişmeler arifesinde, eylemlerini koordine etmek üzere, geçen Mart ayından sonra ilk kez dün görüştü. Rum Dışişleri Bakanı Hristodulidis, Rum ve Yunan hükümetleri olarak, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları vesilesiyle Avrupa’yı, “Türkiye’nin yatıştırılmasının, tavırlarını benzersiz şekilde tırmandırmasına sebep olacağı” konusunda uyardıklarını, “bugün Güney Kıbrıs, Yunanistan, Suriye, Libya, Irak vb. yaşananların tam da bu olduğunu” savundu.

Hristodulidis “Zaman kritik. Hepimizin ciddiyet, tutarlılık, kararlılık göstermesi ve Yunanistan ile Kıbrıs’ın bütün düzeylerde üstlendiği koordineli ve hedefli eylemlere devam edilmesi şart” ifadesini kullandı.

DENDİAS: “TÜRKİYE DEDİĞİNİ YAPARSA BÖLGEDE OK YAYDAN ÇIKAR”

Yunan Dışişleri Bakanı Dendias ise Türkiye’nin tavrının, AB üyesi olan Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın egemenliklerini örselediğini, bu konuyu defalarca Avrupa ailesine aktardıklarını, Avrupa ailesinin de defalarca Türkiye’nin tavrını kınadığını, yaptırımlar uyguladığını fakat Türkiye’nin “sağır bir şekilde eylemlerini sürdürdüğünü” söyledi.

Türkiye’nin daha çok (sismik vb.) araştırma yapacağını ilan ettiğini hatırlatan Dendias, “Eğer dediğini yaparsa, bölgemizde ok yaydan çıkar” ifadesini kullandı. Nikos Dendias, Hristodulidis ile Güney Kıbrıs ve Yunanistan olarak Doğu Akdeniz’de geliştirdikleri işbirliklerini ele aldıklarını, bu bölgesel işbirliklerine ABD ve Fransa gibi ülkelerin daha çok alanda iştirak etmek istediğini belirtti.

AP’DEN KINAMA KARARI ÇIKMAYINCA DİSİ İLE AKEL BİRBİRİNE GİRDİ

Aynı gazete “Doğu Akdeniz Görüntüsü Önünde Çatışma… Avrupa Parlamentosu’ndaki Görüşmeden Karar Çıkmaması DİSİ ve AKEL’in Sürtüşme Noktası” başlıklı haberinde AP’nin önümüzdeki Perşembe günü Doğu Akdeniz’deki durumu, Türkiye’yi kınama kararı olmadan ele alacak olmasının DİSİ ve AKEL arasında sürtüşmeye sebep olduğunu yazdı.

Habere göre DİSİ, üyesi bulunduğu Avrupa Halk Partisi’nin kınama kararı alınması yönündeki inisiyatifine destek verirken AKEL, üyesi bulunduğu Avrupa Solu’nun, görüşmenin ötesinde bir şey yapılmaması yönündeki duruşuna destek veriyor.

AKEL tarafından yayımlanan açıklamada DİSİ’yi, Avrupa Halk Partisi’nin açıklamasını yeniden üreterek “ucuz kahramanlık yapmakla” suçladı ve bunun da “vatan meselesini zedeleyen bir şey olduğunu” görüşünü ortaya koydu. Açıklamada Sol grubun 24 Haziran’da, bir kınama kararıyla birlikte Türkiye meselesinin gelecek AP genel kurulunda görüşülmesi için yazılı talepte bulunduğu ancak son AP Grup Başkanları toplantısında, karar için çoğunluk olmadığının görüldüğü hatırlatıldı.

Açıklamada geçen yıl Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin yükseltilmesi lehindeki kararın da Sol tarafından sunulan ve Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılmasını ve Türk askerinin çekilmesini talep eden Kıbrıs ile ilgili değişiklik kararının geçmemesinin de sorumlusunun, liderleri Türkiye ile iş ilişkileri içerisinde olan Avrupa Halk Partisi olduğu görüşüne yer verildi.

DİSİ’li Avrupa milletvekilleri Lefteris Hristoforu ve Lukas Furlas ortak açıklama yaparak “Sol ve diğer siyasi güçler Avrupa Halk Partisi’nin tezini benimsemiş olsalardı kazançlı çıkan Yunanistan ve Kıbrıs ve millî davamız olacaktı” vurgusunu yaptı. Açıklamada, yoğun çabalarına rağmen ortak bir Türkiye’yi kınama kararı çıkarılmasını AP’deki diğer siyasi gruplar benimsemediği için AP genel kurul toplantısının önümüzdeki hafta yapılacağına ama Türkiye’yi kınama kararı olmayacağına işaret edildi.

Alihtia haberlerini “Başkan Anastaidis 14 Temmuz’da Atina’da… Kıbrıs ve Yunanistan Türkiye-AB İlişkileri İçin Koordine Oluyor” ve “AP’de Bir Karar Çıkmaması Nedeniyle DİSİ ile AKEL Arasında Karşılıklı Suçlamalar… Türkiye’nin Kınanmasını Kim Engelledi?” başlıklarıyla aktardı.

Haravgi ise “Dış Siyaset Konseyi Toplantısı Öncesi Kulisler… Borrell, Atina ve Lefkoşa’dan Sonra Ankara’ya” ve “Avrupa Halk Partisi ve DİSİ’den Fake News… Sol’un Türk Garantilerinin Kaldırılmasına Dair Değişikliğine Halk Partisi Olumsuz Oy Verdi” başlığını kullandı.