EROĞLU: “MARAŞ KONUSU BİDEN GELMEDEN KAPANMIŞTI”

“GÜVEN ARTIRICI ÖNLEMLER KONUŞULDU... MARAŞ’I VERMENİZ GEREKİR GİBİ BİR İFADESİ OLMADI”

“DÖRT DÖRTLÜK BİR ANAYASA YAPMA İMKANI VAR. AMA SADECE PARTİLERİ DEĞİL UZMANLARIN DA İÇİNE KATILMASIYLA DAHA UZUN ÖMÜRLÜ BİR ANAYASA ORTAYA ÇIKABİLİR”

 Cumhurbaşkanı  Derviş Eroğlu, Kıbrıs’a tarihi ve faydalı bir ziyaret gerçekleştiren ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile görüşmelerde Maraş konusunun gündeme gelmediğini söyledi.

Eroğlu, “Maraş konusu, Sayın Biden gelmeden önce ABD Büyükelçiliği tarafından bize getirilmişti. Biz büyükelçiye düşüncelerimizi söyledik. O da bu düşüncelerimizi alıp Anastasiadis’e gitti. Dolayısıyla Sayın Biden gelmeden önce Maraş konusu kapanmıştı” dedi.

Liderlerin daha sık görüşmesinin, müzakerecilerin sağladığı yakınlaşmaları sonuçlandırma bakımından önemli olduğunu kaydeden Eroğlu, “Hepimizin hedefi çözümdür. Zaman da daralıyor. Biden’a da söyledim. Hedefim sonuç almak ve referandumda sonuçlandırmaktır. Güven artırıcı önemlerle vakit kaybetmenin anlamı yoktur” şeklinde konuştu.

Eroğlu, son günlerde tartışma konusu olan Anayasa değişikliği önerisine de değinerek, Anayasa değişikliğinin üç beş günde ve birkaç kişinin hazırlayacağı bir konu olmadığını söyledi. Eroğlu,“Dört dörtlük bir Anayasa yapma imkanı var. Ama sadece partileri değil uzmanların da içine katılmasıyla daha uzun ömürlü bir Anayasa ortaya çıkabilir” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Hasan Erçakıca’nın BRT için hazırlayıp sunduğu “Düşünce Fırtınası” isimli programa konuk oldu ve soruları yanıtladı.

Biden’ın ziyaretiyle ilgili soruya yanıtında, “Dediğim gibi bu tarihi bir olaydır. Çünkü bundan sonra Güney’e gidecek olan bir çok devlet adamı da KKTC’ye geçmek istediği taktirde Rumlar, ‘geçemezsin’ diyemeyecekler” dedi.

Eroğlu, Biden’ın, Kıbrıs’a gelirken, müzakere masasında iki taraf olduğunu bilerek geldiğini, dolayısıyla iki liderle de görüşmek ve her iki tarafın da görüşlerini dinlemek istediğini söyledi.

Görüşmeyle ilgili tutanaklara bakıldığı zaman, Rum liderliğinin daha önce mutabakata vardığı yakınlaşmaları reddetme gayreti içerisinde olduğunun görüleceğini kaydeden Eroğlu, “Doğalgazın ortaklarından biri de bizim olduğumuzu ve bu konuda ABD’den anlayış ve destek istediğimizi söyledik. Zaten Rum tarafı da bizim hakkımız olduğunu reddetmiyor. Bir anlaşma olduktan sonra elde edilecek gelirden pay alacağımızı söylemiştir” dedi.

“BİDEN’IN PROTOKOL KAPISINDAN GEÇEREK BİZİMLE GÖRÜŞMESİ ÖNEMLİ”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Biden ile çok samimi bir ortamda görüştüklerini söyledi. Eroğlu, “Her ne kadar gelişinde siyah gözlük taktığı eleştiri konusu olsa bile sayın Biden aracından indiği andan itibaren kendisiyle toka ettik ve görüştük. Kendisinin zırhlı bir aracı vardı. Kameralar da zırhlı aracın arkasında kaldı ve sanki kendisiyle toka etmemişim gibi gösterildi. Benim makamıma gelen biriyle toka etmemem, ya da bana gelen birinin benimle toka etmemesi çok büyük ayıp olurdu” dedi.

Basının, kapı önünde durup el sıkışma beklediğini ancak Biden’ın böyle bir tercihte bulunmadığını kaydeden Eroğlu, “Ben zorla adamın elini sıkacak değildim” şeklinde konuştu.

Eroğlu, önemli noktanın, Biden’in Cumhurbaşkanlığı’nın Protokol Kapısı’ndan içeri girerek, toplantı yapması olduğunu söyledi.

“BANA GÖRE ÇOK ANLAMLI VE ÖNEMLİYDİ”

Toplantının samimi geçtiğini ve Biden’in anlayışlı davrandığına dikkat çeken Eroğlu şöyle devam etti:

“Söylememiz gereken her şeyi 1 saatlik toplantında kendisine aktardık. O da bize kendi görüşlerini aktarmıştır. Tekrar ediyorum. Bana göre çok anlamlı ve verimli bir toplantı olmuştur. İlk defa Cumhurbaşkanı olarak benim ve ekibim tarafından kendisine Kıbrıs gerçeğini ve Kıbrıs Türk halkının haklı davası anlatılmıştır. Dolayısıyla bundan memnun olmamak mümkün değildir. Bunu istismar etmeye kalkmanın da bir manası yoktur. Çünkü, kendisinin KKTC’ye geçmemesi için Rum tarafının verdiği mücadeleyi hepimiz biliyoruz. Buna rağmen gelip bizimle görüşmüşse, detaylar üzerinde yorum yapmaya gerek yoktur.”

“GÜVEN ARTIRICI ÖNLEMLER KONUŞULDU... MARAŞI VERMENİZ GEREKİR GİBİ BİR İFADESİ OLMADI”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, bir soru üzerine, Biden’ın kendileriyle yaptığı görüşmelerde güven artırıcı önlemlerden konuşulduğunu ancak Maraş konusunun açılmadığını söyledi.

Kıbrıs Türk tarafının görüşme esnasında konuları ve düşünceleri gündeme getirdiğini ifade eden Eroğlu, Biden’in ‘Maraş’ı vereceksiniz. Vermeniz gerekir’ gibi bir ifadesinin bulunmadığını belirtti.

Eroğlu açıklamalarına şu şekilde devam etti:

“Biz açık ve net bir şekilde o konudaki görüşlerimizi ortaya koyduk. Maraş konusu, Sayın Biden gelmeden önce ABD Büyükelçiliği tarafından bize getirilmişti. Biz büyükelçiyle görüşmemizde düşüncelerimizi ortaya koyduk. Bu düşüncelerimizi alıp Anastasiadis’e gitti. Dolayısıyla Sayın Biden gelmeden önce Maraş konusu kapanmıştı. Büyükelçi, bu konuda biz uzlaşının mümkün olmadığını ve Maraş konusunda da uzlaşmaz tarafın Rum tarafı olduğunu açık ve net bir şekilde ortaya koymuştur. Biden’in bizimle görüşürken Maraş konusunu açmamasının nedeni budur. Ancak akşamleyin, sayın Anastasiadis bu konuyu açtığında, biz itirazlarımızı ortaya koyduk ve Maraş ile Mağusa’nın sadece Rum tarafını tatmin eden bir konu olduğunu söyledik. Dolayısıyla ‘Toprak’ başlığı altında konuşulacak bir konuyu, müzakerelerin başladığı bir zamanda Rum tarafına teslim etmemiz mümkün değildir dedik.”

Eroğlu, başka bir soruyu yanıtında, Anastasiadis’in düşüncesinin “Maraş’ın, Rumların bir anlaşma olacağına olan inancını artırmak için verilmesi” olduğunu vurguladı.

“YEMEKTE 4 KONU ÜZERİNDE ANLAŞMAYA VARILDI”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, yemekte 4 konu üzerinde anlaşmaya varıldığını ve Biden’ın bu anlaşmaya varıldıktan sonra 4 konuyu yazdırarak, açıklamak istediğini söyledi.

Eroğlu, söz konusu konularla ilgili açıklama öncesinde yaşananları şu şekilde dile getirdi:

“Biden dışarı çıktı. Birkaç dakika sonra geri döndüğünde Mavroyannis, Anastasiadis’in kulağına Rumca bir şeyler söyledi. Bunun üzerine Anastasiadis, ‘Yarın gazetelerde bir sürü yazı çıkacak. Ben bunun hesabını nasıl vereceğim. Ben bu açıklamayı yaptırmam’ dedi. Ben de bunun üzerine, bu açıklamanın, Biden’in önünde varılan anlaşmalar olduğunu söyledim. Ardından Biden geldi ve durumu aktardık.  Bu durumun olamayacağını söyledi. Kusura bakmayın, varılan mutabakatı açıklayacağım dedi. Rumların Maraş ısrarı üzerine Biden, kendisini bağlayanın, bu 4 maddelik anlaşma olduğunu söyledi. ‘Benim başkanımın, ortak açıklama metni açıklandığı zaman verdiği mesaj vardır. Amerika olarak bizi o mesaj bağlar’ dedi. Maraş konusunu açıklayamayacağını çünkü iki tarafın bu konuda anlaşmadığını belirtti. ABD Başkanı’nın yaptığı bir açıklama var. Biz kaçınca onu okuyacağını söyledi. ABD Başkanı, 11 Şubat’ta bir açıklama yaptı. O açıklamada ‘ABD her iki toplum tarafından kabul edildikleri zaman, çözüm müzakerelerini kuvvetlendirecek olan Mağusa bölgesinin gelecekte yeniden canlandırılmasına yönelik önlemleri de içeren olası inisiyatifleri araştırmak için, tüm ilgili taraflarla diplomasiyi sürdürecektir’ deniliyor. Obama’nın o gün açıkladığı budur. Yani her iki toplum tarafından kabul edildiği zaman. Yani Sayın Biden, Obama’nın ortaya koyduğu görüşü ifade etmiştir.”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Maraş konusunun önümüzdeki günlerde tekrar gündeme gelmesini bekleyip, beklemediğinin sorulması üzerine, Maraş’ın toprak konusu olduğunu ve toprak başlığı altında ele alınacağını vurguladı.

TEKNİK KOMİTELER

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafının teknik komiteleri oluşturduğunu ve hazır olduğunu ancak Rum tarafının bu süre zarfında komitelere yeterli ilgiliyi göstermediğinin altını çizdi.

Komitelerden sorumlu kişinin Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Hasan Güngör olduğunu söyleyen Eroğlu, “Güney’deki teknik komitelerden sorumlu olan kişiyle iki kez toplantı yaptılar ve pek de gönüllü olduğunu görmemiştir. Ama bunları çalıştırmaları için kendilerini motive edeceğiz” dedi.

“HEDEFİMİZ 2014 İÇERİSİNDE ÇÖZÜMDÜR”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, liderlerin 15 günde bir görüşecek olmasından ne beklediğinin sorulması üzerine şu yanıtı verdi:

"Liderlerin daha sık görüşmesi, müzakerecilerin sağladığı yakınlaşmaları sonuçlandırma bakımından önemlidir diye düşünüyorum. Biz en son 31 Mart’ta görüştük. Bir ay sonra buluşacaktık ama iki ay sonra bir araya geliyoruz. Bizim ve müzakerecilerin daha sık görüşmesi gerektiğini defa defa söyledik. Ama hazırlanmak için zamana ihtiyaçları olduğunu söylemişlerdi. Ancak ne yaptık?  Öğle yemeğinin de görüşme yapılan yerde yenmesini söyledik. Liderler toplantısı da düşündüğümüz şekilde devam ederse sonuç alabiliriz. Bizim bütün istediğimiz müzakereleri süratlendirmek ve 2014 içerisinde sonuca varmaktır. Ancak Anastasiadis’in Brüksel’de yaptığı bir açıklama var. Çözümün ancak 2015’te olabileceğini söylemişti. Bu ne demektir? Müzakerelerin ucu açık şekilde devam edeceğidir. Mühim olan, bizdeki Cumhurbaşkanlığı seçimi değil, masada sonuca ulaşmaktır. Hepimizin hedefi çözümdür. Zaman da daralıyor. Biden’a da söyledim. Hedefim sonuç almak ve referandumda sonuçlandırmaktır. Güven artırıcı önemlerle vakit kaybetmenin anlamı yoktur.”

“VARILAN UZLAŞILARDAN UZAKLAŞIYORLAR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, ABD’nin çözüm için bastırdığı yönündeki algının hatırlatılması üzerine, bunun doğru olmadığını ve bu konuda Biden’ın çok net bir şekilde açıklama yaptığını söyledi.

Biden’ın çözümü iki halkın bulacağı yönündeki açıklama yaptığına işaret ederek, “ABD’nin ilgisi daha ziyade, Ortadoğu ve enerjidir” dedi.

Eroğlu, “Önümüzdeki günlerde müzakere masasında ne olur?” yönündeki bir soruyu “BM Genel Sekreteri’ne, gerek Talat-Hristofyas, gerekse de ben ve Hristofyas arasında sağlanan yakınlaşmaların Kıbrıs Türk tarafını bağladığını söylemiştim” şeklinde yanıtladı.

Müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesi için kendisinin taahhüt verdiğini ancak Anastasiadis’in bunu halen yapmadığını vurgulayan Eroğlu, “Ortak açıklama metninde de ısrarcı olduğu bir çok nokta vardı” dedi.

Önemli olan noktanın, daha önceki uzlaşıları teyit ederek ortak açıklama metninde de belirtildiği gibi uzlaşılmamış konuları süratle görüşerek sonuç almak olduğunu ifade eden Eroğlu, “Müzakere masasına baktığınız zaman,  Rum tarafının daha önceki uzlaşılmış konulardan her geçen gün uzaklaştığını görüyorsunuz” diye konuştu.

Eroğlu şöyle devam etti:

“Şimdi Biden’ın gelişinden sonra tempo artacak mı artmayacak mı göreceğiz. Ama şu an ki tempoyla ve geçmişte varılan uzlaşılara yeni öneriler getirerek ve tartışarak hedeflediğimiz referandumu yıl sonuna kadar yapmak mümkün olmuyor.”

“ZAMAN LİMİTİ OLMALI”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu “2015’te yeniden seçilirseniz, aynı çabayı verme gücünü kendinizde bulacak mısınız? Bu müzakere süreçlerinin sonu ne olacak?”  şeklindeki soruya da şöyle cevap verdi:

“Cumhurbaşkanlığına seçildiğimde bir hedef koyduk. Bu sorunu bu sürede çözelim dedik. Sorunun çözülmesi sadece bana bağlı değil. Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı başladıktan sonra müzakereler kopmuştu. Bizim önerimizle sayın Ban Ki Moon ile 5 zirve yaptık. Son zirvedeki, ‘bu son çıkıştır’ gibi ifade kullanmıştır. Ama maalesef bir sonuç alamadık. Özellikle Hristofyas son Greentree zirvesine Ulusal Konseyi’nden aldığı kararlarla geldiğinde olay bitmişti. Ancak Anastasiadis’in seçilmesinden bir sene sonra görüşmeler başlamıştır. Bu yüzden bir zaman limiti olması gerektiğini söylüyoruz. Bu konuda gayreti ben gösteriyorum. Rum tarafının öyle bir gayreti yok. Bazı kişilerin söylemlerinin tersine, statükodan faydalanan Rum tarafıdır. Zarar gören de Türk tarafıdır. Eğer bu yıl bir sonuca varamazsak, ondan sonraki yıllarda da bir anlaşmaya varmak yine zorlaşacak.”

“HERŞEYİ ÇÖZÜME BAĞLAMAMALIYIZ”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Bu çözüm yakın bir gelecekte olmazsa Kıbrıslı Türklere ne öneriyorsunuz?” yönündeki soruyu yanıtında, her konuyu çözümsüzlüğe bağlamanın yanlış olduğunu söyledi.

Hükümetin, Türkiye ile ilişkileri sıcak tutması gerektiğini, ekonomik konularda atılması gereken adımlar olduğunu ifade eden Eroğlu, “Hangi yasa eksiktir? Özelleştirmeyi benimsersen nasıl yapacaksın? Yatırımları nasıl yapacaksın? Var olan teşvikleri nasıl hayata geçireceksin? Hükümet edenler bugünlerde bu konulara ağırlık vermesi lazım” dedi.

Her şeyin çözümsüzlüğe bağlanmasının, bu ülkede ne yapılırsa yapılsın insanların tatmin olmayacağı anlamına geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Mutlaka bir çözüme ulaşmamız lazım. Ama çözüm oluncaya kadar bütün ekonomik hayatı durdurup, çözüm olana kadar beklersek, çözüm olduğu gün de Rum’un ekonomisi altında ezileceğiz. O yüzden şimdiden güçlü, sağlam ve kendi ayakları üzerinde duracak bir ekonomi yaratmalıyız” diye konuştu.

Bunu başbakanın kendi başına yapacağı bir konu olmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bu konuların uzmanlarla bir araya gelerek neler yapılabileceğinin araştırılması gerektiğini ifade etti.

ANAYASA KONUSU

Gelen bir soruya karşılık Anayasa değişikliklerine de değinen Cumhurbaşkanı Eroğlu, komitenin kendisine bilgi verdiğini söyledi.

Bazı konulardaki görüşlerini ortaya koyduğunu belirten Eroğlu, Anayasa değişikliğinin üç beş günde ve birkaç kişinin hazırlayacağı bir konu olmadığını belirtti.

Yıllardan beridir değişik dönemlerde Anayasa konusunda çalışmalar yapıldığını ve şimdiki dönemde de yine bu konuda açıklamalar yapıldığını ifade eden Derviş Eroğlu, “Bir Anayasa değişikliği herkese mal edilmeli. Toplumun çeşitli demokratik kurum ve kuruluşlarına mal edilmesi lazım. Onlar da bu çalışmalara ortak edilmesi gerekirdi. Yapıldı mı, yapılmadı mı, onu mecliste olan arkadaşlar değerlendirsin” dedi.

Sağlam bir Anayasa yapmak için Anayasa uzmanlarına ihtiyaç olduğuna da vurgu yapan Eroğlu, “Kısa zamanda bir çalışma ortaya çıkmıştır. Dört dörtlük bir Anayasa yapma imkanı var. Ama sadece partileri değil uzmanların da içine katılmasıyla daha uzun ömürlü bir Anayasa ortaya çıkabilir” diye konuştu.

“YENİ BİR BELEDİYE YASASI GEREKİYOR”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Yerel yönetimlerin performansından memnun musunuz? Bir de bu yerel seçimlerden sonra bu performansta bir artış bekliyor musunuz? Yoksa bunda bir düzenlemeye ihtiyaç var mı?” yönündeki soruyu yanıtında, “CTP’nin yaptığı bir yasayla, biliyorsunuz bütün bölgeler belediyeye bağlandı. Eskiden İçişlerine bağlıyken, belki de köylerin daha fazla yatırım alma şansı vardı” dedi.

Eroğlu, belediyelerin bugünkü devlet katkısı ve yerel gelirlerle vatandaşın taleplerine cevap vermesinin mümkün olmadığını ifade ederek, yeni bir belediyeler yasası yapılması gerektiğini belirtti.