“KIBRIS TÜRK HALKININ ASLA ÖDÜN VERMEYECEĞİ BAĞIMSIZ YARGIYI HEDEF ALAN SÖYLEMLER  KABUL EDİLEMEZ”

“VERİLEN TEPKİLER, ELEŞTİRİLER, KULLANILAN DİL MAKSADINI VE DİPLOMATİK TEAMÜLLERİ AŞTI”

Kıbrıs Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği (KTMMOB), Anayasa Mahkemesi’nin hiç kimseden emir almayan yapıda  ve anayasanın verdiği yetkiler çerçevesinde hukuk devletinin en güçlü koruyucusu olduğunu vurguladı; Kıbrıs Türk halkının asla ödün vermeyeceği bağımsız yargıyı hedef alan söylemler kabul edilemez olduğunu ifade etti.

KTMMOB Başkanı Seren Aysal yazılı açıklamasında, halk arasında “Hafızlık Eğitimi – Kuran Kursu” olarak bilinen davaya ilişkin, “Anayasası Mahkemesi kararının okunması sonrasında yurt içi  ve yurt dışından verilen tepkilerin, eleştirilerin, kullanılan dilin maksadını ve diplomatik teamülleri aştığını” kaydetti.

“LAİKLİK İLKESİ VE YARGININ BAĞIMSIZLIĞINA HALEL GETİRECEK HER TÜRLÜ GİRİŞİME KARŞI MÜCADELE”

Mahkeme kararının gereği olan yasaları uygulamak yerine gelen tepkilere göre yasaları değiştirmeye çalışmak yönünde atılacak olası adımların hukuk devletine karşı yapılabilecek en büyük ihanet olacağını savunan Aysal “KTMMOB; eşitlik, adalet ve hukuk devleti ilkesini merkezine alarak yürüttüğü çalışma ve mücadelesinde, uluslararası hukuku yok sayma çabası ve düşüncesi içerisinde olanlarla mücadeleden asla vazgeçmeyeceğini bir kez daha yineler. Halkımızla birlikte laiklik ilkesi ve yargının bağımsızlığına halel getirecek her türlü girişime karşı mücadele edeceğimizi kamuoyu ile paylaşırız” dedi.

Devleti oluşturan ana unsurlardan birinin yargı olduğunun altını çizen Aysal, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“KURUMLARIMIZIN İTİBARSIZLAŞTIRILMASINA SESSİZ KALMAK KIBRIS TÜRK HALKINA KAYBETTİRİR”

“Son dönemde giderek artan bir ivme ile devlet olmanın gereği sahip olduğumuz birçok kamu kurum ve kuruluşu yurt içi / dışı müdahalelerle ve söylemlerle yıpratılmaktadır. Verilmeyen ve/veya yetersiz verilen tepkiler sonucunda kurumlarımıza müdahaleyi olağanlaştırma çabası her geçen gün daha da artarak kendini göstermektedir. Asli görevi devleti ve hizmet verdiği kurumu korumak olanlar statükonun korunması düşüncesiyle tepki vermeyerek toplumun yeni kalıplara sokulması amaçlı algı çalışmalarına (toplum mühendisliğine) hizmet etmektedir.Devleti oluşturan kurumlarımıza sahip çıkmamak, hedef gösterilmelerine ve itibarsızlaştırılmalarına sessiz kalmanın sadece Kıbrıs Türk Halkına kaybettireceği her gün yaşanan tecrübelerle sabittir. Kendi Devletimize, devleti oluşturan kurumlarımıza, örgütlerimize, değerlerimize ve insanımıza sahip çıktığımız oranda Kıbrıs Türk Halkının bu topraklarda tutunabileceği unutulmamalıdır.”