Sene 2008, Hükümet de CTP-ÖRP koalisyonu…

Elektrik üretimine dair yapılması gereken yatırımlar konusunda kamuoyunda bugünkü gibi yine sert tartışmalar..

30 milyon 176 bin euro’ya Hükümet tarafından alınan jeneratörler toplumun gündeminde..

Alımı bir önceki koalisyon hükümeti CTP-DP koalisyonunda onaylanıyor..

AKSA yine bu dönemlerde özel enerji şirketi olarak elektrik üretiminde yeni bir aktör olarak sahneye giriyor veya oyuna mı sokuluyor bilinmez..

Her iki hükümette de Maliye Bakanı olan CTP’li Ahmet Uzun, Başbakan Ferdi Sabit Soyer ile birlikte jeneratörlerin Gazi Magosa limanından gemiden inmesi izlerken açıklıyor :

“Elektrik sorununu tarihe gömdük. İsterse Rum’a da satarız.”

Ve ekliyor Maliye bakanı Ahmet Uzun :

Elektriğe yaptığımız yatırımlarla 15 yıl elektrik enerjisi üretimi açısından hiçbir sorun yaşanmayacak.”

Türkiye Cumhuriyetinin de o dönem alınan jeneratörler için 13 milyon euro’luk hibe verdiği sonradan ortaya çıkıyor…

CTP-ÖRP Hükümetinin jeneratör muamması ile ilgili 13 milyon euro’cuk böylesi küçücük bir detayı neden açıklamadığı da pek sorgulanmıyor…

Sene 2019 elektrik üretimi ile ilgili tartışmaların odağında  yine benzer bir konu var :

Jeneratör muamması….

Ve yeni jeneratör alımı için devletin ile vatandaşın cebinden çıkacak olan 40 milyon euro’cuk…

Geride kalan hafta içerisinde KKTC’yi ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu , KKTC ekonomisin daha güçlü olabilmesi için KKTC hükümeti ile yakın iş birliği içinde çalışmaya devam edeceklerini vurgulayarak açıkladı :

“Malum Kuzey Kıbrıs’a suyu getirdik şimdi de elektriği getirmek için çalışmalar yapıyoruz” .

Ve Mevlüt Çavuşoğlu sözlerinin devamında çok daha önemli bir noktanın altını çizerek Türkiye Cumhuriyetinin elektrik konusundaki duruşunun ne olduğu yanında KKTC hükümeti ile de en üst düzeydeki resmi görüşmelerde konunun paylaşıldığı ve istişare edilip ayni noktada olunduğunu da açıkladı :

“Başbakan Ersin Tatar ile Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay’ın TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiği son görüşmede Sayın Erdoğan’ın bu konudaki kararlılığını iletmiştir. Bununla KKTC’deki elektrik maliyetini düşürmeyi hedefliyor ve ümit ediyoruz.”

Öncesinde de Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy da açıklıyor:

“Kablo ile elektrik getirilmesi ile elektrik maliyeti yüzde 40 düşürülecek. Ayrıca stratejik üstünlük sağlanacak. Benzer örnek proje Sicilya ve Malta arasında başarılı bir şekilde çalışıyor. Bize maliyeti 200-220 milyon euro civarı. 4 yılda bitirilir.”

Projeye en büyük destek Türkiye Cumhuriyeti, Barış suyunda olduğu gibi.

Daha ne ister ne bekler Kıbrıs Türk toplumu..

Ama Hükümet içerisinde kafaların karışık olduğu kesin..

Ankara dönüşü net olan Hükümet duruşu ne oldu da değişti?

Hükümet içerisinde çatlak kim? Sendikalar ile danışıklı dövüşle 40 milyon eurocuk bir oldu bitti yaratılması kime ne kazandırır?

Kablo ile elektrik getirilmesine dair hükümet tarafından yapılan açıklamalar samimi değil mi ve yaşanan Hükümet-Sendika krizine dair izlediklerimiz 40 milyon eurocuk alımın gerçekleşmesine dair bir oyunun parçası mı?

Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri kablo ile elektrik getirilmesine yönelik önemli açıklamaları ve elektrik sorununu 15 yıllığına değil gerçekten tarihe gömecek projeye tam desteğin verilerek kablo ile elektrik getirilmesi gündemde yerini korurken 40 milyon euro’luk jeneratör alımında bu acelecilik neden?

Elektrik Kurumuna elbette yatırım yapılmalıdır.. Gerek enerji üretiminde yine geçmiş yıllardaki karanlık günlere dönülmemesi ve artan ülke nüfusunu ile yatırımların elektrik ihtiyacının giderilmesi gerekse KIB-TEK’in çağın gerisinde kalmaması için yeni yatırımlar yapılmalıdır..

Ancak yeni bir 15 yılı belki kurtaracak olan 40 milyon eurocuk! gibi bir yatırımın elektrik sorununu tarihe gömecek kablo ile elektrik getirilmesi projesinin ertelenmesine neden olmaması gerekmektedir.

Hükümetin buna izin vermemesi gerekmektedir…

Daha düşük bir yatırım ile Hükümet bugünkü elektrik sorununa çare bularak kablo ile elektrik getirilmesi projesine motive olmalı, çatlak seslere de pabuç bırakmamalıdır…

Artık buhar olup uçan, birilerinin cebini dolduran sokağa atılan paralara ve sorunların günlük çözümler ile halının altına süpürülmesine ve Devletin paralarının hortumlanmasına Kıbrıs Türkü’nün tahammülü kalmamıştır.

Günü ve bireysel kurtuluş yerine geleceği kurmak için çalışmanın ve Kıbrıs Türk’ünü daha fazla kandırmak yerine açıklamalarınızın arkasında durun Efendiler…