Tekin Arhun ile ilgili davanın ise “herkes için adalet” ilkesinin korunması yönünde hem bir sınav hem de bir milat olacağı ise şimdiden belliyken Polis Teşkilatı içerisindeki bazı yapıların varlığı ve eylemleri ile ilgili iddialar ise kamu vicdanında yaralar açmakta.

POLİS İŞ CETVELİNDE ÖNCE SUÇ YOK DENİLDİ SONRA SUÇ EKLENDİ Mİ? TALİMATI KİM VERDİ !..

Tekin Arhun aleyhindeki dava beraberinde soru işaretlerini de doğururken kamuoyu adaletin nasıl tecelli edeceğini yakından takip ediyor.

Polis iş cetvelinde suç unsuru bulunması halinde 3 gün içerisinde suç bildirimi işlemi yapılması gerektiği halde suç bulunmadığı cihetiyle yapılmadığı ancak aniden gerekçesiz ve yazılıiş cetveline yazılı talimat olmaksızın yaklaşık 2 ay sonra tahkikat memuuru değiştirilerek önce suç bildirimi yapıldı ve sonrasında bunun altını doldurmak için suç unsuru yaratmak adına Polis İşcetveline kaydedilmeyen ifadeler ve emareler temin edilerek suç oluşturulmaya çalışıldı. Kumpasın buradan başlamasına kimin talimat verdiği ise gizemini koruyor.

Önceki gün Tekin Arhun’un avukatları tarafından dosyalanan ve Mahkeme esnasında muhabirlerimizin duruşma salonundan derledikleri bilgiye göre 2014 yılından beridir 9 senedir devam eden polis soruşturması ve hukuki süreç sonunda başlanan dava ile ilgili İş insanı Tekin Arhun adalet arıyor.

Ağır Ceza mahkemesinde davanın görülmeye başlandığı tarihten önce uzun yıllar devam eden polis soruşturmasının müdahaleler ile adalet dışına çıkarıldığına dair güçlü şüphelerin olduğu yönünde hukuk çevreleri birleşmekte.

Cevabını arayan en kritik soru ise önceki günkü duruşma esnasında mahkemeye sunulan evraklarda görüldüğü üzere, konuyla ilgili polis iş cetvelinde önce suç yok yazılıp konu kapanmasına rağmen, daha sonra gerekçesiz bir şekilde kapanmış dosyaya yeni tahkikat memuru tayin edilmiş ve yeni tahkikat memuru önce kendince suç unsuru olduğu yönünde polis iş cetveline ekleme yapıp sonra suça bağlayıcı ifadeler almaya başlamasına kim talimat verdi.

MAHKEME EMRİNE RAĞMEN İŞ CETVELİ 40 GÜN SONRA VERİLDİ

İş insanı Tekin Arhun’un avukatları tarafından çok uzun süredir talep edilen Polis İş Cetvelinin ısrarla verilmemesi üzerine konu mahkeme gündemine taşınmış mahkeme tarafından İş Cetvelinin verilmesi emrine rağmen konu işlem 1 ayı aşkın süre geciktirilerek verilmesi kafalarda soru işaretlerine sebep oldu.

TEKİN ARHUN’A YARGISIZ İNFAZ MI YAPILDI?

Polisin 2014 tarihli “Su Arıtma Tesisi İnşaatı Faaliyet” raporunda “evrak sahteleme” yönündeki Tekin Arhun’un avukatlarının iddiaları herkes için adalet ilkesine dair yeni tartışmaları başlattı.

Tahkikat sürecinde kuralına ve usulüne uygun tutulması yasal zorunluluk olan polis iş cetveli”nde birçok çelişkili ve şüphe uyandırıcı unsur bulunduğu iddiası yanında polis iş cetvelinde hem usule aykırı hem de geriye dönük düzenlemelerin yapıldığını ileri süren Tekin Arhun’un avukatlarının mahkeme salonundaki iddiaları “herkes için adalet” ilkesinin adaleti savunanlar tarafından nasıl yıpratıldığına dair kamuoyundaki kaygıları da artırmakta.

Tahkikatı yürüten polisin ifadesinde hem imzasız hem de davaya esas teşkil eden tahkikat dosyasında geriye dönük tarihleri tutmayan ek ifadelerin ve raporlarla emarelerin  de yer alması, Tekin Arhun’a yargısız infaz mı yapılıyor sorularını beraberinde getirirken uzman raporunda da dönemin polis tahkikatı ile çelişkili tarihlerin ve düzenlemelerin yapıldığını tespit ettiklerini ileri süren avukatların iddialarının ispatlanması durumunda ise Tekin Arhun’a kimlerin neden kumpas kurduğu sorusunun cevabının verilmesi adaletin tescili için olmazsa olmaz.

UZMAN RAPORUNA MÜDAHALE EDİLDİYSE KİM VE NEDEN ETTİ?

Emsali olmayan şekilde tam “5 yıl süren bir tahkikatın” soru işaretleri ile dolu olduğunun altını çizen Tekin Arhun’un avukatları davada sahte olduğu iddia edilen evrakta “tespit edilen” parmak izleri konusunda verilmiş uzman raporunda ki çelişkilerin de adaleti yanıltmaya yönelik olduğu ve kamu vicdanında önemli yaralar açtığını vurguladılar.

Polis soruşturma raporundaki çelişkilerin ve iddiaların tutarsızlığı polis araştırmasına müdahale yapıldığı konusunda şüpheleri güçlendirirken kamuoyu ve hukuk çevreleri ise ifadelere ve delillere müdahale edildiyse kim tarafından ve neden edildiğinin cevaplarının bir an önce ortaya çıkması gerektiği konusunda birleşmekte.