“Sağlık günlük yaşam için bir kaynaktır; sosyal ve kişisel kaynakların yanı sıra fiziksel kapasiteleri vurgulayan pozitif bir kavramdır, yaşamın amacı değildir.

Böylece sağlık, homeostazı sürdürme ve sorunlardan kurtulma yeteneği anlamına gelir. Zihinsel, entelektüel, duygusal ve sosyal sağlık esneklik ve bağımsız yaşam için kaynak oluşturan yeteneklerden olan bireyin stresle başa çıkabilmesi, öğrenme kabiliyeti ve ilişkileri sürdürebilme yeteneklerine atıfta bulunur. " Sağlık konusuna verilen açılıma , bu açıdan bakıldığı zaman ülkemizin yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin sağlık sisteminde geçirdiği yapıyı inceleyip bu güne geldiğimiz zaman ne tür eksikliğimiz olduğunu ve ne yapmamız gerektiğini iyi bilmemiz gerekir. Her seçim dönemi sağlıkla ilgili çeşitli vaatleri siyasiler verir. Her gelen kendine göre bir politika oluşturup onu uygulamaya çalışır, hükümet bozulur yerine başkası gelir başka bir politika oluşturur hepsi yarım kalır. Sağlığın siyaseti olmaz, sağı solu olmaz, dini dili ırkı olmaz...

Sağlıktaki yapı oluşturulur ve devletin devamlılığı ilkesi ile bakanlar veya hükümet değişikliği olsa bile kurallarda idare ayni kalır. Demek ki bütün yetkililerin oturup ortak bir sağlık politikası oluşturması ve kim gelirse gelsin o politikayı devam ettirmesi gerekir.

Yapılacak hastaneler artan nüfusu hesaba katılarak yapılmalı. Sadece kapasitesi olan bina değil donanımı tam olan hastanelerimiz olmalı. Yenilikler takip edilmelidir. Bu aşamada devlet planlama örgütünün eğitimle ilgili özellikle tıp alanında eğitim gören veya ülkemizde pratisyen hekim olarak çalışanların istatistikleri incelenmeli sayıya göre hekimleri ülkemizdeki branşlardaki eksikliğe göre yönlendirmesi de devlet politikası olmalıdır.

Örnek vermek gerekirse Nefroloji Uzmanılığı eksikliği verilebilir. Bu baranştaki uzman hekimin az olduğu biliniyor ve diyaliz hastalarının üzerindeki tetkik ve tedavilerinin ne derece yeterli olduğu sorgulanmalıdır. Dolayısıyla branşlardaki doktor sayılarımız yetersizse tıp fakültesinde okuyan gençlerimiz eksikliği hissedilen branşlara yönlendirilmeli, hatta bu yönde ihtisas kontenjanları ile tıp mezunlarımız teşvik edilmelidir. Hastanedelerdeki idari kadro içindeki personel sayısı doktor, hemşire, laboratuvar, röntgen, ambulans şoförü memur, güvenlik, kapıcı, temizlik hizmetleri önemlidir. Sağlıkta hizmet 7/24 var olmalıdır. Günün 24 saatinde personel bulunması ve hastalara hizmet verilmesi için gerekli önlemler alınmalıdır. . Bu da nöbet ve vardiya sistemi halinde yapılır. Bu sistemin verimli çalışması icin personel sayısı önemlidir.

Sağlık personeli eksik olduğu zaman 24 saat süren hizmetin aksamaması için mevcut personel özveride bulunarak çalışması gereken saatten fazla çalışarak aksaklık olmasını engeller. Anayasaya göre angarya çalıştırmak olmadığına göre sağlıkta fazla çalışma yaptırılıyorsa ki yaptırılılyor ek mesailerin de zamanında ödenmesi gerekir. Düşünün ki sağlıkta hizmetin hatası insan hayatına zarar verir ve yapılan işler hata kaldırmaz.

Devlet hastahaneleri özel hastanerden her zaman üstün olmalı. Hastalar devletten özele değil özelden devlete sevk edilecek durumunda donanımlı olmalıdır. Özel durumlarda yangın, sel felaketi, salgın, doğal affet vb durumlarda tabii ki devletten özele sevk olabilir. Çok iyi doktorlarımız vardır. Onların da ekipleri içinde olan sağlık çalışanlarını var olduğuna göre imkansızlıkları giderilmelidir.

Doktorlarımızın birçok ilkleri ve başarıları vardır. Ancak hizmetlerin yürütülebilmesi için teknik kadroların her an hazır olmalıdır. Laboratuvar da hastanelerde en geniş imkanı ile hizmet verebilmelidir. Cihazlarda hiçbir eksikliğin olmaması hasta menfaatinedir. Tıbbi donanımın artması gerek halkımız gerekse sağlık personelinin doğal hakkıdır. Hastaların doktor seçme hakkı vardır. . Yıllardır gündemde olan sağlık sigortasının bir an önce çıkarılması gerekir. Böylece hastalar istediği doktora gidebilmelidir. Bu yöntem devlet hastanesinde veya Serbest çalışan hekimler için de geçerli olmalıdır.

Böylece hem hasta memnuniyeti olur hem de hastanenin yükü azalır. Sağlıkla ilgili yapacağımız her şey günü kurtarma değil uzun vadeli ihtiyaçları karşılayacak şekilde düşünülmelidir. Bu tüm KKTC halkının hakkıdır. Sağlık her evin vazgeçilmez ihtiyacı olduğu kadar sorunudur. Sorunların hallinde ise geç kalınması doğru değildir. Sağlıksız bir toplum asla düşünülemez. Başarı hasta memnuniyeti ile ölçülür..