Covid_19 un ikinci dalgası mı diyelim yoksa ilk mi ne diyeceğimizi şaşırdık çünkü ilk Salamis Oteldeki Alman hastalar ile ülkede duyulan korku tamamen dört bir yanı kapladı ve hükümet öylesine sıkı tedbirler aldı ki sıfır vaka sayısını yaşadığımız günler oldu ve 75 gün öyle geçti. Biz buna birinci dalga dedik, sonrasında ekonomik sorunlar, kapalı olmanın sosyal sorunları ve yeni normalleşme adı ile gece sokağa çıkmak dahil diğer bütün açılımlar yapıldı yasaklar kaldırıldı, ancak halkımız öylesine bir açıldı ki hepimiz dahil eski yaşantımızı değil daha fazlasını yaşamaya çalıştık. Öyle bir hale geldik ki maske mesafe hijyen kurallarını bile uygulamaktan uzak kaldık.
Şimdi ilk dalgasına göre daha etkili bir salgını ve vaka artışını yaşıyoruz. Yerli bulaş sayımızda da çoğalma yaşıyoruz. Tek tesellimiz yoğun bakım hastalarının olmayışı idi, fakat son iki gün içinde iki yogun bakım hastamız olduğu açıklandı.Belki şimdi durumun ciddiyetini anlarız. Aslında bir çoğumuz farkındayız ama farkında olmayan bir kısım insanımız vardır az da olsa vardır ve bulaşın yayılması önlenemez. Çünkü bulaşması çok kolaydır. Korunması da kolaydır.Yolun sonuna geldigimizin farkına varıp kendimize gelmemiz gerek. Yoğun bakım hastalığın tedavisindeki son nıktadır.Eğer kendimizi korumaz maske, mesafe, hijyen kurallarına uymazsak yoğun bakımda kendimizi veya bulaştırdığımız ailemizi, sevdiklerimizi, mesai arkadaşlarımızı belki de tanımadığımız temaslıları göreceğiz. O yüzden kurallara uyalım, mümkün olduğunca sokağa çıkmayalım. Hep birlikte hareket ederek bu salgını en az hasarla atlatalım.
Birlikten kuvvet doğduğunu unutmamalı ve bu gücü , bu kuvveti her zaman iyi yönde kullanmalıyız. Bu dönemde yardım edebileceğimiz ulaşabileceğimiz herkese bir nebze olsun dokunalım. Etrafımızda olan biten olaylara duyarsız kalmayalım. Etrafımızda güzel şeyler oluyorsa biz de katkı koyarak daha güzeli yakalayalım. Çirkin şeyler oluyorsa engel olalım, duyarsız kalmayalım. İnsanoğlunun istedikten sonra yapamayacağı bişey yoktur. Daha güzel bir dünya , daha güzel bir hayat yaratıp yaşamak bizim elimizde. Bir kez geldigimiz bu hayatı doya doya yaşamak varken neden olumsuzluklara veya yaşamın olumsuz yanlarına takılıp kalalım? Enerjimizi yüksek tutalım ve pozitif olalım. Hayatımızda negatif enerji ve olumsuzluğa yer vermeyelim.
Her zaman olduğunuz gibi kalın, içinizden geldiği gibi davranın başkaları onaylamıyor diye sakın vazgeçmeyin. Yeter ki doğru yoldan şaşmayın. Unutmayın sizi seven her halinizle sever, sevmeyense zaten ağzınızla kuş tutsanız sevmez...sevemez...