Kendi ifadesiyle onu Can Dündar’ın eşi olarak tanıyoruz, fakat o aynı zamanda bir ekonomist, belgesel yapımcısı, bir cumhuriyet kadını ve bir anne…

Geçtiğimiz günlerde internette paylaştığı bir video ile adalet arayışını dile getirdi Dilek Dündar. "Eşime karşı rehin tutuluyorum" diyerek iki buçuk yıllık sesizliğini bozduğu bu paylaşımı sonrası euronews Türkçe'nin RÖP programında Tuluhan Tekelioğlu'na konuştu.

Eşi Can Dündar’ın imzasıyla 2015 Mayıs’ında Cumhuriyet gazetesinde bir haber yayınlandı. Suriye'ye giden silah yüklü MİT TIRlarıyla ilgili bu haber sonrasında Dündar ailesinin hayatında çok şey değişti.

O dönem gazetecilik yapıldığına inandığını savunuyor Dündar, "Ellerine böyle bir haber geldiğinde bunu yazmamak, yayınlamamak daha büyük bir suç diye düşünüyorum" sözleriyle eşine olan desteğini sürdürüyor.

Bu süreçte en çok omuzuna yaslanacağı insanın eksikliğini hissettiğini dile getiriyor: "Can sağolsun bürokratik işlerden, ev işlerinden pek anlamazdı o yüzden onların hepsini ben götürürdüm. Bana ek bir yük olmadı. Sadece darda kalınca, hüzünlendiğim zaman, çok üzüldüğüm zaman birlikte paylaşacağım insan yok yanımda."

Kendisi hakkında hiçbir soruşturma ve dava olmamasına rağmen 2016'da pasaportuna el konulduğu için ne İngiltere'de eğitim gören oğlu Ege'nin mezuniyet törenine katılabilmiş ne de Almanya'daki eşinin yanına gidebiliyor Dilek Dündar. "Can Dündar’ın eşi olmanın bedeli varmış. Ağlamak değil, mücadele zamanı" diyor.

Oğlunun da pasaportuna el konulabileceğinden endişe duyduğu için Türkiye'ye dönmesini istemediğini anlatıyor.

Kendisinden daha kötü durumda olanların da sesi olmak istediğini, korkuların gizli yaşandığını söyleyen Dilek Dündar'a göre Türkiye'de insanlar haklarını birlikte arayacağı bir platformdan yoksun: "Herkes kendi acısını kendisi yaşıyor. İnsanların problemi birlik olamamak. Suçlu psikolojisine sokulduk ama suçlu değiliz, hakkımız olanı istiyoruz."

MİT TIR’larıyla ilgili davada, Mayıs 2015’te görüntüleri yayınlayan Cumhuriyet gazetesi eski genel yayın yönetmeni Can Dündar’a "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama" suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezası verilmişti. Yargıtay, Dündar’a casusluktan ceza verilmesini isteyerek kararı bozmuştu.