Körfez turu kapsamında Riyad'da katıldığı Suudi Arabistan-ABD Ortak Yatırım Forumu'nda konuşan Trump'ın, Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılacağını duyurmasının ardından gözler Şam halkının enerji ihtiyaçlarının nasıl giderileceğine çevrildi.
Ağustos 2011'de ABD'de Esed rejiminin bölgedeki baskıcı uygulamalarına karşılık Suriye kökenli petrol ve petrol ürünlerinin ithalatını yasaklamış, ABD vatandaşlarının Suriye petrolü veya petrol ürünleriyle ilgili işlemlere katılmalarını engellemişti.
Suriye'nin ekonomik kalkınmasının önündeki bir diğer büyük engel ise ABD'nin Sezar Yasası olmuştu. 2020'de yürürlüğe giren Sezar Yasası yalnızca rejimi değil, rejimle iş birliği yapan ülke ve şirketleri de kapsayan geniş çaplı yaptırımlar getirmişti. Esed rejiminin yıkılmasıyla yasanın çoğu maddesi boşluğa düşmüş olsa da yürürlükte olmaya devam etmesi ülkeleri ve uluslararası şirketleri Şam ile ekonomik ilişkiler geliştirmekten alıkoyuyordu.
Trump, Sezar Yasası kapsamındaki muafiyet yetkisini ilk adım olarak kullanmayı planlıyor. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise yeterli ilerleme sağlanması halinde Kongre'den yaptırımların tamamen kaldırılmasının talep edilebileceğini belirtiyor.
- Suriye'nin enerji altyapısı büyük darbe aldı
Yaptırımlar ve iç savaşın yol açtığı yıkım, Suriye'nin enerji altyapısında ağır tahribat yarattı. Ülkenin petrol üretimi iç savaş öncesi rejim verilerine göre günlük yaklaşık 350 bin varil seviyesinde bulunuyordu. Bu rakam savaş sonrası 90 bin varilin altına gerilerken, doğal gaz boru hatları, işleme tesisleri ve elektrik altyapısında da ciddi kayıplar yaşandı.
Yenilenebilir enerji alanında ise yatırım eksikliği, teknoloji transferi kısıtları ve siyasi önceliklerin farklılaşması sebebiyle ilerleme sınırlı kaldı.
- "Suriye'nin petrol üretimi 90 bin varilden 110 bin varile çıkacak"
Norveç merkezli bağımsız araştırma kuruluşu Rystad Energy'nin Kıdemli Başkan Yardımcısı Jorge Leon, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Trump'ın Suriye üzerindeki yaptırımları kaldırma yönündeki açıklamalarının ardından, ülkede petrol üretim faaliyetlerinin yeniden başlayacağını söyledi.
Leon, böylece ülkede petrol üretiminde artış yaşanabileceğine işaret ederek, "Kısa vadede günlük üretimin 90 bin varilden 110 bin varil civarına yükselmesini bekliyoruz." dedi.
Savaşın petrol üretimi, liman altyapıları, rafineriler ve tedarik zincirlerinde ciddi kesintilere yol açtığını anımsatarak, "Trump'ın kararının, uzun vadede üretimde anlamlı bir toparlanmaya zemin hazırlaması olası. Ancak önümüzdeki beş yıl içinde yalnızca sınırlı bir artış öngörüyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Kalıcı siyasi çözüm şart"
Washington Arap Körfez Ülkeleri Enstitüsü Misafir Öğretim Üyesi Kate Dourian da yaptırımların kaldırılmasının tek başına kısa vadeli bir sektörel canlanma yaratmayacağını anlattı.
Dourian, enerji sektöründe sürdürülebilir bir toparlanma yaşanması için kendine "Suriye Demokratik Güçleri" (SDG) ismini veren PKK/PYD terör örgütünü tatmin edecek kalıcı bir siyasi çözüm gerektiğini vurgulayarak, Türkiye'nin Suriye'nin yeniden inşasında rol oynamaya hazır olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin istikrarlı bir Suriye'yi Orta Doğu doğal gazının Avrupa'ya taşınmasında potansiyel bir güzergah olarak gördüğüne değinen Dourian, Körfez ülkelerinin de yatırımlarla sürece dahil olabileceğini sözlerine ekledi.
- "Türkiye elinden gelen desteği sağlıyor"
Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener ise yaptırımların kalkmasıyla Suriye’nin enerji altyapısını yeniden inşa sürecinin hız kazanacağına dikkati çekerek, "Ülkenin yaklaşık 7 milyar varillik üretilebilir petrol rezervi ve önemli doğalgaz potansiyeli var. Uygun koşullarda yenilenebilir enerji yatırımları da mümkün." değerlendirmesinde bulundu.
Akyener, önceliğin elektrik altyapısının yeniden kurulması olduğunun altını çizerek, "Türkiye zaten bu sürecin rahat bir şekilde aşılması için elinden gelen desteği sağlıyor. Şimdi yaptırımların da kalkmasıyla Suriye'nin bütün enerji altyapısını ayağa kaldırma süreci çok daha hızlı ilerleyecektir." dedi.
Bu bağlamda Türkiye'nin teknik ve lojistik anlamda kilit rol oynadığına işaret eden Akyener, "İlgili onarım ve imar süreçlerinden, elektrik arzına, doğalgaz çevrim santrallerinin kurulmasından, bu santrallere doğalgaz teminine, elektrik altyapısının yeniden ayağa kaldırılmasından petrol ve doğalgaz alanındaki kaynakların değerlendirilmesine kadar çok yönlü destek paketleri bizzat Türkiye'nin desteğiyle hızlı bir şekilde sağlanabilecek." ifadelerini kullandı.