Rum devleti AP milletvekili Niyazi Kızılyürek, her fırsatta “federasyon olmazsa Türkiye Kıbrıs Türklerini asimile edecek, Kıbrıslı Türkler kimliklerini korumak ve yok olmamak için Türkiye’ye karşı mücadele etmeli” diye konuşuyor.
Her okuduğumda gülsem mi, ağlasam mı bilmiyorum…
Asimilasyonun ne olduğunu bilmeyen bir “Profesör”!!!
Asimilasyon, bir milletin, bir başka milleti, halkı veya etnik gurubu kendi içinde eriterek yok etmesidir…
Nitekim geçmişte bazı Türkler kimliklerini, dillerini kaybederek Rumlaşmıştır.
Ne ki, Alman’ın Alman’ı, Fransız’ın Fransız’ı, İtalyan’ın İtalyan’ı asimile etmesi söz konusu olamayacağı gibi, Türk’ün Türk’ü asimile etmesi de olası değildir…
Böyle bir şeyi iddia eden adama gülerler…
Kıbrıs’taki Türklerin, Anadolu’da yaşayan Türklerden köken, dil, din, gelenek-görenek, yani kültür bakımından özde bir farkı yoktur..
Anadolu’dan geldik, kardeşiz, aynı ulu çınarın dallarıyız.
Kıbrıs Türk’ünün kültürel özellikleri, genelde Türk kültürünün, Türk kimliğinin içinde bir zenginliktir…
Varolan farklılık sadece değişik coğrafyada yaşayıştan kaynaklanan bazı yerel özelliklerdir ki, bu kadarı Anadolu’nun her bölgesinde vardır.
Örneğin Adana, Karadeniz, Trakya yemekleri, aksanları, kıyafetleri, folklor oyunları vb. farklıdır ..
Ne ki bu yerel farklılıklar, hepimizin aynı kökten, aynı Türk kültür denizinden geldiğimiz gerçeğini yok edemez…
Kıbrıs’taki Türklerin farklılığı, ne eksik, ne fazla, Adana’daki, Konya’daki, Erzurum’daki, Manisa’daki, Bursa’daki, Kars’taki Türklerin birbirinden farklılığı kadardır…
Tabii kendinizi Türk hissetmiyorsanız, Rum, Latin, Ermeni, melez, Linobambagi, “Kıbrıslı milleti” olarak hissediyorsanız, diyecek sözümüz olamaz…
Rahmetli Azerbaycan Türkü, Atatürk’ün askeri Ebulfez Elçibey’in dediği gibi, “kendini Türk olarak hissetmeyenlere zorla Türk diyerek onları şereflendirmenin gereği yoktur…”

TÜRKİYE, TÜRK KİMLİĞİNİ KORUDU
Bırakın asimile etmeyi, tam aksi, daha kurulduğu ilk günden itibaren Atatürk Türkiyesi, Kıbrıs’ta İngiliz idaresindeki Türklerin varlıklarını, milli Türk kimliğini, kültürünü korumaları ve asimile olmamaları için ne gerekirse yapmıştır…
Kıbrıs’ta Türk kültürünün, Türk dilinin sönmemesi için 1924’den başlayarak Atatürk’ün emri ile SÖZ ve SES gazetelerine her türlü yardım yapılmıştır..
Daha sonraki yıllarda Halkın Sesi ve daha birçok gazeteye düzenli maddi katkılar yapılmıştır…
Türkiye, İngiliz idaresine karşın, Türk okulları açmıştır, en değerli öğretmenlerini bu okullara göndererek Türk kimliğinin ve Türk kültürünün yok olmasını, Türk varlığının Rum çoğunluk içinde asimile olmasını önlemiştir…
Kıbrıs’ta Türk varlığı ve kültürü son bulmasın diye, daha Atatürk döneminden başlayarak günümüze kadar, on binlerce Kıbrıs Türk gencinin Türkiye’de burslu olarak okumalarını sağlamıştır..
Kıbrıs’taki Türk varlığını, kimliğini, kültürünü yok etmeyi amaçlayan Rum saldırganlığına karşı ayakta durmamız için 100 yıldır maddi-manevi, siyasi, askeri her türlü yardımı yapan Türkiye değil mi?
Türkiye, bizim yok olmamızı istese bunları yapar mı?
Bırakın asimilasyonla uğraşmayı, soykırımcı Rumların insafına terk etmez mi?
Tam aksi, Türk kimliği içinde bir zenginlik olan Kıbrıs Türk kimliği, Türkiye sayesinde güçlenmiş ve asimilasyoncu Rumlar karşısında varlığını korumuştur…
Kıbrıs Türk Halkının milli varoluş mücadelesi, bu güçlü milli kimlik bilinci sayesinde bağımsız-egemen bir devlet yaratmıştır…
KKTC; Kıbrıs’taki Türk kimliğinin en somut ve örgütlenmiş ifadesidir.
Niyazi’nin ve işbirlikçi Rum sevicilerin derdi aslında, Kıbrıs Türk kimliğini korumak değil, Kıbrıs Türk kimliğinin simgesi olan KKTC’yi yok etmek ve güvencesi olan Türkiye’yi adadan uzaklaştırmaktır..
Rum ağırlıklı bir federasyon içinde uyduruk “Kıbrıslı” milleti yaratmak ve Türk kimliğini de bunun içinde eriterek asimilasyonu gerçekleştirmektir.
Bu bağlamda asimilasyoncu olan Türkiye değil, bizzat kendileri ve Rum yönetimidir. Nitekim bizi Türk değil, “Kıbrıslı veya Kıbrıslıtürk” olarak tanımlayanlar da kendileridir.
Bu şarlatanlara en güzel yanıt, Türk kimliğimize, kimliğimizin ifadesi ve örgütlenmiş hali olan genç Cumhuriyetimize ve Anavatanımıza dört elle sarılmak, “Kıbrıslılık” adı altında yapılmak istenen asimilasyon uygulamalarını etkisiz kılmaktır…

Türk, Türk’ü asimile ettiğini iddia etmek cahilliktir
Sabahattin İsmail

Rum devleti AP milletvekili Niyazi Kızılyürek, her fırsatta “federasyon olmazsa Türkiye Kıbrıs Türklerini asimile edecek, Kıbrıslı Türkler kimliklerini korumak ve yok olmamak için Türkiye’ye karşı mücadele etmeli” diye konuşuyor.
Her okuduğumda gülsem mi, ağlasam mı bilmiyorum…
Asimilasyonun ne olduğunu bilmeyen bir “Profesör”!!!
Asimilasyon, bir milletin, bir başka milleti, halkı veya etnik gurubu kendi içinde eriterek yok etmesidir…
Nitekim geçmişte bazı Türkler kimliklerini, dillerini kaybederek Rumlaşmıştır.
Ne ki, Alman’ın Alman’ı, Fransız’ın Fransız’ı, İtalyan’ın İtalyan’ı asimile etmesi söz konusu olamayacağı gibi, Türk’ün Türk’ü asimile etmesi de olası değildir…
Böyle bir şeyi iddia eden adama gülerler…
Kıbrıs’taki Türklerin, Anadolu’da yaşayan Türklerden köken, dil, din, gelenek-görenek, yani kültür bakımından özde bir farkı yoktur..
Anadolu’dan geldik, kardeşiz, aynı ulu çınarın dallarıyız.
Kıbrıs Türk’ünün kültürel özellikleri, genelde Türk kültürünün, Türk kimliğinin içinde bir zenginliktir…
Varolan farklılık sadece değişik coğrafyada yaşayıştan kaynaklanan bazı yerel özelliklerdir ki, bu kadarı Anadolu’nun her bölgesinde vardır.
Örneğin Adana, Karadeniz, Trakya yemekleri, aksanları, kıyafetleri, folklor oyunları vb. farklıdır ..
Ne ki bu yerel farklılıklar, hepimizin aynı kökten, aynı Türk kültür denizinden geldiğimiz gerçeğini yok edemez…
Kıbrıs’taki Türklerin farklılığı, ne eksik, ne fazla, Adana’daki, Konya’daki, Erzurum’daki, Manisa’daki, Bursa’daki, Kars’taki Türklerin birbirinden farklılığı kadardır…
Tabii kendinizi Türk hissetmiyorsanız, Rum, Latin, Ermeni, melez, Linobambagi, “Kıbrıslı milleti” olarak hissediyorsanız, diyecek sözümüz olamaz…
Rahmetli Azerbaycan Türkü, Atatürk’ün askeri Ebulfez Elçibey’in dediği gibi, “kendini Türk olarak hissetmeyenlere zorla Türk diyerek onları şereflendirmenin gereği yoktur…”

TÜRKİYE, TÜRK KİMLİĞİNİ KORUDU
Bırakın asimile etmeyi, tam aksi, daha kurulduğu ilk günden itibaren Atatürk Türkiyesi, Kıbrıs’ta İngiliz idaresindeki Türklerin varlıklarını, milli Türk kimliğini, kültürünü korumaları ve asimile olmamaları için ne gerekirse yapmıştır…
Kıbrıs’ta Türk kültürünün, Türk dilinin sönmemesi için 1924’den başlayarak Atatürk’ün emri ile SÖZ ve SES gazetelerine her türlü yardım yapılmıştır..
Daha sonraki yıllarda Halkın Sesi ve daha birçok gazeteye düzenli maddi katkılar yapılmıştır…
Türkiye, İngiliz idaresine karşın, Türk okulları açmıştır, en değerli öğretmenlerini bu okullara göndererek Türk kimliğinin ve Türk kültürünün yok olmasını, Türk varlığının Rum çoğunluk içinde asimile olmasını önlemiştir…
Kıbrıs’ta Türk varlığı ve kültürü son bulmasın diye, daha Atatürk döneminden başlayarak günümüze kadar, on binlerce Kıbrıs Türk gencinin Türkiye’de burslu olarak okumalarını sağlamıştır..
Kıbrıs’taki Türk varlığını, kimliğini, kültürünü yok etmeyi amaçlayan Rum saldırganlığına karşı ayakta durmamız için 100 yıldır maddi-manevi, siyasi, askeri her türlü yardımı yapan Türkiye değil mi?
Türkiye, bizim yok olmamızı istese bunları yapar mı?
Bırakın asimilasyonla uğraşmayı, soykırımcı Rumların insafına terk etmez mi?
Tam aksi, Türk kimliği içinde bir zenginlik olan Kıbrıs Türk kimliği, Türkiye sayesinde güçlenmiş ve asimilasyoncu Rumlar karşısında varlığını korumuştur…
Kıbrıs Türk Halkının milli varoluş mücadelesi, bu güçlü milli kimlik bilinci sayesinde bağımsız-egemen bir devlet yaratmıştır…
KKTC; Kıbrıs’taki Türk kimliğinin en somut ve örgütlenmiş ifadesidir.
Niyazi’nin ve işbirlikçi Rum sevicilerin derdi aslında, Kıbrıs Türk kimliğini korumak değil, Kıbrıs Türk kimliğinin simgesi olan KKTC’yi yok etmek ve güvencesi olan Türkiye’yi adadan uzaklaştırmaktır..
Rum ağırlıklı bir federasyon içinde uyduruk “Kıbrıslı” milleti yaratmak ve Türk kimliğini de bunun içinde eriterek asimilasyonu gerçekleştirmektir.
Bu bağlamda asimilasyoncu olan Türkiye değil, bizzat kendileri ve Rum yönetimidir. Nitekim bizi Türk değil, “Kıbrıslı veya Kıbrıslıtürk” olarak tanımlayanlar da kendileridir.
Bu şarlatanlara en güzel yanıt, Türk kimliğimize, kimliğimizin ifadesi ve örgütlenmiş hali olan genç Cumhuriyetimize ve Anavatanımıza dört elle sarılmak, “Kıbrıslılık” adı altında yapılmak istenen asimilasyon uygulamalarını etkisiz kılmaktır…

a hakkına sahip değildir..