Nüfusunun çoğunluğu müslüman Arnavutlardan oluşan ve Sırplarla Türklerin de yaşadığı Kosova, eski Yugoslavya Federasyonunun özerk bir Cumhuriyetiydi...
Yugoslavya dağılınca içinden 5 bağımsız devlet çıktı:
Sırbistan-Karadağ Federasyonu, Bosna Hersek-Sırp Cumhuriyeti Federasyonu, Hırvatistan, Slovenya, Makedonya...
Daha sonra, BM ve AB denetiminde yapılan referandum sonucu Karadağ Cumhuriyeti de Sırbistan-Karadağ federasyonundan ayrılarak 6. bağımsız Cumhuriyet oldu...
Gelişmeler durmadı..
Sırbistan’ın içindeki Kosova özerk eyaletinde yaşayan ve çoğunluğu oluşturan Arnavutlar da, “daha çok özerklik” talebiyle kitle eylemlerine başladı...
Sırbistan, daha çok özerklik talebini reddetti...Bunun üzerine Kosova Kurtuluş Ordusu ( UÇK ) Sırp güçleri ile çatışmaya başladı...
Çatışmaların yayılması üzerine NATO Sırp güçlerine karşı yoğun hava saldırıları yaptı, ardından da kara harekatına başladı...
Sonuçta geri adım atan Sırbistan, Kosova içindeki silahlı güçlerini geri çekmeyi, ülkeye BM şapkası altında NATO askerlerinden oluşan KFOR adlı bir barış gücü ordusu gönderilmesini, Sırbistan içinde kalmakla birlikte Kosova’ya daha çok özerklik verilmesini ve belli bir süre sonra BM İNSİYATİFİ İLE KOSOVA’NIN STATÜSÜNÜN BELİRLENMESİNİ kabul etti......
Bu çerçevede BM de, ABD-NATO koruması altına alınan Kosova’nın statüsünün belirlenmesi konusunda bir rapor hazırlaması için 2007’de bir BM özel temsilcisi atadı.
Hazırlanan Raporda, ÖZERK Kosova’ya, Anayasaya yapma, ordusunu kurma, BM ve İMF gibi uluslararası örgütlere üye olma, başka ülkelerle ikili anlaşma yapma, dış ülkelerde temsilcilik açma hakkı tanınması, Sırbistan ile anlaşmazlıklarda, BM tarafından atanacak yabancı bir temsilcinin son söz hakkına sahip olması öngörülmekteydi...
Bunlar yapılırken Kosova ile Sırbistan arasında federasyon görüşmeleri de BM gözetiminde başladı…
Öngörülen bir takvim sonunda BM temsilcisi Finlandiya eski Cumhurbaşkanı Ahtisaari
tarafından bir rapor hazırlanarak BM’ye sunuldu.
Raporda İKİ ÜLKE ARASINDA FEDERASYON KURMANIN MÜMKÜN OLMADIĞININ GÖRÜLDÜĞÜ, O NEDENLE KOSOVA’NIN BAĞIMSIZ BİR DEVLET OLARAK TANINMASI GEREKTİĞİ belirtilerek TANINMA kapısı açıldı.
Rusya ve Sırbistan’ın itirazları dikkate alınmadı, yüzden fazla ülke Kosova’yı bağımsız ülke olarak tanıdı.

KIBRIS’TA DA KOSOVA MODELİ UYGULANMALI

İşte “KOSOVA MODELİ KKTC İÇİN DE UYGULANSIN” derken kastettiğimiz budur..
Kıbrıs’ta federasyon arayışları 50 yıldır sonuç vermediğine, Rumlar bütün BM planlarına HAYIR dediklerine, Crans Montana süreci çöktüğüne ve en son Lute’nin federasyon görüşmelerini başlatma girişimi de başarısız olduğuna göre o zaman yapılması gereken BM’nin ÇIKMAZ ilan ederek Kıbrıs sorununun federasyon temelinde çözülemeyeceğini duyurması ve KKTC’nin tanınmasının önündeki engelleri kaldırmasıdır..
Bu bağlamda tanınmayı engelleyen 541 ve 550 sayılı kararları iptal etmesidir…
Türkiye ve KKTC, Kıbrıs’ta da KOSOVA modelinin uygulanması için resmi başvuruda bulunmalı ve bu konuda büyük bir diplomatik kampanya başlatmalıdır…
BM’nin Kosova’da başka Kıbrıs’ta başka kriterler uygulama ve bizi federasyon kazığına bağlı tutarak bir 50 yılımızı daha çalma hakkına sahip değildir..