Mitsotakis, federasyoncuların ipini çekti

Güney’i ziyaret eden Yunanistan Başbakanı Mitsotakis, federasyon hayallerini bir kez daha gömdü…

Sadece gömmekle kalmadı, federasyoncuların da ipini çekti.

Verdiği mesajlar, hala ısrarla “tek yol federasyon, başka seçeneğimiz yok” diyen CB Akıncı’yı da yerle bir etti.

Mitsotakis’in verdiği mesaj şudur:

Siyasi eşitlik ve garantörlük temelinde bir federasyon olamaz… Hidrokarbon konusunu bize bırakacaksınız, garantörlüğün iptalini ve Türk askerlerinin çekilmesini kabul edeceksiniz…
Yani hala sıfır asker-sıfır garanti noktasındadırlar…

NE DEDİLER?
Mitsotakis ile Anastasiadis, ortak basın toplantısında “ille de görüşme” diye çırpınan CB Akıncı’ya şöyle yanıt vermiştir:

“Türk işgaline son verilmesi, dış politikamızın en üst gayesi ve istikrarlı stratejik talebidir… Kıbrıs sorununun, modası geçmiş garantiler tamamen kaldırılmadan, işgal askerleri adadan çekilmeden çözülmesinin Yunanistan açısından bir manası yoktur. Garantiler, AB üyesi ülkelerde geçerliliği olmayacak bir sistemdir… Türkiye, Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını ihlal ediyor… Türk tahrikleri cevabını alacaktır… Müzakerelerin başlaması için Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine ve Maraş ile ilgili planlarına son vermesi şarttır…”
Mitsotakis, 29 Temmuz’da Kathimerini gazetesinde yayınlanan demecinde ise Akıncı’nın talep ettiği gayriresmi 5’li konferans konusuna da yanıt vererek şöyle demiştir:

“5’li Konferansın yakın gelecekte toplanamayacağını düşünüyorum. Bu uzak bir senaryodur.”

Bu arada Mitsotakis, Atina’da yayınlanan Estia gazetesine de “5’li görüşmeye karşı olduğu”nu söylemiştir.

Başbakan Tatar ve Dışişleri Bakanı Özersay, Mitsotakis’e anında yanıt vererek “Garantörlük konusunda söylediklerinin çağdışı olduğunu, Türkiye’nin ENOSİS amaçlı Yunan darbesi sonucu adaya müdahale etmek zorunda kaldığını, asıl işgalci olanın 1963’de Kıbrıs cumhuriyetini işgal eden Rum yönetimi olduğunu” ortaya koydular…

AKINCI SUSTU
Ben beklerdim ki, Tatar ve Özersay’dan önce, Kıbrıs sorununun kendi tekelinde olduğunu sanan CB. Akıncı, Mitsotakis ve Anastasiadis’e yanıt versin ve “bu açıklamalardan sonra tüm görüşme taleplerini geri çektiğini” açıklasın…

Ben beklerdim ki Akıncı, “Garantörlüğün kırmızı çizgimiz olduğunu, müdahalenin işgal değil, Garanti Antlaşması’ndan kaynaklanan bir Barış Harekâtı olduğunu, amacının Yunanistan’ın darbe ile gerçekleştirmek istediği ENOSİS’i önlemek olduğunu” söylesin…

Ben beklerdim ki Akıncı, “Asıl işgalcinin 1963’de iki Halkın eşit kurucu ortaklığına dayalı Kıbrıs Cumhuriyeti’ni işgal ederek yüzde yüz Rumlardan oluşan bir Rum Cumhuriyeti’ne dönüştüren Rum Yönetimi olduğunu” söylesin…

Ben beklerdim ki Akıncı, “Rum yönetimi AB’ye tam üye olurken Garanti Anlaşmasının da Katılım Anlaşması ekinde AB üyesi ülkeler tarafından onaylandığını ve bu nedenle garantörlüğün AB içinde 15 yıldır zaten var olduğunu, ABD, Rusya, Fransa, İtalya, İngiltere’nin de Almanya’nın garantörü olduğunu, dolayısı ile AB içinde garantörlüğün modasının geçmediğini” vurgulasın…

Ne ki sustu!

Akıncı, bu suskunluğu ile aslında çaresiz ve aciz olduğunu, Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve çıkarlarını korumadığını bir kez daha gözler önüne sermiştir…

Böylesine saldırgan bir tavra bile yanıt vermeyecekse, o koltukta hala niye oturmaktadır?