Artık yeter! Ettiğiniz yemindeki asli görevinizi yapın, aldığınız maaşı hak edin!

Rum Yönetimi her gün silahlanmaya 3 milyon dolar harcıyor. ABD Rum’a silah ambargosunu kaldırdı. Yeni füzeler, insansız hava araçları, helikopterler aldılar… Rum Halkı daha çok silah alımı talebi ile gösteri yaptı…

Susacaksınız!

KKTC’ye geçmek üzere Larnaka’ya gelen turistler geri gönderiliyor, KKTC’ye turist getiren otobüs ve taksilere saldırılıyor, şoför ve yolcuların hayatları tehlikeye atılıyor…

Susacaksınız!

Güney’de Türklere son birkaç yılda sadece bilinen 30 saldırı yapıldı, tek kişi cezalandırılmadı…

Susacaksınız!

Rum yönetimi Türkiye ve KKTC aleyhine, büyük bir saldırı kampanyası yürütüyor, dört bir yana, şikâyet mektupları gönderiyor…

Susacaksınız!

Maraş’ın KKTC yönetiminde açılmasını engellemek için BM’ye başvurdular, karar çıkarttılar…

Susacaksınız!

Rum-Yunan-Fransa, sondaj platformlarımız yanında provokatif tatbikatlar yaptı

Susacaksınız!

Yunan büyükelçisi “ çözüm için Kıbrıs Türk lideri Anavatanının telkinlerinden kurtulmalıdır, garantörlük iptal edilmelidir ” dedi

Susacaksınız!

Rum-Yunan ordusu 1 Ekim’de ağır saldırı silahları ile gövde gösterisi yaptı, Yunan savaş uçakları KKTC hava sahasını ihlal etti, KKTC sınırları boyunca Rum tankları ile atışlı tatbikatlar yaptılar…

Susacaksınız!

Ambargolara karşı mücadele etmeyeceksiniz, iptali için girişimde bulunmayacaksınız… Rum yönetimi ambargonun devamı için AB doğrudan ticaret tüzüğünün geçmesini engelledi. Gayrı resmi danışmanınız, seçilmesi için destek verdiğiniz, hatta reklam videosunda rol aldığınız AKEL AP milletvekili dostunuz Niyazi Kızılyürek bu çabalarda önemli rol oynadı…

Susacaksınız!

Ama emperyalizmin-Siyonizmin taşeronu olacak bölücü terör devleti yaratılmasına karşı Türk ordusu harekâta başlayınca barışı anımsayacaksınız ve hayret;

Konuşacaksınız!

Rum’a vermediğiniz ayarı, Türkiye’ye vermeye kalkacaksınız!

1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ve 2019 Kuzey Suriye Barış Pınarı Harekâtı’nın aslında barış harekâtı değil, su gibi kan akıtan harekâtlar olduğunu iddia edeceksiniz!

Tepki gösterilince de mağdur-mazlum rolü oynayacaksınız.

Asli göreviniz olan KKTC’nin ve Halkımızın meşru hak ve çıkarlarını savunacağınıza, BM’ye, AB’ye, KKTC’yi savunan, Rum ambargolarını, saldırılarını-silahlanmasını-düşmanlığını şikâyet eden mektuplar göndereceğinize, Türkiye ve hükümetle bir meydan savaşı başlatmaya çalışacaksınız.

***

Oysa, yaptığınız yeminde asli göreviniz şöyle belirtiliyor:

“Devletin varlığını ve bağımsızlığını, yurdun ve halkın bölünmez bütünlüğünü, halkın kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ve Atatürk ilkelerine bağlı kalacağıma; halkımın refah ve mutluluğu için çalışacağıma; her yurttaşın insan haklarından ve temel hak ile özgürlüklerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa ve yasalara bağlılıktan ayrılmayacağıma; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”

***.

Yaptığınız yeminde belirtilen asli görevinizi yapmak yerine, panayır panayır gezerek Türkiye’ye laf sokuşturmayı, 100 yıldır her türlü kahrımızı çekip bedel ödeyen Anavatanla çatışmayı ve iki devletli çözümü savunduğu için hükümetle kavgayı tercih ederek, bulunduğunuz makamda boşuna oturmakta, her ay 25 bin TL maaşı boşuna almaktasınız.

Artık yeter!

Ettiğiniz yemindeki asli görevinizi yapın, aldığınız maaşı hak edin!