Kıbrıs Cumhutiyeti Yüksek Mahkemesi içtihat kararı olan Tersefan Çiftliği Davası kararı, Maraş’ta “zaman aşımı” iddiasını çürütüyor

Gasp edilen Vakıf mülkü Maraş’ın, Vakıflar İdaresi’ne devredilmesine karşı çıkan Rum’dan fazla Rumcular, Rum’un malını Vakıf malından daha çok düşünen sözde solcular veya Rum’un ücretli avukatlığını yapan Murat Hakkı gibiler, “zaman aşımı” nedeniyle gasp edilen Vakıf mülklerinin geri alınmayacağını ileri sürmeye devam ediyorlar…

O zaman onlara Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde verilmiş olan ve vakıf mülklerinde “zaman aşımı” iddiasını yerle bir eden İstinaf Mahkemesi kararını anımsatacağım.

TERSEFAN ÇİFTLİĞİ DAVASI
Larnaka’da Vakıf mülkü Tersefan Çiftliği vardı.

Rum köylüler, aynen Maraş’ta olduğu gibi, Çiftlik topraklarını 50 yıla yakın işgal ettiler, üzerine inşaatlar yaptılar, yıllarca ekip biçtiler…

1956’da Vakıflar’ın Türk Toplumuna devredilmesinden sonra Vakıflar İdaresi Tersefan Çiftliğini almak için dava açtı. İşgalci Rumların avukatı mahkemede “ zaman aşımı nedeniyle Vakıfların söz konusu mülkler üzerinde hak iddia edemeyeceğini” ileri sürdü…

Mahkeme ise, “Ahkam ül Evkaf’a göre, Vakıf mülkünde zaman aşımı olmadığını” belirterek Rum işgalcilerin iddialarını reddetti, çiftliğin yasal sahibinin Vakıflar olduğu yönünde karar aldı.

İşgalci Rumlar bunun üzerine istinafa gittiler.

Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde Hakim Zeka Bey’in başkanlığında görülen ve Rum yargıcın da görev yaptığı İstinaf mahkemesi, Ahkam ül Evkaf’a göre, “vakıf mülklerinde zaman aşımının söz konusu olmadığını” yeniden teyit ederek Çiftliğin Vakıflar İdaresine teslim edilmesini kararlaştırdı.

Vakıflar İdaresi 1960 ortaklık Cumhuriyeti döneminde gasp edilen başka vakıf mülkleri için de davalar açtı, ancak 1963’te başlayan Rum saldırıları nedeniyle davalar sonuçlandırılamadı.

Dolayısı ile bugün bir Rum, Maraş’taki mülkler için TMK’ya başvurduğu zaman, Vakıflar İdaresi de KKTC Yüksek İdare Mahkemesi’nin kararı uyarınca taraf olarak TMK’ya başvuracak ve elindeki orijinal tapuları sunarak, toprağın asıl sahibi olduğunu belgeleyecek.

Rum’un, Metin Hakkı gibi avukatları ise “zaman aşımı” iddiasını ileri sürecek…

Vakıfların avukatı da Kıbrıs Cumhuriyeti İstinaf Mahkemesi’nin “vakıf mülklerinde zaman aşımı olmadığını vurgulayan” Tersefan Çiftliği davasının kararlarını içtihat olarak sunacak…

Sonuçta işgalci Rum’un iddiası, kaçınılmaz olarak reddedilecek, Vakıflar İdaresi ile anlaşması önerilecek…
Rum, Vakıflar İdaresi ile kira sözleşmesi yaparsa kiracı olarak binayı devralacak, yıkıp yenisini yapacak, Türk idaresinde yaşayacak…

Kabul etmezse, yaptığı binanın tazminatını alıp gidecek, mülk Vakıflar İdaresine devredilecek.

Yok, eğer AİHM’e giderse, Vakıfların elindeki orijinal tapular, Tersefan Çiftliği konusunda Kıbrıs Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi’nin içtihat kararı, KKTC mahkemelerinin Maraş’ın Vakıf mülkü olduğuna dair 2 tespit kararı, İngiliz yönetiminin kiraladığı Vakıf mülkleri için Vakıflara ödediği kiralara ait belgeler ve Ahkam ül Evkaf kuralları AİHM’e sunulacak.

Bu durumda AİHM’in “zaman aşımı” iddiasını geçerli bulması olası değildir…

Tam tersi olsa ve AİHM, 36 yıllık zaman aşımı iddiasını geçerli bulsa bile, 1974’den bugüne 45 yıl geçtiği için hiçbir Rum Kuzey’de mülk talep edemeyecek…

AİHM, “Maraş’ta zaman aşımı geçerli” ama “Karpaz, Girne, Mesarya ve Güzelyurt’ta zaman aşımı geçersiz” diyemeyecektir…