BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ DEVAM EDİYOR

Cumhuriyet Meclisi’ndeki İçişleri Bakanlığı’na ilişkin görüşmeler devam ediyor.
TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli, bütçeye ilişkin konuşmasında, muhtarlar konusuna değinerek, muhtarların köyünde ve mahallesinde liste tutması gerektiğini, kimin vatandaş, kimin kaçak olduğunu bilmesi gerektiğini, bunun yapılması halinde de ülke nüfusunun az çok bilinebilmesi gerektiğini kaydetti. 
Muhtarların yasaları uygulaması halinde, kaçak iş gücünden bahsedilmeyeceğini ancak bu güne kadar muhtarlara hiç önem verilmediğini söyleyen Angolemli, muhtarların şikayetlerinin her gün arttığını belirtti.
Angolemli, muhtarların yaşadığı sorunlara da değinerek, muhtarlara asgari ücret ödenmesi gerektiğini, ödenemezse en azından asgari ücretin üçte ikisinin ödenmesi gerektiğini dile getirdi. 
Köylerdeki sorunları ancak muhtarların bilebileceğine işaret eden Angolemli, “Bazı üst makamlar muhtarlara sormadan tarım arazilerini kiralıyor. Hayvancı zor duruma düşüyor. Muhtarlar dikkate alınmalı” dedi.
Polisle ilgili de konuşan Angolemli, “Polisimizin hali perişan” yorumunda bulundu. Angolemli, polisin haklarının çiğnendiğini, Meclis’in de buna çare bulamadığını söyledi.
Meclisin çekinmeden bazı kararlar üretmesi gerektiğini vurgulayan Hüseyin Angolemli, geçmişte Hasan Taçoy’un verdiği bir önerinin görüşüldüğünü ancak buna destek veren partilerin bir gecede desteğini çektiğini ve söz konusu düzenlemenin uygulamaya girmediğini belirtti. 
Angolemli, “Polis konusunda birlik olmalıyız. Kıbrıs Türkü en zor günleri birlik içinde hareket ettiği için başardı. Bu birliği şimdilerde bize sağlatmıyorlar” dedi.
DERYA
CTP Milletvekili Doğuş Derya da konuşmasında, İçişleri Bakanı’nın Belediyeler Reformu ile ilgili bölük pörçük demeçler verdiğini belirterek, Belediyeler Reformu’nun muğlak kaldığını söyledi. Derya, yeni düzenlemeyle belediyelerin özerkliğinin ihlal edilmemesi gerektiğini vurguladı. 
Belediye sayısının 6’ya düşmesine karşı olduklarını da belirten Derya, reformun belediyelerle birlikte bölgedeki birlik temsilcileriyle de görüşülmesi gerektiğini ifade etti.
Belediyelerin mali ve teknik kadrolarının güçlendirilmesi gerektiğini de dile getiren Derya, küçük ölçekli belediyelerle ilgili düzenlemelerde sosyolojik sorunların da dikkate alınması gerektiğini kaydetti. Derya, “Belediyelerin istihdam kapısı olmasını engelleyecek adımlar atılmalı” dedi.
Ülkede en son nüfus sayımının 2011’de yapıldığını ve belediyelerin ne kadar insana hizmet verildiğinin bilinmediğini söyleyen Doğuş Derya, “Belediyelerin artan nüfusa göre katkısı artmıyor. Bu haksızlık” dedi.
İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ın 211 gün önce ‘Yurttaşlık Yasası hazır’ dediğini belirten Derya, “Sayın Bakanın Yurttaşlık Yasası konusunda iyi niyetle çalıştığını biliyorum ama maalesef tutarsızlık var. Bu sadece sayın bakanın değil, hükümetin sorundur.  Cumhurbaşkanlığı seçimine Yurttaşlık Yasası geçmeden gidilecek, yine vatandaşlıklar verilecek. Bu oy potansiyeli demek. Vatandaşlık konusu istismar ediliyor. Ülke kaynakları çar- çur ediliyor ” şeklinde konuştu.
Vatandaşlığın yıllarca siyasi enstrüman olarak kullanıldığını söyleyen Derya, bakanların ve siyasilerin töhmet altında kalmaması için objektif bir yasaya ihtiyaç olduğunu vurguladı. 
“İstisnai yurttaşlık” uygulamasının kaldırılması gerektiğini belirten Derya, ille istisnai vatandaşlık verilecekse, bu yetkinin Bakanlar Kurulu’nda değil, Cumhuriyet Meclisi’nde olmasını istedi.
Derya, İçişleri Bakanlığı bünyesinde Göçmenlik ve Entegrasyon Bürosu açılması, burasının adaptasyon ve danışmanlık konularında hizmet vermesi gerektiğini dile getirdi.
Doğuş Derya, kendini, kendi ülkesinde azınlıkta hisseden insan sayısının oldukça fazla olduğunu söyledi.
Derya, İçişleri Bakanlığı’ndaki Cinsiyet Odak Noktası’na Baybars’ın talimatıyla bir kişinin görevlendirildiğini ancak odak noktasının faaliyete geçemediğini kaydetti.
Ülke tarihinde bir tek kadın belediye başkanı olduğunu, onun da kadın cinayetine kurban gittiğini belirten Derya, bu nedenle kadın dostu belediyecilik konusunda mesafe alınmadığını dile getirdi.
Derya, Teberrüken Uluçay’ın İçişleri Bakanlığı döneminde seks kölelerin başvurması için imdat hattı oluşturulduğunu, hava ve kara limanlarında broşürler dağıtıldığını ancak bu uygulamaların devam ettirilmediğini söyledi. 
Gece kulüplerinin kapatılması tartışmalarının henüz toplumda bitmediğini dile getiren Derya, seks işçiliği ve seks köleliğinin iki ayrı şey olduğunu, birçok ülkede seks işçiliğinin bir çeşit işçilik biçimi olduğunu kaydetti.
Seks kölelerinin pasaportlarına el konulduğunu, bu insanların çalışma saatlerinin belli olmadığını, tatilleri olmadığını ifade eden Derya, “Kimse çalıştığı yerde barındırılamaz. Bu seks köleliğidir ve utanç vesilesidir” dedi. 
Ceza Yasası’nda insan ticaretini ve kaçakçılığı konusunda yasa önerisi vermelerinin üzerinden bir buçuk yıl geçtiğini belirten Derya, “Dörtlü koalisyon bozulmasaydı bu öneri geçerdi” ifadesini kullandı.
Derya, bu öneride yer alan gebelik sonlandırılması konusundaki sınırlandırmaya sıcak bakılmazsa ona ret verilebileceğini ancak insan ticareti ve kaçakçılığıyla ilgili önerinin seçim yasakları geçmeden yasallaşabileceğini kaydetti.  
Derya, ülkede yabacı iş gücü sömürüsü olduğunu da belirtti.