İş insanı Rauf Denktaş, turizm sektörünün ülkemizdeki önemine dikkat çekerek hükümete alınması gereken tedbirler konusunda önerilerde bulundu.

İş insanı Rauf Denktaş sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Koronavirüs sonrası ada turizmi ile ilgili düşüncelerini paylaştı.

Bilindiği üzere ada ekonomisinin atar damarının turizm olduğunu söyleyen Denktaş, “Turizm girdileri; direk ve dolaylı yönden 50’nin üzerinde sektörü ilgilendirmektedir” dedi.

Turizm sektörünün, hayvancılık, tarım, inşaat, reklam, sanayi, ulaşım ve enerji giderlerine kadar birçok çeşit mal ve hizmet üreten sektörü içinde barındırdığına vurgu yapan Denktaş, “Ayrıca belirttiğim faktörlerin etkilediği alt sektörlere sağladığı faydalar ile ve en önemlisi de doğrudan veya dolaylı olarak toplumdaki istihdam katkısına sağladığı etki çok büyüktür” dedi.

Son yıllarda adamızda çok hızlı bir şekilde büyüme gösteren turizm sektörünün geliştiğini ve çeşitlendiğini söyleyen Denktaş, “Özel tatil organizasyonları, toplantı ve kongre turizmi, kültür turizmi, sağlık turizmi, doğa etkinlikleri, alışveriş, alternatif turizm, gastronomi, casino organizasyonları, ünlü sanatçı organizasyonları gibi çok sayıda alternatif şekli ile adamızda icra edilmektedir” dedi.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş'ın torunu, Demokrat Parti Milletvekili Serdar Denktaş'ın oğlu Rauf Denktaş açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Ada’mızın her türlü tecrite ve haksızlığa uğramasına rağmen tanınmamışlık ve buna benzer onlarca sayacağımız olumsuz ve haksız rekabete rağmen özellikle Cyprus Royal Turizm, Akgünler Turizm, Puzzle Turizm, NTL Turizm, Cyprus XP, Master Turizm Organizasyon, Akmina Turizm, Travel Plan ve burada adlarını yazmadığım birçok turizm seyahat acentelerinin emeklerini göz ardı edemeyiz.

KKTC’li ve TC’li yatırımcıların turizm sektörümüze emek ve gönül vermiş başarılı kahramanlarının tanıtıma ve turist getirmek için gösterdikleri çabaları ve özellikle aldıkları riskleri hatırlatmadan geçmek istemiyorum.”

Bu nokta da emeği olan küçükten büyüğe herkese teşekkürü bir borç bildiğini belirten Denktaş, “Halkımızın ve siyasetimizin bazı kesimlerine maalesef turizmi hiç anlatamadık. Adamıza ekonomimize refahımıza gelen turistin ne etkisi olduğunu bundan sonra ki süreçte de daha iyi anlatmamız boynumuzun borcudur” dedi.

Turizm sektörünün, KKTC Gayri safi milli hasıla içerisinde yer alan sektörler arasında en hızla gelişen, büyüme kapasitesi ve yatırım kapasitesi en yüksek sektör olduğuna dikkat çeken Denktaş, “Ülkemize en çok döviz girdisini sağlamakla birlikte en büyük özelliklerinden biri istihdama olan etkisidir. Turizm sektörü, özellikle kriz dönemlerinde cari açıkların kapatılmasında, işsizliğin azaltılmasında ve ödemeler bilançosunun dengelenmesinde önemli bir role sahiptir” dedi.

KKTC’nin en çok turist aldığı ülkelerin başında anavatan Türkiye’nin gelmekte olduğunu ifade eden Denktaş, “Diğer ana pazarlar ise İngiltere, İsrail, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Almanya, İtalya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkeleridir” şeklinde konuştu.

Kendisindeki verilere göre Türkiye Cumhuriyeti dışındaki konaklama birçok otelde yüzde 40, yüzde 50 doluluk anlamına geldiğini belirten Denktaş, “Hatta bazı daha az yataklı tesislerde dönemsel olarak bu oranlar yüzde 80’lere varan oranlar oluşturmakta idi. Koronavirüsün turizm sektörüne en büyük yaratacağı kayıp 2020 yılı için maalesef T.C dışından nerde ise hiç turistik hareket olmayacağı gerçeğidir. 2021 yılının ise 2018 rakamlarını yakalayamayacağını da öngörmek sanırım çok zor değildir” dedi.

“Bu durumda hiç olmadığı kadar anavatan T.C’den gelecek turistlere ihtiyacımız vardır” diyen Denktaş, son iki haftadır Türkiye’de faaliyet gösteren bir çok tur operatörü ve acente ile temasa geçtiklerini dile getirdi.

Türkiye’deki durumu da özetleyen Denktaş Şöyle devam etti: “Şirketler bayi organizasyonlarını ve kongreleri yurtdışına götürmek istemeyecekler. Bireysel turizmde özellikle Avrupa ve Uzakdoğu paketleri yüzde 85-90 oranında düşecek ve daha çok yurtiçi hareket yapılmak istenecek.

Bizim en büyük avantajımız; dili, dini, para birimi, kültürü, sevinci, üzüntüsü ile her şeyini paylaştığımız anavatanımız ile KKTC’ye çok ciddi bir turizm hareketini organize ederek adamızın diğer pazarlardan oluşacak kayıplarını da telafi etmek olacaktır.

Buradaki en önemli hususlardan birisi ada ülkesi olduğumuzdan Koronavirüsün yayılmasını engelleme olasılığımızın çok daha yüksek olmasıdır. Adanın hali hazırda diğer tüm ülkelere göre çok daha güvenli olması ve gelecek turiste yurtdışına çıkma dürtüsünü sağlaması açısından “güven vermek” çok ciddi bir avantaj olarak sektöre yansıyacaktır.

Eğer şimdi bazı önlemler alırsak tüm bu süreçten turizm sektörünü dolayısı ile ekonomimizi ve istihdamımızı korumayı başarabiliriz.”

Rauf Denktaş ayrıca alınması gereken tedbirleri de şu şekilde sıraladı:

“1- Yıllardır 3. ülkelerden KKTC’ye belli kurallar içerisinde gelen turistler için teşviklendirme yapılmıştı. 5-6-7 gece ve üstü konaklamalara sağlanan turizm teşvik paketinin T.C’den gelecek turistler için yaz ve kış dönemini kapsayacak şekilde acil olarak planlanması ve acentelerin de faaliyete geçeceği bu sürece yetiştirilmesi gerekmektedir. Bu sayede acentelerimiz T.C ’den KKTC’ye gelmesi muhtemel piyasaya elinde daha güçlü argümanlar ile girecek ve T.C acentelerinin daha çok K.K.T.C satması konusunda teşviklendireceklerdir.

2- Turizm bakanlığımız Mayıs ayı ortasından itibaren ivedilik ile T.C’den gelebilecek turiste yönelik çok ciddi bir “KKTC için reklam” tanıtımı yapılması için çalışmalara başlamalıdır. KKTC’nin Koronavirüs ile mücadele sürecinde özellikle bir ada olmasının getirdiği avantajları ön plana alarak , güvenilir ve kontrollü sınır girişlerin sağlanabildiğini vurgulayan reklam ve tanıtım faaliyetleri yapması gerekmektedir. Diğer ülkeler için 2020 yılına ayrılan tüm tanıtım bütçelerinin 2020 yılında T.C pazarına yönelik kullanılması konusunda radikal ve hızlı adınlar atılması gerekmektedir.

3- Adamıza uçan THY , Anadolujet ve Pegasus ile görüşmeler yapılarak, ilgili süreç başladığında hangi illerden kaç frekans ve turizm için hangi fiyatlar ile uçuş yapacaklarını eş zamanlı planlanması gerekmektedir .Havayolları eğer kısıtlı ve satın alınamayacak fiyatlar ile uçuşlar organize eder ise hem acentelerimizin gayretleri hem bakanlığımızın gayretleri boşa çıkacaktır.”

Rauf Denktaş, “Bu 3 ana önlemin hızlı bir şekilde sektör temsilcileri ile istişare edilerek yapılır ise ada turizmi ve ekonomimiz krizden en az şeklide etkilenir ve krizi fırsata çevirmiş oluruz” diye ekledi.