Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Cahit Nuri, Covid-19 salgını nedeniyle ilkokuldan yükseköğretime kadar eğitimin her kademesinde uzaktan eğitimin kullanılmaya başlandığını belirterek, ancak bu süreçte iletişim araçlarını kullanma konusunda dezavantajlı olan özel gereksinimli çocukların eğitimi konusunun, gündemde pek yer almadığını kaydetti.

Özel eğitim alanında bireysel eğitimin önemli olduğunun altını çizen Yrd. Doç. Dr. Nuri, yaşanan ikinci dalga nedeniyle eğitimin durması ve tekrardan uzaktan eğitime geçilmesi durumunda özel gereksinimli çocukların gelişiminin daha fazla olumsuz yönde etkileneceğini söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Nuri, özel eğitimde uygulanan yöntemlerin ve hedeflenen becerilerin, çoğunlukla çocuğun gündelik yaşamdaki ihtiyacını karşılayabilmesi için performansını iyileştirmeye yönelik olduğunu belirterek, “Ayrıca bireyin düzeyine ve ihtiyacına göre akademik çalışmalar da yürütülmektedir” ifadesini kullandı.

En ufak değişimler bile olumsuz sonuçlara neden olabilir

Gündelik yaşam becerilerine yönelik programların iletişim kurma, sohbet etme, soru-cevap ile dil performansını geliştirme, elbiselerini giyme-çıkarma, yemek yeme, taklit etme gibi aktiviteleri kapsadığını aktaran Yrd. Doç. Dr. Nuri, “Bu çalışmalar bireysel eğitimin örgün eğitimden ayrıldığı noktalardır. Özel eğitim alanında eğitim almış kişilerin, uyguladıkları özel eğitimler aracılığıyla özel çocuklarda ilerlemeler kaydedebiliriz” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Nuri, otizm spektrum bozukluğu olan bir çocuğun ise genel olarak değişimlerden hoşlanmadığını, en ufak bir değişimin uyaran etkisi yaptığını ve bu durumun çocukta büyük bir kaosa yol açtığı hatırlattı.

Otizmli çocukları sakinleştirmenin ve herhangi bir değişikliğe alıştırmanın çok zorlu bir süreç olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Nuri, bu süreçte hem ebeveynin hem de öğretmenin kararlı tutumunun söz konusu davranış bozukluğu problemini düzeltebileceğini aktardı.

Nuri, özel eğitimde eğitim ve öğretim çalışmalarının tam anlamıyla amacına ulaşmasının okul-öğretmen-veli üçgeninde sürekli iletişimin sağlanması ile gerçekleştirilebileceğini söyleyerek, “Bu nedenle Millî Eğitim Bakanlığı’nın özel eğitime gereksinim duyan öğrenciler için hazırladığı içeriklerin öğrenciler ve velilerin ihtiyacına cevap verebilmesi önemlidir” dedi.