Geçtiğimiz günlerde HP Milletvekili sayın Gülşah Sanver Manvoğlu, Milletvekillerinin görev süresinin 10 yılla sınırlanması, Bakanların hepsinin teknokrat olarak atanması sağlanırsa Başkanlık sistemini konuşmaya gerek kalmayacağını vurgulayan bir açıklama yapmıştı.

kanımca çok önemli bir açıklamaydı.

Bu açıklamadan sonra acaba mecliste bulunan diğer 49 vekil ne der diye bekledim.

Yapmış olduğu açıklama aslında gaylesi memleket olan mecliste bulunan birçok milletvekilinin önemsemesi gereken bir konuydu. Fakat gelin görün ki bu konuda sayın vekil yalnız kaldı.

Seçim zamanları seçmenden oy talep ederken hepsinin hep bir ağızdan seslendirdiği bu talep koltuklara oturunca unutuldu.

Gülşah hanım dışında bunu seslendiren çıkmadı.Bu durma göre geriye kalan 49’ u bu konuda samimi değil önemsemiyor ve istemiyor diye düşünüyorum.

Tabii Bu konuda iş öncelikle halka düşüyor.

Toplum olarak buna alt yapısı iyi yapılmış yollar, iyi bir sağlık ve eğitim sistemine ihtiyacımız olduğu kadar ihtiyacımız olduğuda ortada.Hatta bunların yapılabilmesi için buna ihtiyacımız olduğu bir gerçek.

Fakat sivil toplum bunu seslendirip talep etmezse siyasetçiden bunu beklemekte açıkçası saflık olur.

Aslında yüzümüzü biraz dünyaya dönsek daha iyi bir yönetim örneklerini incelesek toplum olarak daha çok bilinçlenip daha çok ses çıkaracağız.

Ama birçoğumuz için nedense bunun farkında değiliz yada daha kötüsü farkında değilmiş gibi yapıyoruz.

Bununla ilgili kaçı dünyada olup bitenden haberdar emin değilim lakin hoş haberleri olsada halk olarak öncelikle biz talep etmezsek bir şey değiştirmeye niyetli olmayacaklarınada eminim.

İşe BRT-2 ekranlarında izlediğimiz meclis oturumlarında meclis salonunun neden hep boş olduğunu ,yada birtürlü istenildiği gibi yapılmayan yolları,seçim zamanlarında bağışlanan su paralarını,bir türlü düzelmeyen sağlık sistemini ,gerek Belediyelerde gereksede merkezde Devleti zarara uğratan seçilmişlerden birtürlü neden hesap sorulamadığı ve son 40 yıldır devlet bütçesinin %85 inin sadece maaş ödemelerine gittiğini bunu neden aşağılara çekip yatırım için daha fazla para ayıramadığımız ile başlamak ve “iktidarları niçin sınırlamamız gerekir?” sorusunu kendi kendimize sormakla başlamamız gerekiyor.

İktidarların güç ve yetkilerinin sınırsızca ve sorumsuzca kullanılmasının doğru olmadığına inandıktan sonra, iktidarları sınırlayacak araçlar ya da yöntemleri bulmak her zaman mümkündür.
 

Ben Gülşah hanımın söyleminin üzerine üzerine bir ekleme daha yapacağım.

‘’Daha iyi bir demokrasi için’’ seçilmişlere dönem sınırlaması getirilmesinin şart olduğunu söyleceğim.

Uzun süredir kaleme aldığım ve desteklediğim bir konu.

Sonuna kadar katılıyor ve destekliyorum.

Bunun içinde buradan sayın Manavoğluna haydi hodri meydan diyorum.

Lütfen tüm seçilmişlerin görev sürelerinin 2 dönemle sınırlandırılması için söylemden çıkıp meclise önerge sunun samimiyetinize inanalım.Sonrada kimin samimi olduğunu kimin köşe bucak kaçtığını görelim.