ÇEKİNMEDEN EL UZATTIĞINIZ 

EMEKCİNİN ALIN TERİDİR..

DİYETİ AĞIRDIR...

Özel kamu  ve  emekli çalışıp devlette maaş ödüyor. 

Sayfa hep aynı ...

(Bkz) KKTC...

Bir yanlışlık var değil mi? Yok yok gayet de doğru okudunuz. Oysa bunun tam tersi olmalıydı. Tıpkı moderinleşmiş ülkelerde olduğu gibi. Olması gerektiği gibi. Ülkenin halkına vatandaşına sahip çıkması gibi. Almak yerine , daha ne kadar iyi bir yaşam sunabiliriz diyen ve yapan ülkeler gibi.  Burayı okumadınız sayın. Hayallerimizden bir kesinti idi.

Var mı başka bir açıklaması veya anlama yolu. Bunun adı bu işte. Çalışacaksın hangi sektörden olduğun önemli değil ve devlete   maaşını ödeyeceksin. Çünkü sistem bunu gerektirir. Çünkü şirin görünmenin başka yolu yok. Çünkü halk yapacak , takdiri koltuk alacak. Çünkü vatandaş ödeyecek yapan makamlar olacak. Çünkü asgari üctetli kesecek boğazından vercek ama KKTC makamları  yaptı olacak. 

Haraç da denilebilir tabi ki. Çünkü artık eze eze yetmedi, şimdi kaldırıp  vurma yöntemi uygulanıyor. Maaşların'dan yapılacak nereye gideceği belli olmayan kesintiler ve  dahihane fikirler ile sahnenin arkasında ezilen halk , oyuncuları ise perde önünde. 

Mağdurlara yapılacak yardım, evlatlarımızın anılarını ayakta tutacak her türlü proje de samimi ve güvenlir olunuz ki bu halk seve seve her şeyini ortaya koysun.

Bu anlamsız, orantısız, ve (12) Ay boyunca alın terine el koyduğunuz kimler biliyor musunuz? 

BU ÜLKENİN EMEKCİLERİ...

*Haklısınız,  çünkü sabahın görmeyen saattinde özel sektörle ile birlikte kalkıp akşamın kör saatine kadar onlarla çalışıyorsunuz. 

*Haklısınız, çünkü kamu ile birlikte daireye gidip sırtınız ve başınız patlayana kadar rapor hazırlayıp, vatandaş'a hizmet veriyorsunuz.

*Haklısınız,  çünkü zamanında bu ülkeye çalışıp emek veren emekli ile mesai arkadaşlığı yaptınız. 

*Haklısınız,  doktorlarımızla ameliyatlara girip 12 saat boyunca ayakta duruyorsunuz.

*Haklısınız,  öğretmenlerimiz ile sabah akşam tüm olanaksızlıklarla eğitim veriyorsunuz.

*Haklısınız kışın  soğuk'ta , yazın 50 derce sıcakta inşaat çalışanları ile birlikte çalışıyorsunuz.

Ortak olmaya Haklısınız...

HANİ DERİZ YA BAZEN KİMSESİZ BİR ŞEKİLDE ÖLÜRSEK DEVLET BİZİ DEFNEDER DİYE. İNAMAYIN HEPSİ HURAFE...

Verirken bir , alırken on almak gelenekleşti artık sizlerde. 

Bu ülke de yaşayan her kim var ise çocuktan yaşlısına kadar yaşanan hadise karşısında bitti tükendi. Bir yandan kayıplarına ağladı. Bir yandan göz yaşlarını sile sile koli hazırladı. El ve gönül birliği ile yardımlaşmaya koyuldu.  Yaptı mı?... Hemde nasıl. Canla başla gece gündüz durmadan tırlar dolup dolup gitti. Sonuna kadar da helal olsun. Yapanlara da gidenlere de.

Herkes kalkıp sosyal hesaplarından şu kadar maaşını bağışladı demedi , herkes kalkıp bu kadar gönderim demedi. Hem o KADAR maaşlar yok , hemde  olması gereken şov değildi zaten.  Ama neyi var neyi yoksa sardı sarmaldı gönderdi. Elinden geleni sonuna kadar yaptı. Gözlerimle şahit oldum. 

Şimdi kalkıp bu kadar insanın bu şefkine, bu azmine, bu yardım hissiyatına çomak sokarcasına aldığı üç kuruşa da yine başka bir yöntemle ortak olmaya kalkıyorlar. Maaş kesintisi diyerek hemde plansızca yaparak, ROBIN HOOD olmuyorsunuz. Bunun adı başka bir şey.  Daha ne kadar yapacak ve devam edeceksiniz. Daha ne kadar utanılacak bir hale getireceksiniz  bu halkı  ülke ve yönetimden. 

*Ödenen seyrüsefer harçları nereye gidiyor?

*Alınan vergiler nereye yatıyor?...

*Geceden sabaha icaat ettiğiniz fonlar nereye akıyor?...

*Bütcenin kasası nelere boşaltılıyor?...

*Hangi sağlık, eğitim ve yardım kuruluşlarına devlet olarak çareler üretiliyor?..

Şimdi ise yine bir fikir ile gündemdeyiz.  Siğara ve alkole 1 TL zam ile aydınlık günlere kavuşacağız. Bürüsüz yollarda seyahat edeceğiz. Yarın ekmek fırınlarına da un alımında da yardım yapalım. Nasılsa o ekmeği alıp yiyeceğiz öyle değil mi? El mecbur. Matketciye de  ürün alımında  halk yardım yapsın, nasıl olsa o fasulye ve bakklayı da alacağız. Nasıl anlamamızı bekliyorlar .

Zor bir süreç evet kabul ediyoruz. Ama kimse de kolay yaşamıyor. Kimse de tok gezmiyor, kimse de ense yapıp yatmıyor. Herkes çalışıp çabalayıp hayatlarını idame ettirmeye ve çocuklarını yetiştirmeye çalışıyor. Bir yandan, darbe üstüne darbe  ekonomik krizle boğuşuyorken , öbür yandan olmadık beklenmedik bir hadisenin acısını  günlerdir ve belkide aylarca geçmeyecek endişeler ile yaşamaya çalışıyor.  Sahip çıkılmasını beklerken koskoca devlet-i Aliyye bu halkı derinden kazmaya devam ediyor. 

Allah muhafaza bir gün , olmadık bir hadise ile karşı karşıya kalırsa  bu ülkenin insanı. O zaman ne yapacaksınız? Nasıl bir yöntem ile sözüm ona yara sarmaya çalışacaksınız. Mesela bu ay maaşının bilmem kaçta kaçını üst komşuya versinler mi? Yada bir sonraki maaşının şu kadar oranını karşı komşuya. Nasıl bir çözüm şekli bulacaksınız inanın halk olarak merak  içindeyiz. 

Bu kadar olumsuzluklar ile anılmak da bilmedim şimdi... Haritadan bakınca ne güzel görünüyor bu ADA  değil mi?  Dıştan görünüşü herkesi imrendirecek kadar güzel ama iç yüzü sahibini üzücü...

VEEE


BU ÜLKENİN SORUNSUZ YOLUNDA, AYDINLIKLA YÜRÜYEBİLMENİN TEK  YOLU

EMEKCİNİN EMEĞİNİ ÇALMAKTAN GEÇERMİŞ...

KARAKUŞ