“Halk iradesi çok önemli ancak hiçbir zaman Kıbrıs Türk halkı dinlenmedi”

“Halk benim arkamda olsun demiyorum. Ben halkımın arkasında olacağım.”

“Bir Cumhurbaşkanı, bakan ya da milletvekili maaşı öğretmen maaşıyla eşitlenirse, ülkede daha adil bir yapı oluşacak”

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı İbrahim Yazıcı, halkın hiçbir zaman dinlenmediği 50 yıllık bir sistemle ileriye gidilemeyeceğini belirterek, halkla birlikte, bilimsel yolları takip ederek, yeni bir sistem başlatılması gerektiğini söyledi.

Kendisini “Halkın emrinde, tarafsız, denge kurucu ve ölçülü, Kıbrıs Türk halkını temsil edecek” kişi olarak tanımlayan bağımsız cumhurbaşkanı adayı Yazıcı, Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) vizyonu, dünya görüşü ve seçim kampanyası hakkında konuştu.

Kıbrıs’ta halihazırda devam eden müzakere süreci hakkında olumlu ya da olumsuz konuşmanın doğru olmayacağını ifade eden Yazıcı, müzakerelerin olumlu sonuçlanması durumunda artık yeni bir plana ya da anlaşmaya gerek olmayacağını ancak sürecin olumsuz sonuçlanması durumunda, yeni bir Kıbrıs modelinin öne çıkması gerektiğini söyledi.

-“Siyasiler 50 yıldır makas siyaseti yapıyorlar”

İbrahim Yazıcı, siyasilerin 50 yıldır makas siyaseti yaptıklarını, bir kısmının barıştan, diğer kısmının ise tanınmadan yana olduğunu ancak bu iki düşüncenin halkı ikiye böldüğünü ve üçüncü alternatif bir görüşe ihtiyaç duyulduğunun savundu.

Bugüne kadar siyasilerin hep plan hazırlayıp halka dayattıklarını ama kendisinin eşitlik anlayışının bu olmadığını işaret eden Yazıcı, söyle konuştu:

“Benim cumhurbaşkanı seçilmem durumunda bu konuyu halkımızla konuşacağız. Cumhurbaşkanlığı nezdinde ya da Meclis nezdinde veya halkın temsilci heyeti nezdinde bir halk çalıştayı yapacağız. Biz halkımıza soracağız ve masaya halkımızın iradesini götüreceğiz.”

-“Hiçbir zaman Kıbrıs Türk halkı dinlenmedi”

Halk iradesinin çok önemli olduğunu ancak hiçbir zaman Kıbrıs Türk halkının dinlenmediğini ancak halkın artık önemsenmesi gerektiğini söyleyen Yazıcı, kendisinin “Halkın emrinde, tarafsız, denge kurucu ve ölçülü, Kıbrıs Türk halkını temsil edecek tam bağımsız aday” olduğunu dile getirdi.

Bazı cumhurbaşkanı adayların aslında tam bağımsız olmadıklarını söyleyen Yazıcı, “Bağımsız bir adayın hiçbir partiyle uzaktan yakından bağlantısı olmaması gerekiyor. Maddi-manevi hiçbir bağlantısı olmaması lazım” şeklinde konuştu.

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Hasgüler: “Kıbrıs Türkü’nün iradesini temsil etmek üzere yola çıktım”
Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Hasgüler: “Kıbrıs Türkü’nün iradesini temsil etmek üzere yola çıktım”
İçeriği Görüntüle

Yazıcı, kendisinin hiçbir partiyle maddi-manevi bağlantısı olmadığını, dolayısıyla her partiden vatandaşa eşit durduğunu kaydederek, “Halkımız genel ve yerel seçimlerde partilerini destekleyebilirler fakat cumhurbaşkanı adayı bağımsız olmalıdır. Bu yüzden en doğru tercih bağımsız aday İbrahim Yazıcı’dır.” dedi.

-“Halk benim arkamda değil, ben halkımın arkasında olacağım”

Cumhurbaşkanlığı makamının yürütmenin en başı ve siyasetin de zirvesi olduğunu işaret eden Yazıcı, partili olsun ya da olmasın her başı sıkışanın Cumhurbaşkanlığına rahatça girebilmesi için seçilecek cumhurbaşkanının tam bağımsız olmasının önemli olduğunu vurguladı.

Yazıcı, siyasete bakışı hakkında da konuşarak, “Hiçbir zaman halk benim arkamda olsun demiyorum. Ben halkımın arkasında olacağım” dedi. Yazıcı, birincil olarak halkın iradesinin güçlenmesi gerektiğini ve sonrasında da mevcut devletin muhasır medeniyet seviyesine çıkartılması gerektiğini işaret etti.

İbrahim Yazıcı, ekonomik bağımsızlığını kazanmayan bir devletle hiçbir devletin anlaşma yapmak istemeyeceğini de aktararak, ekonomik olarak güçlenebilmek için devlet olarak insanların önlerini açmak ve onlara destek olmak gerektiğini söyledi.

-“Tatlı dil yoksa, barışın dili yoksa, insanlık dili yoksa olmaz. Biz dil olarak buna öncelik veriyoruz.”

Tüm dünyada İngilizce dilinin öncellikli olarak kabul edildiğini ancak önemli olanın tatlı dil olduğunu ifade eden Yazıcı, “Tatlı dil yoksa, barışın dili yoksa, insanlık dili yoksa olmaz. Biz dil olarak buna öncelik veriyoruz.” şeklinde konuştu.

Yazıcı, Cumhuriyet Meclisi’nde birçok siyasinin kullandığı dili de eleştirerek, milletvekillerinin durmadan cinayet, şiddet gibi kelimeler kullandıklarını ancak bunları ifade ederken, şiddeti yinelediklerini, dolayısıyla siyasetçilerin farklı bir ifade tarzını benimsemeleri gerektiğini söyledi.

“Eğer zihinlere her gün ‘şiddet var’ diyorsanız, o şiddet o topraklarda, o bölgelerde, o ülkelerde devam eder. Yani bakın ben bile bu ifadeyi ağzıma alırken, kelimeyi konuşurken zihnimi şiddetlendiriyorum.” şeklinde aktaran Yazıcı, bu nedenle cinayet ya da şiddet demek yerine korumak, kollamak gibi kelimelerin kullanılmasının önemli olduğunu anlattı.

-“Kaliteli ve yenilikçi eğitim politikası”

İbrahim Yazıcı, cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda özellikle çalışma yapılacak alanlar hakkında da bilgi vererek, şöyle konuştu:

“Kaliteli ve yenilikçi eğitim politikası; sağlık ve sağlık çalışanları; bağımsız ekonomi ve mutlu halk; göç ve nüfus politikası; adalet ve eşitlik ilkeleri; toplumsal uyum ve barış; tarım ve hayvancılık politikaları; turizm sektörünün geliştirilmesi; deprem politikası; altyapı, elektrik ve su sorunları; kadınların ve çocukların korunması; enerji ve çevre politikaları; gençlik ve istihdam politikaları; yerel yönetimler ve katılım; bilim, teknoloji ve dijitalleşme ile denetimde dijitalleşme başlıklarında çalışacağız”

-“50 yıllık bir sistemle ileriye gidilemez”

50 yıllık bir sitemle ileriye gidilemeyeceğini ve zamanla birlikte her şeyin değiştiğini kaydeden Yazıcı, halkla birlikte, bilimsel yolları takip ederek yeni bir sistem başlatılması gerektiğini kaydetti.

Yazıcı, seçim kampanyası dahilinde ‘Sordum Kıbrıs Türkü’ne, Sizde Temizlik Nedir? Kıbrıs Türkü Der Ki: Kalbinin Temizliğidir.’ Sloganını kullanacağını da söyleyerek, kendisini Kıbrıs Türk halkını çok sevdiğini ve her zaman halkı öncelik olarak gördüğünü yineledi.

-“Temel amacım insanların yaşadığı sıkıntıları bitirmek”

Halkın yaklaşık 30 yıldır yaşadığı sıkıntıları yakından gördüğünü ve bu nedenle asla başını yastığa rahat koyup, uyuyamadığını anlatan Yazıcı, temel amacını insanların yaşadığı bu sıkıntıları bitirmek olarak tanımladı.

Yazıcı, ülkede yaşanan sıkıntıların sadece ekonomik sıkıntılar olmadığının bilincinde olduğunu da söyleyerek, bir Cumhurbaşkanı, bakan ya da milletvekili maaşının öğretmen maaşıyla eşitlenmesi durumunda ülkede daha adil bir yapı oluşacağına da inanç belirtti.

İbrahim Yazıcı, göreve gelir gelmez ilk işinin bu sistemi iyileştirmek olduğunu, içeride yani ülkede barışın sağlanamaması durumunda halkın yöneticilere asla güvenemeyeceğine dikkati çekti.

Kendisinin aday olma sürecinde hep Kıbrıs Türk halkını düşünerek hareket ettiğini yineleyen Yazıcı, Annan Planı referandumuna işaret ederek, orada yüzde 65’lik bir oranla halkın evet dediğini ve kendisinin de oradaki politikayı desteklediği için birçok kumpasa maruz kaldığı söyledi.

-“Her zaman halkın iradesinden yanayım”

İbrahim Yazıcı, halkın iradesini her zaman ön planda tuttuğunu ve bu süreçte iradesi evet olan halkın yanında durduğu için vicdanının rahat olduğunu belirtti.

Sonrasında yüzde 65’lik halk iradesine sahip çıkılmadığını ve o iradenin de öylece kaybolup gittiğini söyleyen Yazıcı, “Şimdi birileri tekrardan çıkıyor. İşte biz şuna sahip çıkarız, buna sahip çıkarız, şunu yaparız, bunu yaparız diyor ve tekrardan böyle bir iradeyi elde etmek isteyenler var. Ben, şu anda mevcut siyasilerin içerisinde, mevcut adayların içerisinde böyle bir iradeyi taşıyacak birinin olduğuna inanmıyorum.” dedi.

İbrahim Yazıcı, Kıbrıs Türk halkının o dönemde evet yerine cevabı hayır da olabileceğini hatırlatarak, cevap ne olursa olsun, halkın iradesine saygı duyulması gerektiğinin altını çizdi.

“Halkımın her türlü yanındayım, iradesi ne olursa olsun. Bakın ben bugün evet diyenleri de hayır diyenleri de hiç eleştirmedim. Eleştiremezsiniz.” diyen Yazıcı, kendisinin halkın iradesine güç katmak için bu seçime katıldığını dile getirdi.

1970 Samsun doğumlu olan İbrahim Yazıcı, din görevlisi olarak hizmet veriyor.