Güncel

Ali Bizden'in Türkiye'ye alınmamasına tepkiler büyüyor

4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Ali Bizden’in Türkiye’ye alınmamasıyla ilgili olarak açıklama yaptı.

AKINCI: “ANTİDEMOKRATİK ZORBA YÖNTEMİ KINIYORUM”

Akıncı açıklamasında, “Tek suçu benim yakın bir çalışma arkadaşım olmaktan ibaret olan Ali Bizden’e uygulanan bu antidemokratik zorba yöntemi şiddetle kınıyorum" dedi.

Akıncı, konuyla ilgili tüm toplum kesimlerimini ve örgütleri bu çirkinliğe karşı ses yükseltmeye davet etti.

Akıncı’nın açıklaması ise şöyle:

“KKTC Cumhurbaşkanlığında görev sürem boyunca basın sorumlusu olarak sorumluluk üstlenen sayın Ali Bizden ‘in Sabiha Gökçen hava alanında Türkiye’ye girişine engel konarak telefonuna ve parasına el konulduğunu ve sabah saatlerinde geri gönderileceğini yapmış olduğu paylaşımdan öğrenmiş bulunuyorum. Hakkında hiç bir yargı kararı ve aslında ortada bir suç yokken, bu değerli arkadaşımızın maruz kaldığı muamele yüz kızartıcıdır. Tek suçu benim yakın bir çalışma arkadaşım olmaktan ibaret olan Ali Bizden’e uygulanan bu antidemokratik zorba yöntemi şiddetle kınıyor, tüm toplum kesimlerimizi ve örgütlerimizi bu çirkinliğe karşı sesini yükseltmeye davet ediyorum.”

ÖZERSAY: “SİYASİ GÖRÜŞÜ NEDENİYLE BU MUAMELE İLE KARŞI KARŞIYA KALMIŞSA, DEMOKRASİ AÇISINDAN DOĞRU DEĞİLDİR”

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Cumhurbaşkanlığı eski Basın ve İletişim Koordinatörü Ali Bizden’in Türkiye’ye girişine izin verilmemesini sosyal medya üzerinden değerlendirdi.

Özersay, her devletin kendi ulusal güvenlik tanımı, algısı çerçevesinde bazı yabancıların ülkesine girişine izin vermeyebileceğini ve bu isimleri stop-list’e dâhil edip ülkeye girişini engelleyebileceğini dile getirdi.

Görevde olduğu dönemde yurt dışından dönüşlerinde Türkiye üzerinden transit geçiş yapacak olan ya da Türkiye’ye giriş yapan bazı akademisyenlerin Türkiye’de sorgulanmak üzere gözaltına alındıklarını, haklarında soruşturma başlatıldığı gibi örneklerin yaşandığına da işaret eden Özersay, “O dönemde Bakanlık olarak Türkiye’nin ilgili şehrinde konsolos olan arkadaşlarımızla temasa geçerek vatandaşlarımıza yardımcı olmaya, durumu öğrenmeye ve vatandaşlarımızı da bilgilendirmeye çalıştık” dedi.

Özersay, “Dün akşam geçmişte Cumhurbaşkanlığında iletişim sorumlusu olarak görevli olan Ali Bizden’in Türkiye’ye alınmamasıyla ilgili olarak yaşananlar ertesinde KKTC Dışişleri Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle temasa geçip bunun sebebini öğrenmeye ve vatandaşımıza yardımcı olmaya çalıştı mı bilmiyorum ama bunun yapılması gerekirdi” ifadelerini kullandı.

HP Genel Başkanı Özersay, açıklamasının devamında ise şunları söyledi:

“Türkiye’ye giriş izni verilmeme nedeni nedir henüz bilmiyoruz ancak iddia edildiği gibi önceki görevi ya da siyasi görüşü nedeniyle bu muamele ile karşı karşıya kalmışsa bu uygulama demokrasi açısından doğru değildir. Geçmiş yıllarda KKTC’den siyasilerin Türkiye’deki siyasi iktidarı ya da Türkiye’nin politikalarını eleştirmeleri nedeniyle Türk pasaportlarının iptal edildiği kötü ve kırıcı örnekler yaşadık. Özker Hoca böyle bir muameleye maruz kalmıştı. Eğer buna Türkiye’deki siyasi iktidarları eleştiriyor diye Türkiye’ye girişlerini yasaklama uygulaması ekleniyorsa gidişat demokrasiyi ve Türkiye ile olan ilişkileri önemseyen herkesi rahatsız eder, etmelidir.

HÜKÜMET EDENLER VE CUMHURBAŞKANI T.C. YETKİLİLERİYLE OTURUP KONUŞMALI

Türkiye’nin pek çok KKTC vatandaşı açısından ulaşımda dünyaya açılan pencere olduğu, bize uygulanan seyahat kısıtlamalarını aşmamıza yardımcı olduğu dikkate alındığında günün birinde bir başka vatandaşımızın da başına bu ve buna benzer şeylerin gelmeyeceği ne malum? O halde hükümet edenler ve Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle sadece bu olay özelinde değil genel anlamda bu konularla ilgili oturup konuşmalı KKTC vatandaşlarının hangi sebeple Türkiye’ye girişinin engellendiği ya da kimlerin girişinin engellendiği noktasını açıklığa kavuşturmalıdır. Aksi halde şeffaf olmayan bu ve benzeri süreçler iddialarla yoğrulmuş bulanık sulara dönüşür ve iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni güvensizlikleri tetikler.

UMARIM KİMSE BU YAŞANANLARI SİYASİ OLARAK İSTİSMAR ETMEYE KALKIŞMAZ

Kıbrıs Türkünü endişelendirecek, kaygılandıracak bu uygulamalar yerine güven verecek şeffaf ilişkilere ihtiyacımız var. Umarım hükümet ve Cumhurbaşkanı bu konunun aydınlığa kavuşması için tez zamanda adım atar ve umarım kimse bu yaşananları siyasi olarak istismar etmeye, bunun üzerinden yeni gerginlikler yaratmaya kalkışmaz.”