TOUR

Yer’kürenin en çok izlenen bisiklet yarışları serisi;

Fransa Bisiklet Turu;

Le Tour de France 2015; 102’ncisi henüz başladı.

Hollanda’daki başlangıç ayağında 14 km’lik bir parkurda tam 450 bin kişi konuşlanmış.

E sayın bisikletseverler âhâlisinin böylesine ilgi gösterdiği serinin bu yıl henüz beşinci ayağındayız.

Bir yandan geçtiğimiz yılın şampiyonu köpek balığı lâkaplı İtalyan Nibali,

diğer bir taraftan da eski şampiyonlardan SKY’ın Kenya asıllı İngiliz Froome’u ve son İtalya GIRO şampiyonu el pistolero (tabanca) lâkaplı İspanyol Contador merkezli bir seriye başlamak

üzereyiz.

Boru değil, özellikle Alpe d’Huez başta olmak üzere insan fizik, zihin ve duygu sınırlarının hınca’hınç sınandığı yüzyıllık pedal mücadelesinin yeniden keyfini yaşamaya başladık.

Eurosport sağolsun sponsorları sayesinde 90’lı yılların sonundan beri dir canl’canlı ve de kanlı’kanlı bu yarışları izliyoruz.

Feci bi’üç hafta boyunca adrenalin ve de atraksiyon bombardımanı şeklinde karpuz hellimli bi’bisiklet ziyafeti çekiyoruz.

E bu şölen mâlum kan dopingli Lance Hazretleri tarafından tam bi’kitle sporu hâlini aldı.

E işin sosyal boyutu da vardı; Live Strong adında kanserle savaşım konusunda yılda 500 milyon USD yatırım yapan bi’sivil toplum örgütü vardı.

Kurucusu ise hani şu doping kullandığı için tüm ünvanları ve de şampiyonlukları elinden alınan zât-ı şâhane ve de muhterem dopingçi Lance Armstrong.

Büyük hayal kırıklığı yarattı itiraflar esnasında. En önemlisi de; “Pişman değilim. Zaten doping yapmadan Tour’u kazanmam imkansızdı” dedi ya, işte o anda on’la özdeşleşen insanlar bi’anda soğudu.

Bunlardan biri de bendenizdi; “Lance öldü, yaşasın Phelps” dedim o anda kendi kendime.

Neyse, Yaşama Çevrilen Pedal adlı kitabında kanser illetini önce testislerine alan,

oradan ciğerlerine gönderen ve en son da beyininde sonlandıran ve yüzyılın en önemli sporcuları arasına giren Lance Armstrong Ekselansları’nın yazdığı kitabın adı. Kolay değil, yüzde 20

yaşama şansı verilen biri, kanseri yenip dünyanın 1 numaralı bisiklet organizasyonu olan Fransa Bisiklet Turu’nu üst üste 7 kez şampiyon olarak tamamladı ama The Oprah Winfrey

Show esnasında itiraflar ve ağlamalar gırla.

E bu işlere ilgimiz nerden mi? Bisiklet sporu pederimden dolayı tam bir aile klasiği. 30 yılı aşkındır gerek ulusal, gerekse uluslararası yarışları takip etmeye çalışıyoruz.

Kimler geldi kimler geçti yazsak tam sayfa olur. Nice kavgalar, dostluklar, sakatlıklar, kazalar, dopingler, şampiyonluklar ve güzellikler gördük.

Edindiğim izlenim, bisiklet sporuyla uğraşan bir daha kopamaz o acı verici “sella” denilen seleden. Zaman zaman ben de sürerim.

Bazen Lefkoşa dondurma turu, bazen de Girne, Mağusa ve de Allah ne verdiyse pedale basmaca hâllerimiz vardı. Müthiş bir doğa sporu.

Sabahın erken saatlerindeki şinya kokusunu ve damarlardaki o güzelim salt oksijeni bisikletçilerden başkası hissedemez.


Bunun yanı sıra yoğun meydan okuma, takım olma, irade ve kendini gerçekleştirmenin dayanılmaz keyfini yaratan bir branş.

Bireysel gibi gözükse de tam bir takım sporu. En önemlisi de yazılı olmayan kuralların yoğun yaşandığı ortamaları var.

Örneğin gruptan iddiası olmayan başka bir bisikletçiyle kopan sarı mayolu sporcu, o yarışın birinciliğini yardımlaştığı rakibine ikram eder.

İkramın Fransa bedeli ise yaklaşık 20 bin Euro. Sarı mayo genel klasman birincisine, benekli’si en iyi yokuşçu olan dağların kralına, yeşil mayo en iyi sprintçiye ve de beyaz mayo da en

iyi çaylağa seri sonu giydirilir.

Sonuç mu? Alın size çok etkili bir ilgi turizmi.

Hade iyi seyirler...


Nazım Serkan Burgul