EMLAK SEKTORU REKORA KOSUYOR FAKAT DENETIMSIZ.

Emlak ve inşaat sektöründe kontrolsüz bir durum söz konusu. Bu sektör artık vatandaş olmayan kişilerin elinde yer alıyor. Özellikle emlak sektörü, yasalara uymadan, tapu ve harita okuma gibi temel yeteneklere sahip olmayan, Türkçe konuşmayan ve kaçak çalışan ya da vergi ödemeden faaliyet gösteren özellikle, Iran, Rus ve Almanlar tarafından yönetiliyor.

Bu durumda, devletin nerede olduğu, çalışma dairesinin nerede olduğu ve vergi dairesinin nerede olduğu gibi soruların haklı bir şekilde sorulması gerekiyor. Neden 25 yıldır çıkmayan emlakçılar birliği yasası olduğu ve neden henüz çıkarılmadığı veya çıkarılmasına engel olunduğu da ayrıca sorgulanması gereken bir durumdur.

Yakın zamanda gazetelerde yabancıların dolandırıldığı haberlerinin çıkması da oldukça muhtemeldir. Bu durum, sektördeki düzensizliklerin ve yasal boşlukların yabancıların mağduriyetine yol açabileceğini göstermektedir.

Bu sorunların çözümü için, devletin daha etkin bir şekilde denetim yapması, yasaların uygulanmasını sağlaması ve ilgili kurumların gereken adımları atması gerekmektedir. Ayrıca, emlakçılar birliği yasası gibi önemli düzenlemelerin çıkarılması da sektördeki düzensizlikleri önlemek adına büyük önem taşımaktadır.

Ancak devlet, emlak sektörüne destek olmak ve adil bir şekilde vergi toplamak yerine tam tersine, bu sektörden bir pay ve kazanç elde etmek amacıyla yabancılara uygulanan vergi oranlarını %3'ten %15'e yükseltmiştir. Bu durumda yıllardır emlakçılık yapan ve bu sektöre emek veren yerli emlakçılar vergi yükümlülüklerini yerine getirirken, vergi ödemeden faaliyet gösteren yabancı "pazarlamacılar" veya emlak danışmanları, vergisiz bir rekabet yaratmaktadırlar. Ayrıca, devletin gözetiminden kaçarak, izinsiz ve kayıtsız şekilde iş yapmak gibi birçok yasayı ihlal etmektedirler. Ne yazık ki, devletin herhangi bir kurumu bu konuya müdahale etmemektedir.

Bunun nedeni ise açıktır. Ülkemizde herkesin kaçak emlakçılık yaptığı bilinmektedir, hatta bu durum ülkenin en üst düzey yetkilileri tarafından bile bilinmektedir. Emlakçılar birliği ise yasaların çıkarılmaması nedeniyle denetleme ve yönetme haklarını yasal olarak uygulayamadığı için sorunları devlete atmak disinda eli kolu bağlı sorunlara çözüm üretememektedir.

Bu durum, yerli yasal emlak şirketlerine zarar vermektedir ve sonuç olarak onlar mağdur olmaktadır.

Hızla Artan Yabancılara Konut Satışları ve Emlak Enflasyonunun Yerli Ekonomiye Etkisi nedir konusunu konuṣan var midir?

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) yabancılara yapılan konut satışlarının hızla arttığı ve bu durumun yerli ekonomi üzerindeki etkilerini araştıran bir kurum bulunmaktadır mı? sorusu gündeme gelmektedir. KKTC, 500,000 nüfuslu ve sınırlı bir yüzölçümüne sahip olan bir ada ülkesidir. Ancak, elde ettiğimiz bilgilere göre bu konuda resmi verilere ulaşmanın zorlukları olduğunu belirtmek istiyoruz.

Buna karşılık, 2023 yılında 5600 konutun yabancılara satıldığı bilgisi resmi olmayan kaynaklardan alınmıştır. Diğer yandan, aynı dönemde İspanya'da 50 milyonluk nüfusa ve neredeyse Avrupa'nın en büyük yüzölçümüne sahip olmasına rağmen yabancılara satılan konut sayısının 26000, Türkiye'de ise 84 milyonluk nüfusa rağmen 36000 olduğu belirtilmektedir. Bu verilere göre KKTC'nin nüfus oranına göre dünya rekoru kırdığı söylenebilir. Ancak, bu durumun nasıl gerçekleştiği konusunda bazı soru işaretleri bulunmakta ve denetimsizlik, kaçak işler ve kaçak yabancı emlakçıların rol oynadığı düşünülmektedir.

Sınırlı bir yüzölçümünde gerçekleşen yoğun konut satışlarının, toplum ve yerli emlakçılar için ne kadar karlılık veya zararlılık sağladığını düşünmek önemlidir. Özellikle, yabancı talebin yüksek olması nedeniyle konut fiyatlarında %70, arsalarda ise bazı bölgelerde sadece bir yılda %100 gibi büyük bir artış yaşandığı ifade edilmektedir. Bu durum, yatırımcılar ve emlak sektörü için kârlı bir fırsat olabilir. Ancak, yerli vatandaşların konut edinme maliyetlerini artırması ve orantısız bir yabancı nüfus yapısı oluşturması gibi konuların da dikkate alınması gerekmektedir. Örneğin, İskele bölgesinde büyük bir kısmının İranlı ve Ruslara satıldığı belirtilmektedir. Bu durumda, sosyal ve orantısız nüfus yapısının ileride hangi sorunları doğurabileceği konusu da göz ardı edilmemelidir.

Ayrıca, denetimsizlik ve kaçak işlerin yoğun olduğu bir sektörde vergi kaçırma ve kayıt dışı faaliyetlerin yaygın olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu durumda, yerel ekonomi vergi kayıpları yaşayabilir ve düzenlemelerin etkisi azalabilir. Yerli emlakçılar ise rekabet ortamında avantajlı veya dezavantajlı duruma gelebilir, bu durum ise sektördeki dengeyi etkileyebilir.
Sonuç olarak, yüksek yabancı konut satışları, kaçak emlakcılar, yetersiz yasalar ve emlak enflasyonu, yerli ekonomi üzerinde çeşitli negatif etkilere sahip olabilir. Yerli emlakçılar için fırsatlar ve riskler bulunmaktadır. Ancak, bu konunun daha kapsamlı bir şekilde araştırılması ve ilgili kurumlar tarafından incelenmesi önemlidir. Bu sayede, yerel ekonomiye etkisi ve olası sorunlar daha iyi anlaşılabilir.