UG'Lİ DÖNEM BİTİYOR, DP ASLINA GERİ DÖNÜYOR...

DP-UG'de bir devir kapanıyor. Mayıs ayındaki Kurultay'da, Partinin ismindeki UG kaldırılıyor ve yeniden DP oluyor.

Bu durum, DP nin tekrar canlanması için yeter mi bilmem.

Çünkü Partinin Demokrat kanadı, lidere ve parti yönetimine kızgın ve küskün. UG kanadı ise, kendilerini hala daha misafir saymakta. DP de iken, bu arkadaşların psikolojilerini anlatmak icin bir cümle kullanmıştım; "Bu arkadaşların ayakları DP'de, kafaları UBP'de. İki arada bir derede kalmanın ızdırabını yaşıyorlar"...

Zaten UG'ci arkadaşlardan Töre, Kaşif ve Bakırcı ilk fırsatta yuvalarına döndüler. Diğer arkadaşlar ise Bakanlık sırası bekledikleri için UBP ye dönemediler. Üstelik bu arada Siyasi Partiler Kanunu geçtiği için transfer kapısı da kapanmış oldu. 

UBP ye geçemeyen bu arkadaşlar şimdilerde yeni bir formül gündeme getirdiler. Bunun adına da "UBP ve DP'nin birleşmesi" dediler.

Bizim gibi yıllardan beri "Sağda Birlik" diye çırpınanlar için kulağa son derece hoş gelen bir cümle değil mi?

Ama bu arkadaşların bu konuda ciddi bir samimiyet problemleri var. Çünkü biz Parti'de "Sagda Birlik" kavgasını verirken ve bunun için, "önce yerel seçimlerde ittifak, ardından iki partinin Koalisyon kurmasi ve daha sonra da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde samimi işbirliği" isterken, bu arkadaşların bir çoğu Bakanlık sevdası yüzünden mevcut hükümetin devamini istemiş ve bize karşı çıkmışlardi. Onlar, DP'nin eline tarihi bir firsat gectigini, bu firsattan yararlanilarak UBP nin altını oymak gerektiğini, UBP nin tekrar koalisyona alınması halinde yeniden diriltilecegini iddia ediyorlardı. 

Garip olan şey, bu tezi savunanlardan ikisi Bakanlık görevinden alınır alınmaz soluğu UBP de almaları idi.

O fırsat artık geçti. Bırakın bu iki Parti'nin birleşmesini, bunların herhangi bir seçimde ittifak yapmaları dahi söz konusu olamaz.

Dolayısı ile UG ci arkadaşlar için iki alternatif var; Ya artık bu ızdıraba son verip Parti'den ayrılacaklar. Veya UBP ile gönül bağlarını tamamen koparıp, bundan böyle DP'nin başarısı için mücadele edecekler.

Yeni siyasi partiler kanunu, bu arkadaşların UBP'ye transfer olmalarina engel. Doğru ama demokrasilerde alternatifler tükenmez ki. Mesela bu arkadaşlar bir Hülle Partisi kurup, bu Parti'yi UBP ile birleştirebilirler. Türkiye'de transferlerin yasak olduğu dönemde ilgili yasa, Hülle partileri kurmak ve partileri birleştirmek sureti ile delinmisti. 

Geçelim ;

Geçenlerde DP den ayrıldıktan ilk kez Serdar Denktaş'ı ziyaret edip biraz sohbet ettim. İlk sorum; "Niye Başkanlıktan ayrılıp biraz dinlenmiyorsun Başkan" oldu. Dedi ki; "Bunu milletvekili arkadaşlar da bana teklif ettiler. Onlara dedim ki; "Niye?". Dediler ki "Taban böyle istiyor". Ben de dedimki; "Tamam arkadaşlar. İşte üç ay sonra Kurultay var. Çıkarın karşıma aday. Taban beni istemiyorsa değiştirsin" sustular...

DP de "Serdar Denktaş biraz dinlenmeli" diyen ilk kişi bendim. Üstelik bunu Parti'nin MYK üyesi olarak söylemiş ve yazmıştım. Yalnız benim bu cümleyi kullanırken gerekçem, bu arkadaşlardan farklı idi. Onlar, "Serdar Denktas' in artık bittiği ve partinin önünü tıkadığı" gerekçesi ile başkanlıktan ayrılmasını isterlerken, ben sadece onun çok yoruldugunu, son iktidar döneminde çok büyük hatalar yaptigini, partilileri kızdırıp küstürdüğünü bu sebeple bir müddet köşesine çekilip yüzünü ve beynini dinlendirmesi gerektiğini iddia etmiştim. 

Netice de karar kendisinin. "Beni degistirmek isteyenler buyursun karşıma aday çıkarsınlar. Bütün ilçelerde örgütleri yeniden kuruyoruz. Isterlerse kendi adamlarını delege yazabilirler. Ben yarışmaktan korkmuyorum" diyen bir Genel Başkana, ben dahil kimin ne sözü olabilir ki. Öyle ya, Halep orda ise arşın da burada.

Son sözüm ise Sevgili Taçoy'a. ..

Taçoy, DP de iken bile UBP'liligini gizlememiş birisi. Serdar Denktaş bu düşüncesini bile bile onu Genel sekreter yaptı. Genel Sekreterliğe ben ve Fikri Ataoğlu da adaydik. Serdar Denktas, yılların dava arkadaşlığıni göz ardı ederek, "Tercihinin ve gönlünden geçen adayın Hasan Taçoy olduğunu" söylemiş ve bunun üzerine biz de adayligimizi geri çekmiştik. 

Hasan Taçoy şimdilerde "Genel Sekreterlik yapamıyorum. Bunun sebeplerinden birisi de Genel Başkandir" diyor.

"O zaman Taçoy Genel Sekreterlikten niçin istifa etmiyor?" sorusu geliyor akla. Bunun iki sebebi olabilir. Birincisi, Serdar Denktaş'ın kendisine görevi bırakmasıni söylemesini bekliyor. Taçoy bu durumda Parti'den istifa için iyi bir gerekçe bulmuş olacak. Ikinci sebep ise, Taçoy yakında bu koalisyonun bozulmasını ve DP'nin hükümete girmesini bekliyor olabilir. Hükümette ki bir Partinin Genel Sekreteri olmak önemli bir silah çünkü. 

Neticede Serdar Denktaş' tan edindiğim izlenim şu; Başkan, UG ci arkadaşların Parti'den istifa etmelerine kendini hazırlamış görünüyor. Mayıs ayında ki Kurultayı taze bir başlangıç olarak görüyor. 

İşi gerçekten çok zor Serdar Denktaş' ın. Küskün ve kırgın tabanı yeniden bir araya getirmek için iyi bir ekiple gecesini gündüzüne katmak zorunda. Aksi taktirde DP, ciddi bir baraj sorunu ile karşı karşıya kalacak gibi.