Yaklaşık bir  hafta önce  büyük bir mutlulukla, güler yüz ile sanırsınız ki halka servet bağışlamışlar gibi kendilerinin asgari , halkın ise yoksuluk maaşı diye adlandırdığı  yeni yepyeni "ASGARİ" ücreti bangır bangır ilan ettiler. 


*Yıl 2023 ülke de alım gücü kalmadı..

*Yıl 2023 ülke de aç insanlar  var...

*Yıl 2023 Ülke de yol yok...

*Yıl 2023  ülke de elektirk yok...

*Yıl 2023 ülke de  eğitim yok...

*Yıl 2023 ülke de ilaç yok...

*Yıl 2023 ülke de KKTC vatandaşı varla yok.


Ülke de hırsızlık, dolandırıcılık, uyuşturucu, tecavüz, haksızlık, alabildiğine yabancı olabildiğine hep bana hep bana bencilği, kim kime  dum duma. Ev kiraları keyfe göre. Marketler denetimzlikten vur Allah vur. Zamların altında nefesiz kalan halkı lanetlenmişler gibi her gün cebindeki parasına nasıl daha çok alırız çalışmaların son sürat devamı.

Okutulamayan çocuklar. Yatıramayan faturalar. Devasa banka borçları. İç çamaşırın'dan hellim'e parfüm'den siğaraya kadar yapılan hırzılıklar. Okullara kadar inen uyuşturucu ve istismar olayları. Adaya nereden geldiği belli olmayan mültecisin'den mafyasının kadar. Mahalle aralarında toplanmayan çöpler ve saçtıkları mikroplar. 

Sağımız solumuz önümüz ardımız yabancı  ülke insanları ile dolup taşması. Bunla birlikte gelen suç olayları ve yasaklı olan her şey.  Yamalanan yollar. Kapkaranlık caddeler. Dilenen insanlar. "TUTTUN KOLLARIMDAN DÜŞERİM ŞİMDİ " diyen bir devlet hastanesi. Sağlık için bulunamayan ve alınamayan ilaçlar. 

Her gün olduğu yerde ölen insanlar. Gece gündüz saatine bakmadan çalışan ama hakkı elinden alınan vatandaşlar. Dilenmeye başlayan çocuk yaşta insanlar. 3 ekmek alamayan, et, tavuk, balık alamayan mahcup aileler. Sabah çocuğuna harçlık veremeyen insanlar. Bir ayakkabı ile kışı geçirenler. Hala montu olmayan çocuklar. 

Taksit ile cenazesini defneden kesim var. Kredi kartları yetersiz bakiyeden dolayı market kasası önünde kızaran üzülen aldığını geri koyan insanın var. Bir su  ve sütü bir arada alamayanlar var. Telefon faturasını yatıramadığı için ödemeli çağrı yapan emekcin var. Tüm mahallede elektirk var 3 evde yok. Faturalarına para yetmemiş böylesi de var sayenizde.


Tüm bunlar varken. Ülke de orta dercenin yoksullaştığı, yoksul olanın dileneceği duruma geldiği. Borç harç ile hayat sürdürüldüğü. 13'cü maaşın ödenmesinin hangi vergilere,  hangi faturalara yansıyacağı henüz belli olmayan. Ve bunlar gibi halı altına süpürülen onca sorunu derdi görmezden gelerek tek derdimizin hava limanı ve 4.5G olması ne kadar düşündürücü değil mi?


Karşılıksız,  menfaatsiz tek adım dahi atmayan bir yönetimin farklı konularda atılım göstermesi  bizleri , halkı hala nasıl şaşırtmıyor  değil mi? Süre gelen bu planlı emirler doğrultusunda ki sisteme artık alışmalıyız mı ne dersiniz?

Bu kadar görmezden gelinmez. Bu kadar duyarsız olunmaz. Bu kadar koltuk sevilmez. Bu kadar maaşlar ile hala tatminzilik olmaz. Bu kadar ısrar bu kadar zulüm yapılmaz. Hep bana hep bana denilmez. Simsiyah amblemli Mercedesler ile bu sonsuza dek gidilmez.Boş boş vaatler ile bu ülkenin halkı kandırılmaz.  La Fontaine masallarınızın hepsi yalancı çoban hikayesine döndü.

*Kanaması durmayan KAPALI MARAŞIN

*Bitmek bilmeyen iki ayrı toplum söylemi. 

*Boçlanma'dan nefes alamayan bir KKTC.

*Açlığa, suça itilen insanlar. 

*Sağlıktan yoksun vatandaşlar.

Artık bu gerçekleri göz ardı etmeyin. Bu ülkenin en yaşlı insanından en küçük bebeğine kadar ülke yöneticileri olarak sizler sorumlusunuz. Önceliğiniz tüm bu saydıklarımız ve bir o kadar da saymadığımız onca sorunu çözmelisiniz. Önce halkının hakkını, sonra ülkenin hakkını vererek  küçük, şirin herkesin giremeyeceği  herkesin yaşayamayacağı bir zamanlar,  cenneten bir parça diye adlandırılan güzel olan bu adada bu ülkeye suni teneffüs ile değil gerçek oksijen ile yaşama hakkı veriniz. 

Ve tüm bunlar için MECLİSTEKİ YEMİNLERİNİZİ hatırlayın...

Asıl dertler bunlarken. Asıl sorunlar ve en acil çözüm bulunması gereken bu gerçekler varken.  6 farklı açılış tarihi verilen ama bir türlü açılamayan hava limanı müjdeleriniz. Herkesin karnı açken napsın Allahını aşkına  4.5G. Ülkenin içinde bulunduğu buhranı halk kendi yaratmadı. Ülkenin geldiği nokta çalışanın, emekcinin hatası değildir.  Oy verenler görsün de demeyin. Kimse Ayrılmak için evlenemez. Kimse evladının Bile kefili olamazken hiç bir vatandaş kendi ayağına sıkacak kadar da düşüncesiz olmaz. 


Ama...

Hata üstüne de hata yapılmaz. Bunu kabul ediyoruz. 

SÜTTEN DİLİMİZ YANDI MI?

ALABİLDİĞİNE...

YOĞRDU DERİN DONDURUCUYA KOYACAĞIZ BU KEZ...


KARAKUŞ