EGEMEN-EŞİT devletler arasındaki ilişkiler nüfusa göre belirlenmez... Nitekim 800 bin kişilik Rum devleti ile 80 milyonluk Almanya AB içinde eşittir...

Anastasiadis, Londra’da yaptığı açıklamada dedi ki:

Nüfusun yüzde 21.5’u ile yüzde 78.5’u eşit olamaz…
Kıbrıs Cumhuriyeti yüzde yüz Rumlardan oluşan ÜNİTER bir devlet olsaydı, haklıydı…

ÜNİTER devletlerin tek halkı olur…

İçinde değişik etnik kökenlere sahip vatandaşlar veya azınlıklar olsa bile, tek halk devleti yönetir…

Oysa Kıbrıs’ta SELF-DETERMİNASYON HAKKINA SAHİP İKİ EGEMEN EŞİT HALK vardır…

İngiltere 1960’da Ada’dan çıkarken egemenliği sadece Rumlara değil; iki eşit halka birlikte devretmiştir…

Bu iki halk, egemenliği eşit şekilde paylaşma-siyasi eşitlik esasında, fonksiyonel bir federasyon olan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni birlikte kurmuşlardır…

Anayasasında azınlık olarak nitelenenler sadece Maronitler, Latinler ve Ermenilerdir…
Dolayısıyla Kıbrıs’ta Türk halkı nüfus oranına göre tanımlanamaz, AZINLIK olarak nitelenemez…

Kıbrıs Türk halkının egemenlikteki eşit söz hakkı ve yönetime etkin katılımı Türk Cumhurbaşkanı muavininin VETO HAKKI, YÜRÜTMEDEKİ 3 ve YASAMADAKİ 15 Türk’ün AYRI OY ÇOĞUNLUĞU HAKKI ile korunmaktaydı.

Bakanlar Kurulu’nda en az 2 Türk Bakan, Meclis’te en az 8 Türk milletvekili oy vermezse, Türk Cumhurbaşkanı Muavini VETO hakkını kullanırsa, Rumlar çoğunluklarına dayanarak, ortaklık Cumhuriyetini, kendilerine ait bir ÜNİTER devletmiş gibi yönetemezlerdi…

Dolayısıyla ENOSİS kararı alıp adayı Yunanistan’a bağlama imkânları yoktu…

Bir başka deyişle, Kıbrıs Türk halkının egemenliği eşit şekilde paylaşan kurucu halk statüsü ile, VETO ve AYRI OY ÇOĞUNLUĞU Hakkımız, ENOSİS’i önleyen, Cumhuriyetin bağımsızlığını koruyan en önemli güvenceydi…

Akıncı, 1960 anlaşmalarından geri giderek siyasi eşitliğimizi tek Türk’ün oyuna indirgediği içindir ki Anastasiadis coşmuştur!

HAYDUT DEVLET
Anayasanın 13 maddesini o nedenle değiştirmek istediler.

Biz reddedince silah zoru ile bunu empoze etmeye kalkarak, darbeyle ortaklık devletinden attılar, Cumhuriyeti işgal ederek yüzde yüz Rumlardan oluşan ÜNİTER bir Rum devletine dönüştürdüler…

Ne ki, direndik, boyun eğmedik, ortaklık devletindeki egemenlik haklarımızı canımız-kanımız pahasına koruduk ve self-determinasyon hakkımızı kullanarak ilan ettiğimiz KKTC’de konsolide ettik…

Dolayısı ile Anastasiadis “ %21.5 ile %78.5 eşit olamaz” derken, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Başkanı olarak konuşuyorsa saçmalamaktadır…

Kanlı Noel saldırıları sonucu işgal ettikleri ve yüzde yüz Rumlardan oluşan bir Rum Devletine dönüştürdükleri haydut devletin Başkanı olarak konuşuyorsa, yine saçmalamaktadır, çünkü o korsan devletin içinde zaten Türk halkı yoktur…

Kıbrıs Türk halkı, self-determinasyon hakkına dayanarak kurduğu egemen Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşamakta ve kendi kendini yönetmektedir…

O nedenledir ki, İKİ EGEMEN-EŞİT DEVLETE DAYALI BİR BARIŞ ANLAŞMASINI savunuyoruz…

EGEMEN-EŞİT devletler arasındaki ilişkiler nüfusa göre belirlenmez…

Nitekim 800 bin kişilik Rum devleti ile 80 milyonluk Almanya AB içinde eşittir…

Anastasiadis, 27 AB ülkesi Başkanı ile dönüşümlü olarak AB dönem başkanı olmaktadır…

Sorun Rumların kendilerini Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tek sahibi, bizi de ÜNİTER Rum devletinin bir azınlığı olarak görmesinde yatmaktadır…

Bu asla gerçekleşmeyecektir.

Ya iki egemen-eşit devletin iş birliğine dayalı bir anlaşma, ya da herkes kendi yoluna…