Dün Sayın Cumhurbaşkanı Hükumeti kurma görevini CTP Genel Başkanı Yorgancıoğlu’na verdi.
Sayın Yorgancıoğlu, Hükumeti kurar mı, kurmaz mı bilmem.
O kuramazsa, kim kimle kurar onu da bilmem.
Benim bildiğim ve çok büyük önemi verdiğim asıl konu; bu köşede haftalar önce dile getirdiğimiz ve hayati önem atfettiğimiz “Sağda Birlik” konusunun geldiği nokta.
Sağda Birlik, konusunda DP-UG’de herhangi bir karşı duruş görülmüyor.
Parti içerisinde “Tonlama” ve “Şekil” açısından bir takım farklı sesler var ki, bu da son derece normal.
UBP tavanında, seçimlerden önce mesafeli bir duruş vardı “Sağda Birlik” konusuna.
Sayın Özgürgün’ün açıkalamlarından anlıyoruz ki, oradaki “Mesafeli Duruş” yerini ”Temkinli Duruş”a bırakmış gözüküyor..
UBP tabanında ise büyük bir çoğunluk “Sağda Birlik” konusuna heyecanla yaklaşırken, sayıları az ama sesleri çok çıkan bir kaç kişinin, bu birlikteliğe tepki gösterdiği bilgileri, bize kadar ulaşıyor.
Bunu da normal karışamak gerekiyor. Çünkü; UBP’de şahsi ikbal kayguları, parti çıkarlarının çok üstünde.
Ama hepsi bir yana, geçmişte siyasi görüşlerini ve dik duruşunu takdirle izlediğimiz Sayın Tahsin Ertuğruloğlu’nun, bu konuda ayak sürümesini ve “Eroğlu Takıntısı” yüzünden bırakın “Sağda Birlik” konusunu, “Sağda Koalisyon” konusuna bile tepkili yaklaşmasını kabullenemiyoruz.
Oysa insanlar gelip geçici, kurumlar ve fikirler kalıcıdır.
“Kişisel takıntıların, bir insanın siyasi görüşünü ve hayatını nasıl etkileyebileceği?” sorusuna cevap arıyorsanız Sayın Tahsin Ertuğruloğlu’nu ve gazeteci Ali Tekman’ı izlemelisiniz.
İkisinin de geçmişleri ve fikir yapıları son derece düzgündü.
Ama sonra, Eroğlu ile kişisel husumetleri onları “Takıntı Hastalığı”na götürdü.
Ertuğruloğlu, bu hastalığını o kadar ileri boyuta taşıdı ki, kazanamayacağını bile bile sırf Eroğlu’na zarar verebilmek için Cumhurbaşkanlığına adaylığını koymuştu geçen dönem.
Dünya görüşleri ve Kıbrıs konusundaki yüzde yüzlük farklı duruşuna rağmen, Talat’ın kazanmasının daha iyi olacağını bile söyledi Sayın Ertuğruloğlu.
Ali Tekman da zamanında Tahsin Ertuğruloğlu’nun yol arkadaşı idi. UBP içerisinde aynı ekipte idiler.
Tekman, “Kıbrıslı” gazetesinden kovulmasını Eroğlu’ndan bildi hep. Ona öylesine kin duydu ki, Onunla konuşan ve çalışan herkese nefret kustu. Şimdilerde Kıbrıs Postasında kurulduğu köşesinde CTP’ye tetikçilik yapıyor ve DP-UG’ye her Allahın günü hakaretler yağdırıyor.
Bir kaç yıl önce “Fikir Abidesi”, “Sağın en donanımlı entellektüeli” olarak gösterilebilecek Ali Tekman’nın şimdilerde yazdığı yazıları okuyanlar, “Ben” kavgasının insanı ne kadar zavallılaştırdığını görerek üzülmektedirler. Bunu her gün yazılarının altına yazılan yorumlardan anlayabiliyoruz.
Geçelim;
UBP içerisinde Sayın Ertuğruloğlu’nun “Sağda Birlik” ve “Sağda İşbirliği” konularına karşı çıkıp çıkmadığını kendi ağzından duymuş değiliz elbette.
Parti organlarında yapılan toplantılarda “DP-UG li koalisyona oy vermem” şeklinde konuştuğu gazetelerde yer aldı. Bu haberleri yalanlamadığına göre, doğruluk payı olduğunu düşünebiliriz.
Sayın Ertuğruloğlu ve onun gibi düşünenler bilmelidir ki, bu dönemde“Sağda İşbirliği” ve sonrasında “Sağda Birlik” konularına şahsi ikbal kaygusu ve “Eroğlu Takıntısı” yüzünden karşı çıkanları tarih affetmeyecektir.
Umarım yanılıyoruzdur. Ve umarım milliyetçiliğinden en ufak kuşku duymadığımız Sayın Ertuğruloğlu bizi utandırarak bu sürece karşı çıkmaz ve hatta dominant bir rol oynar.
Ona da bu yakışır çünkü...
ERHAN ARIKLI