Rumların ifşaatlarını görmezden gelen Rum seviciler, yalanlarından utanmalıdır 

İçimizdeki Rum sevici işbirlikçiler, ırkçı Rum yönetimini aklamak ve Rum saldırganlığını perdelemek için her türlü yalanı söylemekten utanmıyorlar…

Her fırsatta Anavatan Türkiye’yi, Türk ordusunu ve TMT’yi suçlayarak, Kıbrıs sorununu yaratanın ve çözümsüz bırakanın Türkler olduğu yalanını söylüyorlar…

Bu yalanlarla gençlerin beyinlerini yıkıyorlar, genç dimağları “Türkiye, TMT, Denktaş, KKTC” düşmanlığı ile zehirliyorlar..

Örneğin, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni bizim yıktığımız, ortaklık devletinden ve meclisinden bizim çekildiğimiz yalanını yayıyorlar…

Onlara susturucu yanıtı dünkü yazımda verdim…

Ne ki başka yalanlar daha söylüyorlar…

Örneğin, 55 yıl önce Bayraktar Camii’sini bombalayanın TMT olduğu yalanını söylüyorlar!!!

Oysa, bizzat Makarios’un danışmanı Dr. İhsan Ali ile bazı Rum yazarlar bile, bombalama olayını gerçekleştirenin EOKA liderlerinden Yorgacis olduğunu ifşa ettiler…

Bunu kitaplarında ve yazılarında yazdılar. Gazeteler bu ifşaatları manşet çekti…

Ne ki birkaç aylık suskunluktan sonra yine aynı yalanları söylemeye devam ettiler Bu kadar da değil…

Örneğin Kanlı Noel katliamında katledilen Binbaşı İlhan’ın eşi ve 3 çocuğunun TMT tarafından katledildiğini bile iddia edecek kadar terbiyesizleştiler…

(O iddiayı yapanlardan Aysu Basri Akter bugün TMT’nin kurduğu BRT’ye müdür olarak atandı) O katliamı gerçekleştiren bir Rum subayın 3-4 yıl önce yaptığı ifşaatta, katliamı kendi birliğinin gerçekleştirdiğini itiraf etmesine karşın, özür dileyeceklerine hala aynı yalanı söylemeye ve genç beyinleri zehirlemeye devam ediyorlar. Örneğin, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıkanın, taksimi gerçekleştirmek isteyen TMT olduğunu iddia ediyorlar..

Oysa, Hristos Savvas adlı eski bir EOKA’cı, 14 Nisan 2008 tarihinde yaptığı ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, gizli ordu kuran Rumlar tarafından nasıl yıkıldığını ortaya koyan itirafları var…

İnönü’nün ve Dr. Küçük’ün mektuplarını çarpıtarak, Ortaklık Cumhuriyeti’nden bizim kaçtığımızı iddia edenlerin ne denli büyük birer yalancı olduklarını gözler önüne sermek için, bu itirafları yeniden anımsatmak istiyorum: Hristos Savvas, Papadopulos’un Rum yönetimi Başkanlığı sırasında “şeref beratı” vererek onurlandırdığı 24 bin EOKA’cıdan biriydi…

14 Nisan 2008 tarihli Fileleftheros gazetesinde tarihe ışık tutan bu çok önemli ifşaatında, kendilerine “100 bin Türkü, kedilerine kadar kesin” talimatı verildiğini şöyle anlatıyordu…

- “Kasım 1963’de, yani 21 Aralık Kanlı Noel saldırılarının başlamasından birbuçuk ay önce Yunan Alayı ( ELDİK) nda görevli Yunanlı subaylarla ( %60’ı Rumlardan, %40’ı Türklerden oluşan) karma Kıbrıs ordusunda görevli Rum subaylar, Pedagoji Akademisi’nin ( öğretmen okulu) 120 öğrencisini silahlı eğitime aldılar…

(Büyük ihtimalle bu öğrenciler 17-20 yaşları arasındaydılar) Eğitim sırasında Türkler aleyhine düşmanlık dolu söylevler verdiler…Ve bu sırada “ 25 Aralık 1963’de, Türklere saldırılacağı, 100 bin Türk’ün, kedilerine kadar katledileceği söylendi…

Nitekim daha sonra saldırılar başladı ancak Makarios, “Türkiye müdahaleye hazırlanıyor, saldırıları durdurun” talimatı vererek saldırıları durdurdu. ABD ile Rusya da devreye girerek Türk müdahalesini önledi…

O ana kadar 500 Türk öldürülmüştü…

Rumlar, 1974’de kendi aralarındaki iç savaşta da binden fazla Rum’u öldürmüştü…

Bugün de Rum Halkı içinde hala HRİSİ AVGİ ve EFEN gibi örgütlerle ( “EN İYİ TÜRK ÖLÜ TÜRKTÜR” sloganları atarak ikide birde Güneye geçen Türklere saldıran S.İ ) Rum gençleri aynı kafada gitmektedir…

Bunun sorumlusu tarihi gerçekleri gençlere öğretmeyen Kilise ve Rum öğretmenlerle Rum eğitim sistemidir…

Gençlere, 15 Temmuz 1974’de darbeciler tarafından yakılan Makarios’un sarayının bile Türkler ve Makarios’un kendisi tarafından yakıldığı öğretilmektedir…Rum Medyası, 1963’deki savaştan “ toplumlararası çatışmalar” diye söz etmek yerine “ Türk ayaklanması-Türk isyanı-Türk anarşisi” ifadelerini kullanmaktadır, bu yanlıştır ve son verilmelidir”

SAVVAS BELGELERİ TEYİT ETTİ

Evet böyle diyor Savvas. Onun verdiği bu bilgi, altında Cumhuriyetin Cumhurbaşkanı Makarios’un, Meclis Başkanı Klerides’in, İçişleri Bakanı Yorgacis’in ve Çalışma Bakanı Papadopulos’un imzalarının bulunduğu AKRİTAS Planı ile doğrulanmaktadır…

Çünkü, Cumhuriyetin Rum ortağı tarafından hazırlanan o soykırım planına göre, Türklere ani ve çok şiddetli bir taarruz yapılacak ve Türkiye adaya müdahale imkanı bulmadan, aynen Girit’te olduğu gibi, tüm Türkler 6 saat içinde kedilerine kadar toplu bir soykırımdan geçirilecekti…

Ve, bu durum Dünyaya “ Türkler hükümete isyan ederek devletten çekildiler, devlete karşı Taksim amacıyla ayaklandılar, hükümetin meşru kuvvetleri ise isyanı bastırdı, bu Kıbrıs’ın bir iç sorunudur” şeklinde duyurulacaktı…

Savvas’ın verdiği bu bilgi, Rumların 3 yıllık Cumhuriyet döneminde bu hedefi gerçekleştirmek için silahlandıklarını, gizlice eğitildiklerini ve işin içinde Garantör Yunanistan’ın da olduğunu kanıtlamaktadır…

Nitekim 21 Aralık Kanlı Noel saldırılarından 1.5 ay önce 120 öğretmen adayı Yunan Alayı Subayları tarafından silahlı eğitime alınmıştır…

Bakalım o gurup eğitilen kaçıncı 120 kişilik guruptu?

BAŞKA BELGELER DE VAR

Bu yönde elimizde başka belgeler de vardır: 1963 sonrasında Rum ordusunu kuran Yunan Generali Karayannis, 3 yıllık Cumhuriyet döneminde 5000 kişiyi eğitip Yunanistan’dan gelen silahlarla silahlandırdıklarını ve güçlü bir gizli ordu kurduklarını geçmişte açıklamıştır…

Bu arada EOKA terör örgütü ile Samson, Makarios’un özel doktoru Lissarides, İçişleri Bakanı Yorgacis ve Çalışma Bakanı Papadopulos’un özel saldırı birlikleri ise örgütlenmesini ve silahlanmasını 3 yıllık Cumhuriyet döneminde tamamlamıştı…

Düşünün ki devletin bakanlarının her birinin gizli terör çeteleri vardı….

Ama onlar değil de cumhuriyeti biz yıktık!!!

SOYKIRIMI TMT VE TÜRKİYE ÖNLEDİ

Rumların toplu soykırım planını bozan, bugün içimizdeki Rum işbirlikçilerinin “faşist-terörist” diyerek karalamaya çalıştıkları TMT ve “işgalci” diye saldırdıkları ordumuz olmuştur.. Rumlar, EOKA, Yunan alayı ve adaya gizlice getirilen 20 bin Yunan askeri “kedilerine kadar 100 bin Türkü topluca katletmek için” saldırıya geçtikleri zaman onları durduran, Kıbrıs Türk Halkının bağrından çıkan Türk Mukavemet Teşkilatı oldu ve TMT’nin sert direnişi karşısında 103 köyü işgal etmelerine ve 500 Türkü katletmelerine karşın toplu soykırım hedefini gerçekleştiremediler…

Türkiye’nin ısrarlı uyarılarına karşın saldırıların sürmesi üzerine 25 Aralık 1963’de Türk Savaş uçakları Lefkoşa semalarında ve Makarios’un Sarayı üzerinde alçaktan ihtar uçuşları yapınca ve 30 Aralık’ta Türk Alayı kampını terk edip Gönyeli ve Lefkoşa’da savunma pozisyonu alınca Makarios, eli kanlı çapulcularına o gün için DUR emri vermek zorunda kalmıştır…( saldırılar daha sonra Ocak’ta Lefkoşa’da, Şubat’ta Limasol’da, mart’ta Baf’ta, nisan’da St. Hilarion’da, mayıs’ta Mağusa’da Haziran’da Larnaka’da ve Ağustos’ta Erenköy bölgesinde devam etmiştir…)

İşte bugün cahilce “yıkılmayan son Berlin Duvarı” benzetmesi yapılan Lokmacı sınırı da o direniş günlerinde TMT’nin, soykırım amaçlı Rum saldırılarını durdurduğu savunma hattıdır…

Ve, o noktadan geçen Yeşil Hat da, 30 Aralık’ta İngiliz General Young’ın, Türk Alayı’nın harekete geçmesi üzerine harita üzerinde keçeli yeşil kalemle çizdiği, Makarios’un da Türk müdahalesini önlemek için kabul etmek zorunda kaldığı hattır….

Bunları bilmeden TMT’yi suçlamak ve ortaklık Cumhuriyetini Türklerin terk ettiğini iddia etmek, KKTC sınırlarını “Kıbrıs Halkını bölen ikinci bir Berlin Duvarı”na benzetmek, TMT’yi ve Türkiye’yi adayı bölmekle suçlamak büyük bir cahilliktir…

Rum propagandasına hızmet etmektir…

Rum’a ajanlık yapmaktır…İçimizdeki cahiller ve işbirlikçiler sözümona “barış adına” bunu yapmaktadır…

Rum tarafında, Savvas’ın da dediği gibi Rum gençlerine yalanlar öğretilirken ve onlar Türk düşmanlığı ile doldurulurken, bizim gençlerimizin bu yalanları çürütecek bilgilerle donatılmaması, tam aksi Rum iddialarının okullarda, parti ve dernek merkezlerinde, iki toplumlu faaliyetlerde gazetelerde gençlerimize gerçekmiş gibi sunulması tarihimize, devletimize, milli davamıza, Halkımıza karşı bir suçtur, bir cinayettir…

Her aydının görevi, Türkiye’nin garantörlüğünün gereksiz olduğunu iddia edenlere ve TMT ile ordumuzu suçlayanlara karşı, Savvas’ın ifşa ettiği bu gerçekleri kullanarak onları teşhir etmektir…

Devamla, garantörlüğün bizim için ne denli önemli ve vazgeçilmez olduğunu, AKRİTAS VE İFESTOS soykırım planları uyarınca 120 bin Türkün katledileceği mutlak bir soykırımı Anavatan Türkiye’nin ve ordumuzun önlediğini vurgulayarak, garantörlüğün, müzakere ve pazarlık konusu yapılmasına karşı çıkmaktır.