Dünya

Öldürücü tarım ilacı Lannate ile canına kıydı

İki çocuk babası Tansel Sütlüceli geride birçok soru işareti bırakarak canına kıydı

Sütlüce köyü dün acı bir haberle yasa boğuldu. KTHY eski çalışanlarından olan ve iki ay önce Kamu Hizmeti Dairesi’nde çalışmaya başlayan 46 yaşındaki iki çocuk babası Tansel Sütlüceli, dün sabah annesine ait evin arka bahçesinde ölü olarak bulundu.
Öldürücü tarım ilacı ‘Lannate 90’ ile canına kıyan Taner Sütlüceli, bu kötü olaydan 5 saat kadar önce nikahlı eşinden olan 18 yaşındaki oğlu Recep’i telefonla arayarak görüşme istediğini bildirdi. Oğluna “Seni çok özledim Recep, görüşmek için köye geliyorum” diyen Tansel Sütlüceli’nin, psikolojik tedavi gördüğü öğrenildi. 
Sevilen bir insan olarak tanınan Tansel Sütlüceli’nin nikahlı eşi Mine Sütlüceli ile 18 yaşındaki oğlu Recep Sütlüceli, yaşananları  anlattı.
Elde edinilen bilgiye göre Tansel Sütlüceli, önceki akşam oğlu Recep Sütlüceli ile saat 22.00 sıralarında görüştükten sonra, birlikte yaşadığı bayan arkadaşından olan küçük oğlu Hasan ile birlikte Lefkoşa’ya döndü. 
Küçük oğlunu eve bıraktıktan sonra, saat 03.00’te, “Uykum kaçtı. Hava alacağım” diyerek dolaşmak için evden çıktı.
Pijama ve terlikleriyle evden ayrılan Taner Sütlüceli, köyü Sütlüce’ye gitti. Bir zamanlar çiftçilik yapan Tansel Sütlüceli, annesinin evindeki ambardan öldürücü bir tarım ilacı olan Lannate’yi alıp, evin arka bahçesine giderek içip canına kıydı.
Eve saatlerce dönmeyen Tansel Sütlüceli’yi merak eden birlikte yaşadığı kadın Ş.K., Sütlüceli’nin ablasını arayarak durumu bildirdi. Ablası da polise haber verdi ve kardeşini aramaya başladı. 
İki çocuk babası Tansel Sütlüceli’nin cansız bedenini, dün sabah, kendisine bir türlü ulaşamayan ablası buldu. Yaşadığı kadının haber vermesi üzerine kardeşini aramaya çıkan Şerif İbiş, dün sabah saat 05.30 sıralarında, kardeşinin cansız bedenini, annesinin evinin arka bahçesinde, aracının önünde yere yığılı vaziyette buldu. Tansel Sütlüceli’nin ağzından köpük gelmişti.
Olay yerine çağırılan Geçitkale Polis Karakolu ekiplerinin gerekli incelemeyi yapmasından sonra, Tansel Sütlüceli’nin cansız bedenini otopsi için Gazimağusa Devlet Hastanesi’nin morguna kaldırdı. 
Yapılan otopside, Toksikolojik İnceleme için, Tansel Sütlüceli’nin cansız bedeninden kan, idrar ve mide muhteviyatı örnekleri alındı. Otopsi sonuçlarının, laboratuarda yapılacak incelemenin ardından açıklanması bekleniyor.
Tansel Sütlüceli’nin naaşı ise, İngiltere’deki kardeşi Recep Sütlüceli’nin ülkeye gelmesinden sonra Sütlüce Mezarlığı’na defnedilecek.

Oğluna veda etti

Sütlüce’de annesiyle birlikte yaşayan 18 yaşındaki oğlu Recep Sütlüceli, önceki gece, babasının kendisini telefonla arayarak, “Seni çok özledim. Neredesin? Köye geliyorum, görüşelim” dediğini ve saat 22.00 sıralarında görüştüklerini söyledi.
 “Babamın böyle bir şey yapacağına inanamıyorum” diyen Recep Sütlüceli, şöyle konuştu:
 “Üzülmeyeyim diye, bana derdini söylemezdi. İki kez kalp krizi geçirdi, Türkiye’ye gider tedavi olurdu. Bana geldikten sonra söylerdi. Psikolojik tedavi gördüğünü duydum ama doğrusunu öğrenemedim.
Saat 22.00’de köye geldi, ben de Mağusa’daydım. Mahalledeki, eski sinemanın orada görüştük. Bana bir derdim olup olmadığını sordu. Yok dedim. Hali bir tuhaftı, ama böyle bir şey yapacağı aklıma gelmezdi. Çok üzgünüm.”
Babasının cansız bedenini dayılarıyla birlikte hastaneye gidip teşhis ettiğini anlatan Recep Sütlüceli, görevlilerin, kendisine, babasının üzerinde bulunan kol saati ile bir muska verdiğini dile getirdi. 

“Canını çok severdi”

Uzun süredir ayrı yaşadığı eşi Mine Sütlüceli, Tansel Sütlüceli’nin hayat dolu bir kimse olduğunu anlatarak, eşinin canına kıyabileceğine halen inanamadığını söyledi.
“Canını çok severdi” diyen Mine Sütlüceli, eşinin, on yıl önce komşusu Ş.K. ile ilişkiye girdiğini ve o günden sonra evden ayrıldığını anlattı.
Birlikte oldukları süre içerisinde çok mutlu bir çift olduklarını anlatan Mine Sütlüceli, “Tansel, ölümden çok korkardı” dedi ve ekledi:
 “Eşim, eve dönseydi O’nu affederdim. Bugüne dek de, bu nedenle O’ndan ayrılmadım. Boşanma davası açtı, daha sonra davasını geri çekti. Bana hep ‘Ben sizi ne olursa olsun bırakmam!’ derdi. Biz birbirimizi severek evlendik. 4 yıl aşk yaşadık. Daha sonra bir yıl nişanlı kaldık ve 1994’te evlendik. Bir oğlumuz var. 18 yaşında, amcasının adını taşıyor. 
Tansel, komşumuzla ilişkiye girdikten sonra pişman olup eve döndü ama kadın hamile kalınca birlikte Lefkoşa’da yaşamaya başladılar. Evi bana ve çocuğuma bıraktı, ben Sütlüce’de evimde kalıyorum. Utancından köye gelmez oldu. Tüm olanlara ve yaşananlara rağmen her doğum günümde ve Sevgililer Günü’nde hep beni arardı. Oğlumuzu sormak bahanesiyle bana telefon açardı. Hatırımı sorar, isteğim olup olmadığını sorardı. Maddi açıdan bir desteği yoktu ama bize varlığını hiçbir zaman unutturmadı. Çok üzgünüm, haberi alınca yıkıldım, inanamadım…” 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK : KIBRIS