Güncel

Meclis’te Başbakan Yardımcılığı bütçesi görüşülüyor

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda 2 milyar 725 milyon 229 bin TL’lik Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı bütçesi görüşülüyor.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda 2 milyar 725 milyon 229 bin TL’lik Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı bütçesi görüşülüyor.

-Şahiner

Bütçe üzerine ilk sözü CTP Milletvekili Salahi Şahiner aldı. Geçen yıllarda yaptıkları konuşmaların tekrarını yapacaklarını söyleyen Şahiner, “Fark yaratacak bir adım göremedik” dedi.

Turizm gelirlerinin büyük kısmının 30-40 işletmeye aktarıldığını, bunun kabul edilemez olduğunu olduğunu dile getiren Şahiner, gelirin tabana eşit dağılmasının gerektiğini belirterek, turizm modelinde değişikliğe ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Şans Oyunları Hizmetleri Vergisinin yüzde 10’dan 5’e düşürüldüğünü hatırlatan Şahiner, “Elde var sıfır, olan devletin kamu maliyesi gelirlerine oldu” dedi. “KKTC vatandaşlarının kumarhanelere girmesiyle ilgili sözde açılımın meyveleri zehirli olacak” diye konuşan Şahiner, casinolara dayalı turizm sektörlerinin en “korkak” sektörler olduğunu belirtti.

Resmi Gazete’de 3 Aralık’ta yayımlanan sanal bahis izniyle ilgili Bakanlar Kurulu kararına da değinen Şahiner, kararın bankacılık sektörünü riske atacağını savunud, “Bu iş çok tehlikelidir” dedi. Dün kararın geri çekildiğini belirten Şahiner, “6 günde sanal gazino izni alan şirket var mı?” diye sordu. Şahiner, kamu maliyesi için “denize düşen yılana sarılır” benzetmesi yaptı.

Yükseköğrenim öğrencilerinin ülkeyi gezmeden ülkeden ayrıldığını ifade eden Şahiner, turizmin kendi kendini pazarlaması gerektiğini kaydederek, bunun düşük maliyetlerle yapılabileceğini belirtti.

Şahiner’in, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu’nun hükümet tarafından dikkate alınmadığına yönelik iddiası üzerine yerinden söz alan Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, “Sayın Bakanın söylediklerini dikkate almıyorsak kabinede, kendi şikayetini yapar. Siz avukatı değilsiniz” dedi ve bu söylemlerin etik olmadığını söyledi.

Konuşmasına devam eden CTP Milletvekili Şahiner, “Sosyal medya mecralarında turizm anlamında yok hükmündeyiz” diyerek, turizmi çeşitlendirecek, gelen turisti adanın güzellikleriyle tanıştıracak bir modele ihtiyaç olduğunu ifade etti. Şahiner, şimdiki yapıyla turizmden bir şey beklemenin mümkün olmayacağını dile getirdi.

Tam teşekküllü bir arıtmanın, kanalizasyon şebekesinin kurulması gerektiğini kaydeden Şahiner, eski eserler ve müzeler konusuna da değinerek, “Doğal sit alanları turizm konusunda belki de bizi şaha kaldıracak ancak inşaat çöplüğüne dönüyor” dedi.

Yerel su kaynaklarına olan ihtiyaca dikkat çeken Şahiner, Jeoloji ve Maden Dairesi’nde çok ciddi personel sıkıntısı olduğunu belirtti. Şahiner, yer altı su akiferlerini besleyecek önlemler alınması gerektiğini söyledi.

-Besim

CTP Milletvekili Filiz Besim ise konuşmasına, “Çok istikrarlı bir bakanlıktan bahsediyoruz. Neredeyse kadrolu bir bakanımız var” diyerek, başladı.

Turizm sektörü için her sene aynı konuları konuştuklarını söyleyen Besim, “Gazino turizmine hapsolmuş durumdayız” diyerek, ülkenin kaynakları göz önüne alındığında turizmde çeşitli alternatifler yaratılması gerektiğini belirtti. Besim, bakanlığın bütçesinin turizm işlerinin götürülmesi için çok düşük olduğunu da kaydetti.

Golf turizmi, bisiklet turları ve sağlık turizminin ülke açısından önemini belirten Besim, yerel üretim, yürüyüş parkurları, inanç turizmi ve gastronomi turları gibi alternatiflere de dikkat çekti.

Otelcilerin yaşadığı sorunlara değinen Besim, artan girdi maliyetleri nedeniyle sektörde ciddi sıkıntılar yaşandığını söyledi. Besim, bu sorunların aşılabilmesi için paydaşlarla istişare edilerek, ortak politikalar üretilmesi gerektiğini kaydetti.

Çevre konusunda da konuşan, Avrupa Birliği projelerinin yalnızca hayata geçirilmesinin yeterli olmadığını, bu projelerin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve düzenli bakımlarının yapılması gerektiğini belirtti.

“Bir turist geldiği zaman çöpün içinde buluyor kendini” diyen Besim, vahşi depolama alanlarıyla uğraşılması gerektiğini söyledi. İçişleri Bakanlığı’nın neden Güngör Çöplüğünü devraldığını da soran Besim, devletin çöpü bertaraf etmesi için bütçesi olması gerektiğini kaydetti.

“İlaçta tıbbi atık tam bir kaostur. Bunların hepsi Güngör’e gidiyor ve insan sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor” diye konuşan Besim, bu konunun Sağlık Bakanlığı’yla istişare edilmesi gerektiğini ifade etti. Besim, 2018 yılından beri plastik kullanımının yasaklanacağının söylendiği eleştirisinde de bulundu.

İskele bölgesinde çok daha büyük kapsamlı bir arıtma tesisi kurulması gerektiğini belirten Filiz Besim, Gaziveren bölgesinde ise çok sayıda inşaat yapıldığına dikkat çekti. “Taş ocaklarının Beşparmakları delik, deşik ettiğini” ifade eden Besim, bunun sadece çevreyi değil halk sağlığını da etkilediğini kaydetti.

Müzelerin çok önemli bir kısmının hafta sonu kapalı olduğunu dile getiren Besim, bunun, “akıl alır” olmadığını söyledi. “Eski eserlerin tuvaletleri berbat durumdadır” diyen Besim, “St. Hilarion Kalesi’nin ise çöpün içinde boğulduğunu” söyledi.

Dijitalleşmenin Kültür Dairesi’nin gündemine alınması gerektiğini ifade eden Besim, “Kültür Dairesi, sanatçıların ürettikleri eserleri dijital anlamda korumak, saklamak zorundadır” dedi. Başbakan Yardımcısı Ataoğlu’na, “Atatürk Kültür Merkezi’ni ne yapacaksınız?” sorusunu soran Besim, Lefkoşa’daki binanın damının akıttığını ve tadil edilmediğini belirterek, merkeze sahip çıkılmasını istedi.

-Kürşat

CTP Milletvekili Fide Kürşat ise, 2026 bütçesinin mevcut iktidarın geleceğini fonladığını savundu, “Ortada bir devlet aklı, vizyonu ve politikası yok” dedi. Bürokrasinin çöktüğünü ileri süren Kürşat, “KKTC kurulduğundan beri Kıbrıs Türk siyasi tarihi böyle kara bir dönemle karşılaşmadı" dedi.

Turizm, kültür, gençlik ve çevre başlıklarının her birinin “kanayan yara” olduğunu dile getiren Kürşat, turizmde sayıya dayalı kalitesiz bir model olduğunu söyledi. “Oda sayısı, turist sayısına indirgenmiş bir model var” diyen Kürşat, sektörün yerel üretimi ve kırsalı beslemediğini belirtti.

“KKTC artık rekabet edebilir bir destinasyon değildir” diye konuşan Kürşat, Turizm Master Planı’nın ne kadarının hayata geçirildiğini sordu. Adanın zenginliklerinin dünyaya tanıtılamadığını ifade eden Kürşat, plansız yapılaşma ve çevre kirliliğinin turizm faaliyetlerini olumsuz etkilediğini kaydetti.

Betonlaşmış sahillerin arttığını dile getiren Kürşat, turizm ekonomisinin yerel halktan her geçen gün koptuğunu söyledi. Hala beş yıldızlı kapalı devre turizmin konuşulduğunu savunarak bunu eleştiren Kürşat, ülkede yeterince kumarhaneli otel olduğu düşüncesini belirtti. Kürşat, ülkenin doğası, kültürü, iklimiyle çeşitlendirilmiş turizm için avantajlı olduğunu ifade etti.

Ülkenin kültür politikasının ihmal edildiğini kaydeden Kürşat, “Somut ve somut olmayan kültürel mirasa ayrılan bütçe yok denecek kadar az” dedi. Kürşat, kentsel koruma alanlarının canlandırılması için ne yapıldığını da sordu.

“Hükümetin politikasızlığı nedeniyle gençlerin adadan göç ettiğini” ifade eden Kürşat, aidiyet duygusunun yitirildiğini söyledi. Spor altyapılarının yetersiz olduğunu kaydeden Kürşat, “Bakanlığın gençlere yönelik politikası sadece tabelada” dedi.

İstihdam politikasının eşitsizliğe, adaletsizliğe ve partizanlığa dayalı olduğunu savunan Kürşat, gençler için barınmanın da artık çok büyük sorun olduğunu dile getirdi. Madde bağımlılığı oranlarının arttığına dikkat çeken Kürşat, psikolojik ve sosyal mekanizma uygulamalarının yeterli olmadığını kaydetti.

İmar Planlarının sürüncemede bırakıldığını savunan Kürşat, toprakların hızlı şekilde betonlaştığını ifade etti. KKTC’de çevre yönetiminin yıllardan beri ihmal edildiğini belirten Kürşat, kanalizasyon ve atık su sorununun çok ciddi olduğunu söyledi. Kürşat, yerel su kaynaklarının korunamadığını da dile getirdi.

Deniz kirliliğine de dikkat çeken Kürşat, eşek yönetimi projesinin ne aşamada olduğunu sordu. CTP Milletvekili Kürşat, taş ocaklarının sürdürülebilirliğinin kalmadığını belirtti.

Kooperatifler konusuna da değinen Fide Kürşat, Binboğa’da yaşananları “fiyasko” olarak nitelendirdi. Kooperatifçiliğin siyaset eliyle zayıflatıldığını savunan Kürşat, Kooperatif Şirketler Yasası’nın değiştirilmesi gerektiğini söyledi.