Maraş’ı 100 yıl sonra yeniden Türkleştireceğiz

Tek yol Vakıflar İdaresi’nin hakları da gözetilerek Maraş’ın KKTC yönetiminde açılması ve 100 yıl sonra TMK yoluyla yeniden Türkleştirilmesidir…

Sabahattin İsmail


Maraş’ın KKTC yönetiminde açılması kararına karşı çıkanların ileri sürdüğü en önemli iddia “Bölgenin BM Güvenlik Konseyi kararları ile kapatıldığı, açılamayacağı, aksi yönde bir adımın bizi uluslararası hukukla karşı karşıya getireceğidir…”

Son 2 yazımda bu iddiayı çürütecek yanıtlar verdim.

BM kararlarını etkisiz kılan AİHM kararları olduğunu ve uluslararası hukuktan söz edilecekse, asıl dikkate alınması gerekenin AİHM olduğunu ortaya koydum.

Bunun nedeni BM Güvenlik Konseyi, siyasi bir organ iken, AİHM bir uluslararası mahkeme olmasıdır.

O nedenle Maraş’ı açmak, AİHM kararları çerçevesinde olmalı ve BM şikâyet ederse, ona AİHM yolu gösterilmeli…

Hak iddia eden Rumlar AİHM’in isteğiyle kurulan TMK’ya başvurmalı… Komisyon’un belirleyeceği tazminatlar Türkiye’den veya KKTC’den şirketler-kişiler tarafından ödenmeli ve mülkler, gasp edilmelerinden 100 yıl sonra yeniden Türkleştirilmelidir…

Türkiye Bankaları bu konuda istekli olan şirket ve işadamlarına kredi vermelidir…

Böylece Anavatan Türkiye de milyonlarca sterlin tazminat ödemekten kurtulmalıdır…

Maraş toprağı Türkleştirildikten sonra burada patlayacak dev inşaat faaliyeti ve turizm yatırımları, ödenecek olan paraları 3-5 yılda fazlası ile geri getirecektir…

KKTC ekonomisi büyük bir patlama yaşayacaktır…

Bölgede binlerce gencimiz istihdam edilecektir…

Maraş KKTC sınırları içinde kalmış olacaktır…

KKTC sahil şeridi uzunluğu korunmuş olacaktır, bunun Kıta Sahanlığı ve MEB haklarımız konusunda olumlu yansımaları olacaktır…

HUKUKÇU GÖRÜŞÜ
Maraş’ın KKTC yönetiminde açılmasına karşı çıkan ve bu konuda Halkımıza BM üzerinden sünnetçi korkusu vermeye çalışan teslimiyetçilerin, dünkü HABERCİ gazetesinde yayınlanan Av. Murat M. Hakkı’nın söyleşisini okumalarını salık veririm.

AİHM’de Rum müşterileri için davalar açan Murat M. Hakkı şöyle diyor:

“En mantıklı yol, TMK vasıtasıyla kademeli olarak 5-6 yıl içerisinde başvuran hak sahibi Rumlara TÜRK İDARESİ ALTINDA iade edilmesidir. Bu hem uluslararası alanda, hem de ekonomide pozitif yansıyışlar getirecektir… KKTC şirketleri ve hükümeti bu büyüklükteki finansal boyutun altından kalkamaz. Burada TÜRKİYELİ MÜTEAHHİTLER VE OTEL ZİNCİRLERİ DEVREYE GİRECEK VE TÜM KAYNAK ORADAN GELECEK. DOLAYISI İLE NE TÜRKİYE HÜKÜMETİ MİLYARLARCA LİRALIK TAZMİNAT ÖDER, NE DE KKTC HÜKÜMETİ…”

Bilindiği gibi şu anda TMK’da 6 bin 500 civarında Rum’un müracaatı var…

Bu müracaatların 500 kadarı Maraş ile ilgili…

Ve AİHM’in Maraş’taki mülkünün iadesini ve manevi tazminat ödenmesini emreden ARESTİ Davası kararı var…

Bu karar pilot davaydı ve binlerce dava için emsal teşkil ediyor…

TMK bugüne kadar Rumlara 303 milyon sterlin tazminat ödenmesi kararı verdi, bunun 190 milyon sterlini Türkiye tarafından ödendi…115 milyon sterlin ödenmedi.

Ödemeler sonucu 30 milyon metrekare civarında bir alan Türkleştirildi…

Ve AİHM Türkiye’yi sıkıştırmaya devam ediyor…

Tek yol Vakıflar İdaresi’nin hakları da gözetilerek Maraş’ın KKTC yönetiminde açılması ve 100 yıl sonra TMK yoluyla yeniden Türkleştirilmesidir…

Böylece hem Rumların Maraş’ı “Cepte keklik görmesi son bulacak, hem de KKTC ekonomisi büyük bir patlama yaşayacaktır.”