Nisan 2020’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimine 7 ay kaldı.

Akıncı, sol kesimin çatı adayı olmak istiyor.

Yandaşları bu yönde, özellikle CTP içinde yoğun kulis çalışması yapıyor…

CTP içindeki AKEL’ci milletvekilleri ve ilçe örgütü yöneticileri, Rum AP seçimlerinde Niyazi Kızılyürek’e destek verenler, TDP, AKEL’in KKTC şubesi olan BKP, Afrika gazetesi, özetle bilumum KKTC-Türkiye düşmanı işbirlikçi teslimiyetçiler bu yönde çaba harcıyor…

CTP içinde bir başka gurup ise Genel Başkan Erhürman’ın aday çıkması gerektiğini söylüyor…

Ekim ayında yapılacak CTP kurultayı, “Tufan mı-Akıncı mı?” konusunda son kararı verecek…

MİLLİYETÇİ CEPHEDE DURUM
Milliyetçi cephede ise, aday olmayacağını açıklayan UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ersin Tatar’ın liderlik sergileme, sürece hakim olma, inisiyatif alma konusundaki zaafları nedeniyle, tam bir belirsizlik hakim…

O nedenle UBP içinde yoğun bir çekişme var…

Çoğunluk, en büyük milliyetçi parti olarak UBP’nin kendi adayı ile seçime girmesini savunuyor.

Bunu savunanlardan şimdilik 3 aday çıktı, daha da çıkabilir…

UBP içinde, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı, HP Genel Başkanı Kudret Özersay’ın UBP-HP ortak adayı olarak gösterilmesini savunanlar da var…

UBP-HP ortak adayı olmayacaksa, Kudret Özersay aday olur mu?

Bunu zaman gösterecek…

YDP, ilk turda her partinin kendi adayı ile yarışması, ikinci turda en çok oy alacak milliyetçi adayın desteklenmesi düşüncesinde…

Ancak YDP, 2 veya 3 partinin ortak aday göstermesine de açık…

DP’de ise belirsizlik var.

MİLLİYETÇİLER NE YAPMALI?
Milliyetçi cephedeki bu bölünmüşlük, seçimlerin kaybedilmesine ve Cumhurbaşkanlığının, KKTC’ye inanmayan, Türkiye’ye Anavatan demeyen federasyoncu-işbirlikçi bir partinin eline geçmesine neden olabilir…

Eğer böyle bir şey olursa, kendini “milliyetçi” olarak niteleyen, toplamda %70 oy ve 35 milletvekili sahibi olan 4 siyasi partinin başkanının ve bu hükümetin derhal istifa etmesi gerekecektir…

Zaten seçim kaybedilirse, CTP, erken seçim için bastıracaktır…

O nedenle herkes aklını başına almalıdır!

Bu seçim partiler ve kişiler arasında bir yarış değil; KKTC’yi, Anavatanı ve iki devletli çözümü savunanlarla, federasyonu savunan Türkiye-KKTC karşıtı Rum işbirlikçileri arasında bir kader seçimi olacaktır…

KKTC’nin ve halkımızın geleceği belirlenecektir…

Yüzde 70’in seçimi kaybetmesi, ancak particilik, koltuk ve makam hırsıyla bölünmesiyle mümkündür…

Yapılması gereken en büyük parti olarak UBP Başkanının inisiyatif alarak YDP, HP, DP’yi ortak aday belirlemek için toplantıya çağırmasıdır.

Tatar bunu yapmazsa, diğer parti başkanlarından biri veya Mücahitler Derneği, Milli Varoluş Konseyi gibi milliyetçi örgütler bu inisiyatifi almalıdır…

Bu, UBP içindeki aday olma yarışını da sona erdirecektir…

4 Parti, olmazsa 3 parti, olmazsa 2 parti bir araya gelerek kazanma şansı en yüksek, güvenilir, KKTC ve Türkiye’ye sahip çıkan, milli davada zikzak çizmeyecek ortak adayı belirlemelidir…

Bu konu milliyetçilik iddiasında bulunan partiler ve kişiler için, gerçek yüzlerini açığa çıkaran bir Turnusol kâğıdı haline gelmiştir…

Tarih ve halk, bölücü parti ve kişiler hakkında kararını verecektir.